Peygamberimiz (sav)'in doneminde cevresinde bulunan insanların bazılarının gorgu ve kultur seviyeleri duşuktu. Bu kişilerin ince duşunceli olmadıkları, rahatsızlık verebilecek tavırları hesaplayamadıkları bazı ayetlerden anlaşılmaktadır. Orneğin evlere on kapılarından değil de arka kapılarından girdikleri, Peygamberimiz (sav)'in evine yemek saatinde geldikleri ya da uzun uzun konuşup Peygamber Efendimizin vaktini aldıkları ayetlerde bildirilmektedir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) ise, son derece ince duşunceli, nezaketli, sabırlı, bu kişilere hoşgoru ile yaklaşan, icli ve cok medeni bir insandır. Cevresindeki kişilerin rahatsızlık verici tavırlarını her zaman guzellikle uyarmış, onların gonullerini almış ve buyuk bir sabır ve emekle onları eğitmiştir. Ve bu ahlakıyla da tum muminlere cok guzel bir ornek olmuştur.
Sonsuz merhamet ve şefkat sahibi olan Rabbimiz, Peygamberimiz (sav)'e bu konuda da yardımcı olmuş, onu ayetleri ile desteklemiştir. Bu konudaki ayetlerden biri şoyledir:
"Ey iman edenler (rastgele) Peygamberin evlerine girmeyin, (Bir başka iş icin girmişseniz ille de) yemek vaktini beklemeyin. (Ama yemeğe) cağrıldığınız zaman girin, yemeği yiyince dağılın ve (uzun) soze dalmayın. Gercekten bu, peygambere eziyet vermekte ve o da sizden utanmaktadır; oysa Allah, hak (kı acıklamak)tan utanmaz." (Ahzap Suresi, 53)

Sahabelerin bircok rivayetinde de Peygamber Efendimizin nezaketli, ince duşunceli tavırlarına ornek verilmektedir. Peygamber Efendimiz, hem bir peygamber olması, hem de bir devlet başkanı olması itibariyle, her kesimden insanla surekli irtibat halinde olmuş; devlet ve kabile reislerinden zengin kimselere, fakir, zayıf, kimsesiz yetimlerden kadın ve cocuklara kadar herkesle goruşmuştur. Tum bu sosyal yapıları, yaşayış tarzları, huyları, alışkanlıkları birbirinden tamamen farklı olan insanlarla, her alanda iyi bir diyalog kurmuş, hepsinin gonlunu hoş tutmuş, her birine karşı nezaketli, anlayışlı, sabırlı ve guzel bir tavır gostermiştir.
Peygamber Efendimizin cevresinde bulunan yakın sahabelerinin aktardıkları olaylardan da anlaşıldığı gibi Peygamber Efendimiz, "son derece nazik, nezih, zarif, latif ve ince duşunceli" idi. Edep, terbiye ve gorgu kurallarını hayatında en guzel ve en ideal şekliyle uyguluyordu.

Hz. Ayşe (ra),
"Resulullahtan daha guzel ahlÂka sahip hic kimse yoktur. Ashabından ve ailesinden birisi kendisine seslenince, 'Buyurun' diye karşılık verirdi. Bu sebeple Allah, ona,
'Sen yuksek bir ahlÂk uzeresin' buyurmuştur" diyerek Peygamber Efendimizde gorduğu guzel ahlakı anlatmıştır.

Peygamber Efendimizin evinde yetişen ve yıllarca ona hizmet eden Hz. Enes (ra), Peygamberimiz (sav)'in eşsiz nezaketini şoyle anlatmıştır:
"Kendisine bir şey soranı can kulağıyla dinler, soruyu soran yanından ayrılmadıkca, onu terk etmezdi. Resulullah ile bir kimse tokalaşırsa veya bir kimse tokalaşmak icin elini uzattığında, karşısındaki kişi elini cekmeden Resulullah elini cekmezdi. Biriyle yuz yuze gelince de, karşısındaki, yuzunu cevirip ayrılmadıkca Resulullah o kimseden yuzunu cevirmezdi. Onune oturan kimseye hicbir zaman ayaklarını uzatmazdı. Karşılaştığı kimseye once kendisi selÂm verirdi. Ashabıyla tokalaşmaya once kendisi başlardı."
"Sahabîlerine guzel unvanlar verirdi. Hz. Ali'ye 'Ebû Turab', bir başka Sahabîsine 'Ebû Hureyre' gibi lÂkaplar vermişti. Onlara şeref kazandırmak icin, hoşlarına giden isimle cağırırdı."
"Kimsenin sozunu kesmezdi. Konuşmasını yarıda bırakmazdı. Konuştuğu kişi sozunu bitirmeden yahut gitmek uzere ayağa kalkmadan sohbetine devam ederdi.
"Resul-i Ekrem'e on sene hizmet ettim. Vallahi, bana 'Of' bile demedi. Yapmakta geciktiğim veya yapmadığım bir emrinden dolayı beni azarlamadığı gibi, ailesinden azarlayan olursa, onlara da, 'Ona dokunmayın. Bu işi yapması takdir edilmiş olsaydı yapardı' buyururdu."
"Bir gun bir iş icin bir yere gitmemi emir buyurdu. Huzurlarından cıktıktan sonra sokakta birkac cocuğun oynadığını gordum ve onları seyretmeye daldım. Derken arkadan birisi iki eliyle başımı tuttu. Donduğumde baktım ki, kendisi. Guluyor. Bana: 'Enesciğim sana soylediğim yere gittin mi?' dedi.
'Hayır, daha gitmedim, gideceğim' dedim.
'Ben ona senelerce hizmet ettim. Vallahi bir defa olsun yaptığım bir iş icin 'Nicin yaptın?', yapmadığım bir iş icin 'Nicin yapmadın?' dediğini hatırlamıyorum."
Peygamberimiz (sav) hayatı boyunca binlerce insanı eğitmiş, dini, guzel ahlakı bilmeyen insanların guzel tavırlı, ince duşunceli, fedakar, ustun ahlaklı insanlar olmalarına vesile olmuştur. Kendisinden sonra da sozleri, tavrı ve ahlakı ile milyonlarca insanın eğitimine vesile olan Peygamberimiz (sav), cok hayırlı bir yol gosterici ve eğiticidir.



__________________