Buyuk kaos beklentisi var (Serdar TURGUT)

İki gundur dunyaya hakim olan guclerin başlatmış olduğu Buyuk Savaşa
giden surecin anlamını cozumlemeye calışıyorum.

Onceki yazılarımda akla ilk gelen rasyonel nedenlerin de bu gelişmede
rol olabileceğini ancak olan biteni anlamamızda yeterli
kalamayacağını gostermeye calıştım.

Cunku guc sahipleri bu gibi yeniden paylaşım savaşlarında daha once
gorulmedik bir aceleyle, neredeyse panik icinde hareket ediyorlar ve
rasyonel duşunce sınırlarını zorlayan bir acımasızlıkla bir yerlere
varmaya calışıyorlar.

Bu davranış biciminin iki turlu acıklaması olabilir.

1- Bilim adamları bugune kadar gorulenlerden boyutu hayli farklı olan
bir doğal afet olacağını tespit ettiler. Dunyadaki siyasi guc
dengelerini de değiştirecek boyutta olacak bu doğal afet, orneğin bir
buyuk kuraklık oncesinde guc sahipleri pozisyon alarak kendi
hakimiyetlerinin devamlılığını garanti altına almaya calışıyorlar.

Ya da, ki bu da aynı sonuca bağlanmaktadır, şoyle bir gelişme var:

2- Cok eski donemlerden bu yana bilinen, cok az sayıda insanın
bilgisi dahilinde olan, dunyanın tumunu etkileyeceği bilinen bir
Buyuk Kaosun zamanı yaklaşıyor. 1984 yılında ilk kez resmen tespit
edilmiş yaklaşan tehlike son yıllarda bilimsel acıdan daha da netlik
kazandı. Bu yuzden de buyuk afet doneminde dunyanın duzeninin tamamen
kontrol altından cıkmaması icim hakim gucler şimdiden harekete
gectiler. Buyuk Kaos vakti gelmeden şimdiden kontrollu stratejik
kaoslar cıkararak alt ust oluş doneminde kontrol altından cıkması
beklenen dunya bolgelerinde hakimiyetlerini zorla kurarak, vakit
geldiğinde dunya duzen hiyerarşisinde buyuk bir değişiklik olması
riskini azaltmaya calışıyorlar. Aceleleri, panikleri ve şiddet iceren
saldırganlıkları da bundan kaynaklanıyor.

* * *

Şimdi size bir hikaye anlatacağım.

Hikaye diyorsam da masalla karıştırmayın bunu cunku bu konu dunyada
cok parlak beyinlerin uzerinde yıllardır calıştıkları bir mesele.

Guneş sistemimizde 10'uncu bir gezegenin daha olduğu konusunda cok
uzun yıllardır ciddi bir bilimsel şuphe vardı.

Ne gariptir ki bilimde ve aletlerde buyuk gelişmeye, hatta uzayın
derinliklerine gidilmesine rağmen hala daha net olarak varlığı
ispatlanamamış olduğu soylenen ve bence de yalanla geciştirilmeye
calışılan bu gezegeni İ.O binlerce yıl once Mayalar, Sumerler ve
Babilliler son derece modern matematik teknikleriyle ve gok inceleme
metotlarıyla tespit etmişler, onun hem tarihini hem de gelecekteki
hareket bicimini yazmışlardır.

Sumerler ona geciş gezegeni anlamına gelen Nİ.Bİ.RU diyorlardı. Babil
bilim adamları ona guclu tanrıları Marduk'un adını verdiler

Mısır medeniyetinde ise bu gezegen 'Milyonlarca Yılın Gezegeni'
olarak adlandırıldı.

Bilim adamları tarafından eliptik bir yorungeye sahip olduğu tespit
edilmiş olan ve 1930'lu yıllardan bu yana yapılan
araştırmalarda 'Gezegen X' olarak adlandırılan bu gezegen en son
olarak İ.O 1649 yılında dunya yakınından yorunge gecişini yapmıştı.

Bu gezegen gecişi buyuk afetlere neden olmuş, Doğu Akdeniz'den
başlayarak 30'uncu paralel ile ekvator arasında kalan bolgelerde kısa
aralıklı şiddetli depremler yaşanmış, yanardağları orneğin Ege'deki
Santorini adasındaki dağ patlamış, tsunamiler kıyı kentlerini yok
etmiş, Yakındoğu'dan Uzak Asya'ya kadar olan bolgede radikal iklim
değişiklikleri olmuştu.

Dunyada alt ust oluş o kadar buyuktu ki insanoğlu yemiş olduğu buyuk
darbe ile manevi acıdan baş edebilmek icin başına gelenleri bir
şekilde anlaşılır kılacak, o koşullarda bile geleceğe umutla
bakmasını sağlayacak bir yeni duşunce sistematiğine ihtiyac duydu.

Yeni bir dinin temeli atıldı. Tevrat'ta anlatılan afetler o gunlerde
yaşananlardan kaynaklanmıştır buyuk olcude.

* * *
Yapılan hesaplamalar her 3661 yılda dunyanın yakınından gecmesi
beklenen 'Gezegen X'in 2012 yılında tekrar dunyamızın yakınından
gececeğini gosteriyor

Kurumlaşmış dinlerin ust duzey ve az sayıda yetkilileri bu bilgiyi
sıradan insanlardan saklıyorlar.

Onlar gibi 1984 yılında Pluton civarında gozledikleri ve sistemimize
girmekte olan buyuk gok cismini tespit etmiş olan NASA ust yonetimi
ve ABD'de cok az sayıda insan da bu bilgiyi saklıyorlar.

Bu gezegen dunyanın iki ile beş misli buyuklukte, bu da biliniyor.

Bilgi gizleniyor cunku son gelişinde yeni dinlerin ortaya cıkmasına
neden olacak kadar vahim sonuclar doğuran bu gezegenin tekrar
dunyadan gececeğinin ortaya cıkması durumunda olayların kontrolden
cıkacağını duşunen guc sahipleri, gercek kacınılmaz olarak ortaya
cıkacağı gunden once (bu kacınılmaz cunku guneyden yaklaşacak bu
gezegeni 2012 Aralık ayında cıplak gozle gorebileceğiz) kontrollu
kaos stratejilerinden sonuc alıp, buyuk kaosta kontrolu bir oncekinde
olduğu gibi kaybetme riskini ortadan kaldırmaya calışıyorlar.

Ne kadar şanslıyız ki dunyada Zecheria Sitchin gibi buyuk alimlerle
ortaya cıkarılan bu unutturulmak istenen gerceğin tum literaturunu
takip eden ciddi bir uzmana da sahibiz. Burak Eldem'in '2001
Marduk'la Randevu' kitabını mutlaka okuyun herkese tavsiye ediyorum.

* * *

Cok lafı edilen 'Yeni Dunya Duzeni' aslında budur. Buyuk Kaos'tan
once kurulmaya başlanan ve Buyuk Kaos'la bile yıkılmayacağı duşunulen
yeni dunyaya o ad verilmektedir aslında.

Amerika'da sıradan insanlar Evangelist Hıristiyanlar'ın ve
Yahudiler'in 'kotuluğe ve buyuk felaketlere' karşı omuz omuza savaş
verdikleri dinci filmler ve kitaplarla yeni doneme
hazırlandırılıyorlar, bir anlamda eğitiliyorlar.

Yine din temalı olan ve Babil'e atıfta bulunulan İkiz Kuleler'in
yıkılmasıyla başlatılan duzen kurma operasyonunun daha birinci
gununde Başkan Bush 'Bu bir haclı hareketi' demiştir. Orada soylenen
Crusade lafı 'Hac taşıyan evangelist' anlamındadır.

Başını Amerika'nın cektiği dunya gucleri buyuk karışıklık cıkmadan
once bu kez de başkaldırının olacağını tahmin ettikleri bolgelerde
yerleşip bir an once enerji ve su kaynaklarını tam kontrolleri altına
almak istemektedirler.

Turkiye bu acıdan cok onemlidir dolayısıyla da Irak savaşı oncesinde
Amerikan askerlerinin neden bir anda ulkemizin savaş ile gorunurde
hic alakasız gibi olan bolgelerinde konuşlanmaya başladıkları da bu
acıklamalara bakılarak anlaşılabilir.

Irak'ın işgalinin stratejik olmak dışında sembolik bir yanı da vardır
cunku Irak'ta Sumerler'den kalmış olan bazı gizli bilgilerin mirası
niteliğinde olan bilgi kaynakları da vardı. Dolayısıyla Irak'taki
muze soygunları medeniyetlerin temelindeki gizli bilgilerin
saklanmakta olduğu İskenderiye Kutuphanesi yangını kadar onemlidir.

Irak'ta her gun oldurulen insanlar arasında bilgileri rivayet
duzeyinde de olsa bilen din adamlarının cok sayıda olması da bu
yuzden tesaduf değildir.

Bu yuzden de İsrail 'bela olması beklenilenlere', 'Potansiyel
Hiksoslara' karşı infazlara başlamıştır ve durmayacaklarını
acıklamaktadırlar. Hiksoslar 3661 yıl once darbe yiyen medeniyetlere
karşı ayaklanan ve ortalığı yakıp yıkan kavime verilen addır.

Buyuk savaş coktan cıkmıştır bile ve zamana karşı yarışılmaktadır.

Serdar Turgut
__________________