O’nu ancak universiteli yıllarında tanımıştı. ‘Neden daha once tanışmadık’ diye duşunurken cok uzulmuştu. Hayrandı, O ne yaptıysa onu yapmak icin neler vermezdi ki? Tanışabilmek icin evde davet beklediği her halinden belliydi. “Evinizde benim adımı hic anmadınız!” derken haklıydı. Ne annesinden ne de babasından O’nun adını duymuştu. O’ndan bahseden cumlelere hic rastlamamıştı. “Keşke”leri, o gunleri geri getirmeyecekti.

Aklına kızıyla oğlu geldi. Yıllar sonra onlar da bu duşunceleri tatmamalıydılar. Ceketini giydi ve carşıya doğru yoneldi. Carşıda epey dolaştıktan sonra evin yolunu tuttu.

– Kızım, kapıyı ac...

Sevde kapıyı actığında karşısında elinde paketlerle babasını buldu. Burak da geldiğinde gozleri renkli paketlere takıldı. Eşi Sumeyye Hanım “Hoş geldin bey” derken “Bunlar da ne? Neden aldın?” der gibiydi.

– Cocuklar, bugun cok ozel bir gun. Hediyelerin ne olduğunu yemekten sonra hep birlikte gorelim, olmaz mı?

Cocuklar sabırsızlıkla beklerken Erkan Bey, neşeyle ellerini yıkadı ve sofraya oturdu.

Ailecek salonda toplandıklarında televizyonu kapatmış ve babalarının soyleyeceklerini dikkatle dinlemeye hazırlanmışlardı. Soze, genclik yıllarında tanıştığı şahsı anlatmayla başladı.

– O’nu kitaplardan tanıdım. O’nu anlatanlar oyle anlatıyorlardı ki, yaptıklarını hayranlıkla karşıladım. O’nu gorebilmeyi cok arzu ettim; ama bu mumkun değildi. Yaptıklarını yapmak, soylediklerini uygulayabilmek en buyuk arzumdu. Sizlerin de bu buyuk insanı tanımanızı istiyorum.

– Baba kim bu buyuk insan?

– Biz gorduk mu O’nu?

– Hayır kızım! O, bizden cok uzun seneler once yaşamış. Hani ben size bizi yaratan Allah’tan bahsederken O’nun bir elcisi de olduğunu soylemiştim. İşte O, bizim cok sevdiğimiz Allah’ın sevgili elcisi peygamberimiz Hz. Muhammed (sas).

Bu hafta O’nun dunyaya geldiği hafta. Sizlere O’nun doğumu nedeniyle hediyeler aldım. Bize Allah’ı anlatan, dunyamızı ve ahiretimizi kurtaran bir insanın doğum gununde O’nu anarken, soyledikleri ve yaptıklarına bir kez daha kulak verelim istedim.

Hediyeler acılırken cocukların yuzlerinde gulucukler vardı. Sevde icin cok guzel bir elbise almıştı babası. Elbisenin yanında bir de bebek vardı. Burak’ın paketinden de bir tişort ve ufak bir atari cıkmıştı. Son pakette ise Peygamber Efendimiz(sas)’i anlatan resimli iki kitap vardı.

– Bu kitapları beraberce okuyalım mı baba? En kısa zamanda bitirip yenilerini alır mısın?

– Tabii oğlum. Neden olmasın?

– Bey hani bize hediye?

– Seni unutur muyum hic!

Cantasını acıp oradan da kıpkırmızı bir gul cıkardı. Gul sultanını andığımız şu gunlerde gonlumuzun sultanını anlatan ve sevgimi ifade eden bu gulu kabul et lutfen.

O gece kitaplardan Peygamber Efendimiz’in hayatının bir kısmını okudular neşe ve muhabbetle.

Kim bilir belki o gece mubarek bir misafir de o aileye misafir olmuştur.

__________________