Bize bildirilmişdir ki, emîr-ul mu'minîn Hz.Omer (r.a) ÎrÂnı vilÂyetini feth etdi. Deveden, atdan ve dirhemden ve koyundan ve sığırdan ve kole ve cÂriyeden cok mal ve ganîmet getirdiler. Emîr-ul mu'minîn butun o ganîmeti taksîm etdi. Kendisine asl birşey alıkoymadı. Se'ÂdethÂnelerine gece vakti geldiler.
Ev ehli dediler ki,
-Nicin bizim icin iki dirhem getirmedin. Yimek icin, bu gece evde hic ta'Âm yokdur.
Hazret-i Omer buyurdu,
-Ey hÂtun! Korkdum o tÂifeden olmakdan ki, Allahu tebÂreke ve teÂl hazretleri kelÂmı mecîdinde buyurur:
(... Duny hayÂtında guzel ni'metleri yiyerek, iyi işlerinizin sevÂbını giderdiniz. Onlar ile istimtÂ' edip, fÂidelendiniz, yeryuzunde kibrlenip, gunÂh işlediniz. Bugun şiddetli azÂb ile cezÂlanacaksınız.) [AhkÂf,20] Yine korkdum o kimselerden de olurum diye. (DunyÂya mağrûr olup, aldandılar...) ve Hak subhÂnehu ve teÂl buyurmuşdur: (Sizi duny hayÂtı aldatmasın...) ve de kıyÂmet gunu, Resûlullah (sav) hazretlerinden uzak kalmakdan korkdum, buyurmuşlardır. Resûlullah, (Ey Allahım! Beni miskîn yaşat. Miskîn olarak oldur. KıyÂmet gunu miskîn olduğum hÂlde, miskînler zumresi ile haşr eyle) buyururdu.

Ondan sonra Omer (ra) bakdı ki, evde yiyecek yok. Dışarı cıkdı. Mescide varıp, minbere cıkdı. Yuksek sesle (EssalÂt) deyip, hutbeye başladı. Hutbede dedi ki,
-Ey insanlar, kıyÂmet korkusu olmasa idi, bu korkduğunuz işlerden başka işler olurdu. VelÂkin, kıyÂmet korkusu bizi geri cekdi. HevÂmıza tÂbi' olmadık. Sonra buyurdu: Bana iki dirhem kim borc verir. TÂ ki bu gecenin ihtiyÂcını goreyim ki, benim evimde bu gece yiyecek bir nesne yokdur.
EshÂb-ı guzîn (r. ecma'în) bunu işitdiler. Cok ağladılar. Sonra AbdurrahmÂn bin Avf (r.a) kalkıp, iki dirhem verdi.
__________________