EKİN CEMBERLERİ
Ekin tarlaları uzerindeki geniş alanların gece esrarengiz bir bicimde duzleştirilmesiyle oluşan buyuk geometrik modellerdir. “Hasat Cemberleri” ya da “Ekin Motifleri” olarak da bilinen bu şekiller bir gecede birdenbire belirmektedirler; kimler ya da hangi gucler tarafından oluşturuldukları gorulememiş olsalarda, araştırmalar ve bulgular cok enterasan sonuclar doğurmaktadır.
Bu gizemli şekiller ilk kez 1980’de, yerel İngiliz gazetesi Wiltshire Times tarafından “Ekin Cemberleri” olarak adlandırılmışlardır. Ekin cemberleri buğday, arpa, cavdar, yulaf, pirinc gibi farklı urunlerin yetiştiği tarlalarda ortaya cıkabildikleri gibi, nadirende olsa sebze ekili alanlarda, ağaclık bolgelerde, hatta kar ustunde bile gorulebilmektedir. Tahıl tarlalarında, genellikle ekinlerin belirli bir boy ve olgunluğa eriştikleri donem olan Nisan-Eylul ayları arasında ortaya cıkmaktadırlar. Buyuklukleri şekilden şekile farklılık gostermekle beraber, capları genelde 5 metre ile 220 metre arasında değişmektedir. Buyuk oluşumların uzunluğu 280 metreye kadar varmakta, yaklaşık 10.000 metrekarelik bir alanı kaplayabilmektedirler.
İngiltere, ozellikle Stonehenge bolgesi ekin cemberlerinin ana vatanı olarak bilinmekteyse de bu gizemli şekillere hemen hemen her ulkede rastlanmaktadır. En cok İngiltere, Almanya, Rusya, Kanada'da gorulmektedirler. Bu şekiller ilk ortaya cıkmaya başladıklarında yalnızca basit, simetrik cemberlerden oluşmaktaydılar. Gunumuzde ise, matematiksel anlamda kusursuz grafikler olan spiraller gibi pek cok değişik formda ekin cemberleri ortaya cıkmaktadır. Şekiller zamanla geometrik acıdan hem karmaşıklaşmış hem de mukemmelleşmiştir; Ekin cemberleri genelde yay, ucgen ya da daire bicimindedirler, fakat dikdortgen ve poligon gibi başka bicimlerde oluşumlara da rastlanmaktadır.
Ekin cemberlerinin hemen hepsinde, alt kısımdaki ekinler, merkezden dışa doğru uzanan bir spirale sahiptirler. Cemberlerin kenarları oldukca duzgundur; pergelle cizilmiş izlenimi vermektedirler. Gercek ekin cemberlerinde ekinler yere yatıktır ve yerden yaklaşık 1 inc yuksekliktedirler. Ekinler kırılmamışlardır ve genelde buyumeye devam ederler. Bu, ekin cemberlerinin insanlar tarafından yapılmamış olduğunun bir başka kanıtıdır, cunku normalde ekinlerin bu şekilde duzleştirilmesi kopmalarına, kırılmalarına ve hasar gormelerine neden olmaktadır. Cemberlerden bazıları bir sepet gibi orulmuştur, buna rağmen bitkilerin her biri şaşırtıcı bir bicimde doğru yerdedir. Bu şekillerden bazılarında ise ekinler belli bir yuksekliğe ulaştıktan sonra spiral bicimini almaktadırlar. Bu ozellikleri ekin cemberlerini benzersiz kılmaktadır.
Ekin cemberlerinin gecmişi 1670’lere kadar uzanmaktadır, fakat bunların varlığına ilişkin kanıtlar ancak yakın zamanlarda elde edilmeye başlamıştır. Kayıtlara gecen ilk ekin cemberi 1966 yılında, İngiltere’nin Hertfordshire kasabası sakinleri tarafından bulunmuştur. Bu esrarengiz şekiller 1972 yılına kadar bir daha gorulmemişlerdir. Ağustos 1972’de, Guney İngiltere’nin Warminister bolgesinde once bir UFO gozlemlenmiş, ardından da bir buğday tarlasında esrarengiz şekiller belirmiştir. 1972 yılından beri her yıl daha cok sayıda ekin cemberi ortaya cıkmaktadır. 1976 yılında, Langenburg’lu bir ciftci olan Edwin Fuhr, tarlası uzerinde ucan kubbe şeklinde araclar gormuştur. O gece tarlayı araştıran Fuhr, burada dort ekin cemberinin oluştuğunu farketmiştir. Bu olayı takip eden uc gun boyunca UFO’lar gozlemlenmeye devam etmiş ve cemberlerin sayısı yediye ulaşmıştır.
Ağustos 1981’de araştırmacı Pat Delgado, basın organlarına, Winchester yakınlarındaki Cheesefoot Head’de bir mısır tarlasında birtakım esrarengiz cemberlerin ortaya cıktığını bildirmiş, olay once İngiltere’de ardından da tum dunyada buyuk yankı uyandırmış ve dikkatler ekin cemberleri bilmecesine cevrilmiştir.
1983 yılında şu anda dunyanın en onde gelen ekin cemberleri araştırmacılarından biri olan İngiliz muhendis Colin Andrews, Ekin Cemberleri Araştırma (CPR)’yi kurmuştur. Andrews ve Delgado, bu oluşumlarla ilgili detaylı araştırmalar yapmaya başlamışlar, ciftciler ve diğer tanıklarla goruşmuşler, şekillerin ceşitli acılardan fotoğraflarını cekmişler ve elde ettikleri bulguları değerlendirmişlerdir. 1973 yılından 1997 yılına kadar ortaya cıkan ekin cemberlerinin hepsi CPR arşivlerinde kayıtlıdır.
Delgado ve Andrews, 1987 yılında Wiltshire ve Hampshire kentleri yakınlarında 40’a yakın ekin cemberi bulmuşlardır. Bunlar daire, yuzuk, eşmerkezli daire biciminde uclu ve beşli oluşumlardı. 1987 yılında, ekin cemberleri oluşumları hem sayı bakımından hem de modellerdeki ceşitlilik ve karmaşıklık acısından yeni bir ivme kazanmıştır. Aynı zamanda bu şekillerin esrarengizliği de artmıştır. Cemberlerin icine giren kopekler hastalanmış, turuncu ışıklar yayan cisimler gorulmuş, esrarengiz sesler duyulmuştur. Colin Andrews bu cemberlerin birinin icindeyken “statik elektriğin hışırtılı sesini” duyduğunu soylemiştir.
FARKLI TİPTE CEMBERLER
Grafik bicimindeki ilk ekin cemberleri 1990’larda ortaya cıkmaya başlamıştır. Bunlara en iyi ornek, 1994’te Stonehenge’in bir mil kadar guneyinde ortaya cıkan oluşumdur. Stonehenge uzerinde ucan ve yerde olağandışı herhangi bir gorunume rastlamayan bir pilot, yaklaşık 45 dakika sonra aynı yerden gecerken Stonehenge’in tam guneyinde oldukca geniş ve geometrik acıdan kusursuz, grafik biciminde devasa bir ekin cemberinin ortaya cıktığını farketmiştir. Bu birdenbire ortaya cıkan yaklaşık 134 metrelik oluşumun insanlar tarafından yapılmasının imkansız olduğu, hadi yapıldı desek bile bunun gunler alacağı kesindir..
Ekin cemberlerinin en dikkat cekicisi, “tum cemberlerin anası” olarak da bilinen ve 17 Temmuz 1991’de İngiltere’de, Barbury Kalesi yakınlarındaki bir buğday tarlasında ortaya cıkan oluşumdur. Bu oluşumda, merkezi, dairesel bir alan duzleştirilmiş ve iki eşmerkezli daire ile cevrelenmiştir. Bu dairelerin ustune ikizkenar bir ucgen yerleştirilmiştir; bu ucgenin her bir koşesinde farklı bir dairesel model bulunmaktadır. Bunlardan biri basit bir cember, diğeri 6 kollu bir fırıldak, sonuncusu ise ilginc bir spiral şeklindedir. Tum oluşum 190 metre genişliğindedir.
Wiltshire’ın Alton Barnes bolgesindeki Milk Hill’de ortaya cıkan ve “Galaksi” adı verilen ekin cemberi de oldukca ilgi cekicidir. Bu şekil, bir spiral icine kusursuz bir bicimde yerleştirilmiş 400’den fazla cemberden oluşmaktadır. Tum oluşum 450 metre uzunluğundadır, icindeki cemberlerin capları ise 30 cm ila 21 metre arasında değişmektedir. “Oluşumda 400 cember bulunduğu ve bunlardan bazılarının capının 20 metreyi gectiği duşunulurse, her 30 saniyede bir tane cember cizilmiş olmalıdır ki bu sadece duzleştirme icin harcanacak zamandır. Bu oluşum sınırları zorlamaktadır. Geleneksel acıklamalar bu noktada yetersiz kalmaktadır.”
Hampshire’lı araştırmacı Karen Douglas ise bu konuda şu yorumu yapmaktadır: “Bu cok heyecanlandırıcı. Herkes, genelde bu oluşumların aldatmaca olduğunu soyleyenler bile, bu seferkinin muhteşem olduğunu duşunuyor. Onu diğerlerinden farklı kılan muhteşem buyukluğu ve karmaşıklığı. Daha once de buyuk ekin cemberleri gozlemlenmişti fakat hicbiri yuzlerce cemberden oluşmuyordu. Bu oluşum insanları gercekten de hayrete duşurdu.”
Ekin cemberlerinin mukemmel geometrik tasarımları insanları, bunların nasıl yapıldığını araştırmaya itmiştir. Bu esrarengiz şekillerin nasıl oluştuğu hakkında sayısız teori uretilmiş olsa da bunların pek azı ikna edicidir. Bazı araştırmacılar, ekin cemberlerinin oluşumunda normal olmayan hava koşullarının etkili olduğunu iddia etmiş, bazıları ise bu şekillerin belli bir alan uzerinde yoğunlaşan alcak ses frekansları tarafından meydana getirildiğini one surmuşlerdir.
Bu konudaki teorilerden biri de, UFO Olaylarını ortbas etmeye calışan istihbarat birimlerinin halkı yanlış yonlandirmek icin ortaya attıkları; bu oluşumların insanlar tarafından sahtekarlık amaclı yapıldıkları teorisidir. Fakat bu oluşumlar o kadar gelişmiş ve komplike tasarımlara sahiplerdir ki, bu birdenbire beliren devasa ve kusursuz şekillerin insan yapımı olabileceğini duşunmek imkansızdır. Bunun kanıtlanması icin, bu şekillerin bazıları kopye edilmeye calışılmış, fakat kucuk bir daire bile duzgun yapılamamıştır. Şekiller zamanla daha da karmaşıklaşmış; DNA spiralini temsil eden şekillerden, oldukca komplike matematiksel figurlere kadar uzanan bir ceşitlilik gostermiştir. Bu yuzden ekin cemberlerinin sahtekarlık urunu olduğu teorisi de bu şekillerin oluşumunu acıklamakta yetersiz kalmaktadır. Bu konuda en cok destek goren goruş, bu şekillerin dunyamızı ziyaret eden insan dışı zeki varlıklar tarafından yapıldığı goruşudur.
Ekin cemberlerinin icine giren kişiler, buradayken ya da buradan cıktıktan sonra farklı hisler duyduklarını bildirmişlerdir. Bu kişiler, cemberlerin icindeyken aşırı baş donmesi ve mide bulantısı yaşadıklarını soylerler. Hatta bazıları bu deneyimin ayaklarını yerden kestiğini soylemektedir. Yeni yuzyıl insanları, ekin cemberlerinin icindeyken kendilerinde iyileştirici gucler hissettiklerini iddia etmektedirler. Bazıları ise ekin cemberlerini bir tur sanat olarak yorumlamakta ve cemberlerin, sanat eserleri gibi derin ve etkileyici anlamlar taşıdıklarına inanmaktadırlar.
Ekin cemberleri sadece insanları değil hayvanları da etkilemektedir; yakın ciftliklerdeki buyukbaş hayvanlar cemberlerin ortaya cıkmasından saatler once hırcınlaşmaya ve sinirli hareketler yapmaya başlamaktadırlar. Cemberler, aynı zamanda cevrelerindeki elektronik aletlerin bozulmasına neden olmaktadırlar. Cemberlerin uzerinde ucan ucakların icindeki elektronik donanımlar zaman zaman arızalanmaktadır.
Cemberler, ortaya cıktıkları alanı tumuyle etkilemektedir; bir cemberin icindeki ve cevresindeki ekinlerin manyetik yapısı ve yaydığı enerji değişmekte, urunlerin kromozomları ciddi donuşumlere uğramaktadır. Manyetik alan değişimleri dolayısıyla bolgede pusulalar calışmamaktadır. Cemberlerin ortaya cıktığı gecenin sabahı araba akuleri arızalanmakta, Geiger sayacları bolgede oldukca yuksek oranlarda radyasyon belirlemekte, voltmetreler yuksek seviyede enerji oluşumu tespit etmektedirler. Bu enerji bolgede cok uzun bir sure boyunca, ekinler toplanıp yeni tohumlar ekildikten sonra bile kalmaktadır.
Cok ilginc bir konuyu sizlerle paylaşmak istemiştim... Emeğe saygı...

__________________