"Kuantum mekaniği konusunda cok calışmak gerekir. Ama, icimden bir ses bana bunun her şeyin cozumu olmadığını soyluyor. Bu teoriyle bircok şey acıklanıyor; ama hala O'nun sırrını cozebilmiş değiliz. Ben yine de, O'nun zar atıp kumar oynadığını, hic mi hic zannetmiyorum."
Albert Einstein
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
Konu tarafımca onaylanmıştır.termodinamik,entropi,enerji konularını istiyen araştırabilir.hic bir carpıtma yoktur.
İnternette bircok yerde metnin kopyası mevcuttur
Fiziğin en temel kanunlarından birisi olan "Termodinamiğin İkinci Kanunu", evrende kendi haline, doğal şartlara bırakılan tum sistemlerin, zamanla doğru orantılı olarak duzensizliğe, dağınıklığa ve bozulmaya doğru gideceğini soyler. Canlı, cansız butun herşey zaman icinde aşınır, bozulur, curur, parcalanır ve dağılır. Bu, er ya da gec her varlığın karşılaşacağı mutlak sondur ve soz konusu kanuna gore bu kacınılmaz surecin geri donuşu yoktur.
Bu gercek hepimizin yaşamları sırasında da yakından gozlemlediği bir durumdur. Orneğin bir arabayı cole goturup bırakır ve aylar sonra durumunu kontrol ederseniz, elbette ki onun eskisinden daha gelişmiş, daha bakımlı bir hale gelmesini bekleyemezsiniz. Aksine lastiklerinin patlamış, camlarının kırılmış, kaportasının paslanmış, motorunun curumuş olduğunu gorursunuz. Aynı kacınılmaz surec canlı varlıklar icin cok daha hızlı işler.
İşte Termodinamiğin İkinci Kanunu bu doğal surecin, fiziksel denklem ve hesaplamalarla ifade ediliş bicimidir.
Bu unlu fizik kanunu, "Entropi Kanunu" olarak da adlandırılır. Entropi, fizikte bir sistemin icerdiği duzensizliğin olcusudur. Bir sistemin duzenli, organize ve planlı bir yapıdan duzensiz, dağınık ve plansız bir hale gecmesi o sistemin entropisini arttırır. Bir sistemdeki duzensizlik ne kadar fazlaysa, o sistemin entropisi de o kadar yuksek demektir. Entropi Kanunu, tum evrenin geri donuşu olmayan bir şekilde surekli daha duzensiz, plansız ve dağınık bir yapıya doğru ilerlediğini ortaya koymuştur.
Termodinamiğin İkinci Kanunu ya da diğer adıyla Entropi Kanunu, doğruluğu teorik ve deneysel olarak kesin bicimde kanıtlanmış bir kanundur. Oyle ki yuzyılımızın en buyuk bilim adamı kabul edilen Albert Einstein, bu kanunu "butun bilimlerin birinci kanunu" olarak tanımlamıştır:
Entropi Kanunu, tarihin bundan sonraki ikinci devresinde, hukmedici duzen şeklinde kendini gosterecektir. Albert Einstein, bu kanunun butun bilimlerin birinci kanunu olduğunu soylemiştir; Sir Arthur Eddington ondan, butun evrenin en ustun metafizik kanunu olarak bahseder.1
Evrim teorisi ise, butun evreni kapsayan bu temel fizik kanununu butunuyle gozardı ederek ortaya atılmış bir iddiadır. Evrim bu kanunla temelinden celişen tam tersi bir mekanizma one surer. Evrime gore, dağınık, duzensiz, cansız atomlar ve molekuller, zamanla kendi kendilerine tesaduflerle biraraya gelerek duzenli ve planlı proteinleri, DNA, RNA gibi son derece kompleks molekuler yapıları, ardından da cok daha ileri duzenlere, organizasyonlara ve tasarımlara sahip milyonlarca canlı turunu ortaya cıkarmışlardı. Evrime gore, her aşamada daha planlı, daha duzenli, daha kompleks ve daha organize bir yapıya doğru ilerleyen bu hayali surec, Entropi Kanunu'nun ortaya koyduğu gerceklere butunuyle aykırıdır. Bu nedenle evrim gibi bir surecin, en başından en sonuna kadar varsayılan hicbir aşamasının gercekleşmesi mumkun değildir. Evrimci bilim adamları da bu acık celişkinin farkındadırlar. J. H. Rush şoyle der:
Evrimin kompleks sureci icinde yaşam, Termodinamiğin İkinci Kanunu'nda belirtilen eğilime belirgin bir celişki oluşturur.2
Evrimci bilim adamı Roger Lewin de bir başka bilimsel dergi olan Science'daki bir makalesinde evrimin termodinamik acmazını şoyle dile getirmektedir:
Biyologların karşılaştıkları problem, evrimin Termodinamiğin İkinci Kanunu'yla olan acık celişkisidir. Sistemler zamanla daha duzensiz yapılara doğru bozulmalıdırlar.3
Bir evrimci olan George Stavropoulos, canlılığın kendiliğinden oluşmasının termodinamik acıdan imkansızlığını ve fotosentez gibi kompleks canlı mekanizmaların kokenini doğa kanunlarıyla acıklamanın mumkun olmadığını, unlu evrimci yayın American Scientist'te şu ifadelerle kabul etmektedir:
Normal şartlarda, Termodinamiğin İkinci Kanunu doğrultusunda, hicbir kompleks organik molekul hicbir zaman kendi kendine oluşamaz, tersine parcalanır. Gercekte, bir şey ne kadar kompleks olursa o kadar kararsızdır ve kesin olarak eninde sonunda parcalanır, dağılır. Fotosentez, butun yaşamsal surecler ve yaşamın kendisi, karmaşık veya kasıtlı olarak karmaşıklaştırılmış acıklamalara rağmen, halen termodinamik ya da bir başka kesin bilim dalı vasıtasıyla anlaşılamamıştır.4
Gorulduğu gibi, evrim iddiası butunuyle fizik yasalarına aykırı olarak ortaya atılmış bir iddiadır. Termodinamiğin İkinci Kanunu, evrim senaryosu karşısına bilimsel ve mantıksal acıdan aşılması imkansız bir fiziksel engel oluşturmaktadır. Bu engeli aşacak hicbir bilimsel ve tutarlı acıklama getiremeyen evrimciler ise bunu ancak hayal guclerinde aşabilmektedirler. Orneğin, Amerikalı bilimadamı Jeremy Rifkin, evrimin, bu fizik kanununu sihirli bir gucle aştığına inandığını belirtmektedir:
Entropi Kanunu, evrimin bu gezegendeki yaşam icin mevcut olan tum enerjiyi dağıtacağını soyler. Bizim evrim anlayışımız ise bunun tam tersidir. Biz evrimin sihirli bir şekilde yeryuzunde daha buyuk bir değer ve duzen artışı sağladığına inanıyoruz.5
Bu sozler evrimin tamamen dogmatik bir inanc olduğunu cok iyi ifade etmektedir.
Acık Sistem Carpıtması
Evrimciler, tum bu acık gercekler karşısında, Termodinamiğin İkinci Kanunu'nun yalnızca "kapalı sistemler" icin gecerli olduğu, "acık sistemler"in bu kanunun dışında olduğu gibi bir carpıtmaya başvururlar.
Acık sistem, dışarıdan enerji ve madde giriş-cıkışı olan bir termodinamik sistemdir. Evrimciler de dunyanın bir acık sistem olduğunu, Guneş'ten surekli bir enerji akışına maruz kaldığını, dolayısıyla Entropi Kanunu'nun dunya icin gecersiz olduğunu, duzensiz, basit, cansız yapılardan duzenli, kompleks canlıların oluşabileceğini one surmektedirler.
Oysa burada acık bir carpıtma vardır. Cunku bir sisteme dışarıdan enerji girmesi, o sistemi duzenli hale getirmek icin yeterli değildir. Bu enerjiyi kullanılabilir hale getirecek ozel mekanizmalar gerekir. Orneğin bir arabanın, benzindeki enerjiyi işe donuşturmesi icin motora, transmisyon sistemlerine ve bunları idare eden kontrol mekanizmalarına ihtiyac vardır. Boyle bir enerji donuşturucu sistem olmasa, arabanın benzindeki enerjiyi kullanabilmesi mumkun olmayacaktır.
Aynı durum canlılık icin de gecerlidir. Evet, canlılık enerjisini Guneş'ten almaktadır. Fakat Guneş enerjisi, ancak canlılardaki inanılmaz komplekslikteki enerji donuşum sistemleri (orneğin bitkilerdeki fotosentez, insan ve hayvanlardaki sindirim sistemleri) sayesinde kimyasal enerjiye cevrilebilmektedir. Bu enerji donuşum sistemleri olmasa hicbir canlı varlığını devam ettiremez. Guneş'in, enerji donuşum sistemi olmayan bir canlı icin, yakıcı, eritici ve parcalayıcı bir enerji kaynağı olmaktan başka bir anlamı yoktur.
Gorulduğu gibi herhangi bir enerji donuşturucu mekanizması olmayan bir sistem, acık da olsa kapalı da olsa, evrim icin hicbir avantaj teşkil etmemektedir. İlkel dunya şartlarında doğada boyle kompleks ve bilincli mekanizmaların bulunduğunu ise hic kimse iddia etmemektedir. Zaten evrimciler acısından bu noktadaki problem, bitkilerdeki fotosentez mekanizması gibi modern teknoloji tarafından bile taklit edilemeyen kompleks enerji donuşum mekanizmalarının nasıl ortaya cıktığı sorusudur.
İlkel dunyaya dışarıdan giren Guneş enerjisinin de bu yuzden hicbir şekilde duzenlilik meydana getirecek etkisi yoktur. Cunku sıcaklık ne kadar artarsa artsın amino asitler duzenli dizilimlerde bağ yapmaya karşı direnc gosterirler. Amino asitlerin cok daha karmaşık molekuller olan proteinleri ve proteinlerin de kendilerinden daha kompleks ve planlı yapılar olan hucre organellerini oluşturmaları icin de yine yalnızca enerji yeterli değildir. Asıl olarak gereken etken, bilincli bir tasarım, diğer bir ifadeyle yaratılıştır.
1. Jeremy Rifkin, Entropy: A New World View, New York: Viking Press, 1980, s. 6.
2. J. H. Rush, The Dawn of Life, New York: Signet, 1962, s. 35.
3. Roger Lewin, "A Downward Slope to Greater Diversity", Science, Cilt 217, 24 Eylul 1982, s. 1239.
4. George P. Stavropoulos, "The Frontiers and Limits of Science", American Scientist, Cilt 65, Kasım-Aralık 1977, s. 674.
5. Jeremy Rifkin, Entropy: A New World View, s. 55.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------
Duzensizlik (entropi) ile ilgili gunluk hayattan ornekler verebilir misiniz?(Entropinin daha kolay anlaşılması icin eklenmiştir)
Orneğin bir salonun koşesinde bir kibrit caktığımızda, kibritin ucundaki maddede depolanmış olan kimyasal enerji acığa cıkar ve bu arada yuksek hızla salınan gazın molekulleri, yakındaki hava molekulleriyle carpışarak, onların kinetik enerjisinin artmasına yol acar. Bu hava molekulleri de, dışarıya doğru giderek genişleyen kuresel kabuklar icindeki molekullerle carpışarak, onlara da kinetik enerji aktarırlar. Bir sure sonra; başlangıcta kibritin ucundaki maddede ‘derli toplu ve duzenli’ bir halde bulunan enerji, tum salona dağılmış, salondaki molekuller arasında, neredeyse eşit olarak paylaşılmıştır. ‘Duzensizlik’ veya duzensizliğin bir olcusu olan ‘entropi’ artmıştır. Benzer şekilde, başlangıcta kibritin ucunda ‘derli, toplu ve duzenli’ gorunen minicik katı parcacıklar kumesi, yani duman da, molekullerle carpışmalar sonucu, yani difffuzyon yoluyla tum salona dağılır. Bu tur sureclerin, ‘tersi kendiliğinden yer alamaz’ anlamında ‘tersinmez’ olduğu soylenir. Cunku boyle bir kibrit yakma surecini her birimiz defalarca izlemiş; fakat kibritin yakılması sonucunda salona dağılmış olan enerjinin, kendiliğinden tekrar sonmuş kibritin ucunda toplanarak kibriti yeniden ateşlediğini hic birimiz asla gormemişizdir. Bu ikinci olay, fizik yasaları cercevesinde mumkun olmakla beraber, kapalı sistemlerde kendiliğinden yer alan sureclerde entropinin azalmamasını ongoren ‘termodinamiğin ikinci yasası’ (ΔS≥0) nedeniyle gercekleşmesi olasılığı yok denecek kadar az olan bir olaydır.
Bir başka ornek, mutfaktaki tezgahın uzerinde bulunan bir yumurtanın yere duşup kırılmasıdır. Başlangıcta karmaşık bir yapı icerisinde ‘derli toplu ve duzenli’ olan bir atom ve molekuller kumesi, sonucta ‘paramparca ve darmadağınık’ bir hal alır. Duzensizlik artışıyla sonuclanan bu olay da keza, ‘tersinmez’ bir surec oluşturur. Cunku kırık bir yumurtanın kendiliğinden derlenip toparlanarak eski haline geldiği gorulmemiştir.
__________________
Termodinamik ve Evrim//Evrim var mı yok mu//
Bilim ve Teknoloji0 Mesaj
●34 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Teknoloji Forumları
- Bilim ve Teknoloji
- Termodinamik ve Evrim//Evrim var mı yok mu//