SİZDEN once gelen ummetler icerisinde bir adam vardı. İnsanlardan uzak durur, inzivada yaşar ve ibadetle meşgûl olurdu. Kadının biri, bu adama aşık oldu. Bir gun kendisine hizmetkÂrını gonderip, onu, bir mesele uzerinde şahitlik yapması icin evine davet ettirdi.
Adam da, davete icabet edip gitti.

Kadının evine geldiklerinde, girdikleri her kapı uzerlerine kilitlendi. Boyle boyle, gosterişli bir koltukta oturan ve hizmetcileri etrafında pervaneler gibi donen, parlak ve guzel bir kadının bulunduğu bir odaya geldiler. Odada bir kup de şarap vardı.

Kadın:

“Biz seni buraya şahitlik edesin diye cağırmadık. Doğrusu biz seni buraya; şu hizmetkÂrımı oldurmen, veya benimle beraber olman veyahut da, şu şaraptan icmen icin cağırdık. Eğer dediklerimden birini yapmazsan; bağırır feryat eder ve seni rezil ederim” dedi.

Adam caresiz kaldı ve, “Bari şaraptan iceyim” dedi.

Bunun uzerine kendisine bir kadeh şarap verdiler; o da icti. Sonra bir kadeh daha istedi. Sonra da sarhoş oluncaya kadar icti.

Sarhoş olunca da, hem kadınla beraber oldu, hem hizmetkÂrı oldurdu.

•••

Siz ickiden sakının, cunku o, iman ile birlikte bir adamın goğsunde bir arada bulunmaz. Biri diğerini mutlaka cıkarır.
__________________