oncelikle deneyin asıl kaynağı ile ilgili biraz bilgi vermek istiyorum.






Nikola Tesla



tek tek yazarak konuyu fazla uzatmak istemiyorum.

forumda da muhakkak vardır ayrıntılı yaşamı veya HAARP projesi adı altında.
ayrıca hemen alt kısımda yer alan link uzerinden ayrıntılara ulaşabilirsiniz.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Nikola_Tesla

benim ise asıl ilgilendiğim konu şu ;
tarihin ilk TELEPORTATİON (ışınlanma) deneyi.

Tesla ile bağdaştırdığım nokta ise şudur ;

Sıradışı bir karaktere sahip olan Tesla, para yonetiminde hicbir zaman başarılı olamadı. Hayatının son yıllarını borclarından kacmak icin surekli otel değiştirerek gecirdi. 7 Ocak 1943 tarihinde 86 yaşındayken New Yorker Oteli'nin bir odasında kalp yetmezliği sebebiyle hayata veda etti. Olmeden once teleforce silahı adını verdiği bir calışma yurutmekte olan Tesla'nın butun dokumanlarına ABD hukumeti tarafından el konuldu.



Philadelphia Deneyi
Philadelphia Deneyi, 28 Ekim 1943 tarihinde Amerikan donanmasının Pensilvanya eyaletine bağlı Philadelphia şehri limanında yaptığı iddia edilen deneydir. İddiaya gore donanmaya ait bir koruma destroyeri olan DE 173 sınıfı 1240 tonluk USS Eldridge birkac dakika icerisinde 600 km.'den fazla bir uzaklığa gidip tekrar gelmiştir. Deneyin varlığı konusunda hicbir delil bulunmamaktadır. Amerikan donanması da boyle bir deneyin kayıtlarda varolmadığını belirtmiştir. Al Bielek haric deneye katıldığı iddia edilen tum askerler bunu yalanlamış, hikÂyenin bir aldatmaca olduğunu soylemişlerdir. Bielek'in hikÂyesi de daha sonra yalanlanmıştır.
Gokkuşağı Projesi (Rainbow Project) adıyla da bilinen bu deney, 1984 yılında beyaz perdeye aktarılana kadar ciddiye alınmamıştı. Ancak o tarihden bu gune kadar resmi makamlarca defalarca yalanlanmasına rağmen en cok merak edilen konulardan biri olmuştur


Allende, deneyin 22 Haziran 1943'te sabah 09:00'da jeneratorlere guc verilerek başlatıldığını soyluyordu. Bu aşamadan sonra yeşilimsi bir sis gemiyi ortmeye başlamış ve USS Eldridge ortadan kaybolmuştu. Devamını şoyle anlatıyordu Allende :

"Bir an sadece geminin capasını gorebildim, sonra o da kayboldu, ortada artık ne sis ne USS Eldridge vardı; bomboş denize bakıyorduk, bizim gemide bulunan ust rutbeli subaylar ve bilim adamları korku, dehşet ve heyacan icinde nefeslerini tutarak bu inanılması guc başarılarını seyrediyorlardı. Gemi ve murettebatı hem radarda hem de gozlerimizin onunde yok olmuştu. Her şey planlandığı gibi yuruyordu, 15 dk. sonra emir verildi ve jeneratorlerin şalteri kapatıldı. Once hicbir şey olmadı, arkasından yeşil sis tekrar ortaya cıktı ve USS Eldridge yeniden gorunmeye ve ortaya cıkmaya başladı ama gemi nereye gitmiş ve nereden geliyordu? Sis azalırken, birşeylerin tuhaf gittiğini hissediyorduk. Hemen gemiye yanaştık, ilk once murettebatın coğunun geminin yanından sarkıp kustuklarını gorduk, diğerleri ise geminin guvertesinde şaşkın şaşkın dolaşıyorlardı,sanki hicbirinin bilinci yerinde değildi. Yetkili ekipler gemiye girerek butun murettebatı kısa sure icerisinde uzaklaştırdılar ve yerlerini hazır bekletilen yeni bir murettebat aldı. Bir iki gun sonra, yeni bir deneye daha karar verildi. Gemi istenen radar gorunmezliğine ulaşmıştı, donanım değiştirildi ve 28 Ekim 1943'te deney yine aynı gemide tekrarlandı. Jeneratorler calışmaya başladıktan hemen sonra Destroyer hemen hemen gorunmezlik cizgisine ulaşmıştı, sadece burnu ve arkası goruluyor, arada ise bazı cizgiler belli belirsiz seciliyordu. Sonra sadece su uzerinde tekne boyunda bir cizgi kaldı. Bir iki dakika sonra mavi bir ışık parladı ve o cizgi de yok oldu. Şimdi gemi tamamen yok olmuştu. Birkac dakika sonra millerce uzakta Norfolk'ta ortaya cıktı. Gorundukten biraz sonra bilinmeyen bir nedenle yine kayboldu ve Philadelphia'da tekrar ortaya cıktı. Bu kez durum cok ciddiydi, tum murettebatın başı beladaydı. Bazıları yok oldu ve bir daha geri donmedi. Bu olayın en korkunc bolumu ise beş denizcinin geminin eriyen ve sonra yine katılaşan metal levhalarının icinde kalmalarıydı. Bu cok feci bir durumdu. Denizcilerin birisi kurtuldu fakat bir daha eski haline donemedi. Aklını tamamen yitirmişti ama yapacak hicbir şey yoktu. Bazılarının psişik yetenekleri gelişmişti, sokakta yururken kaybolan ve yine ortaya cıkan insanlar vardı. Manyetik alanın icinde kalan murettebattan kaybolanlar ancak birisinin yuzune ve eline dokunulmasıyla gorunur hale geliyorlardı, yani dokunmanın giysinin olmadığı bir yere yapılması gerekiyordu. "Donma" adı verilen bu olay saatlerce, gunlerce surebiliyordu, hatta bir tayfa tam altı ay donduktan sonra kurtarılabilindi. Elektronik kamuflaj başladıktan sonra geminin ve murettebatının butunuyle kaybolup,cok uzak bir yerde ortaya cıkıp ve sonra yeniden geri donmesine neden olan neydi?"

Bu hikÂyeye gore USS Eldridge, 28 Ekim sabahı Philedalphia limanından 640 km. otedeki (375 mil) Norfolk askeri deniz ussune gidip tekrar gelmiş ve bu olay birkac dakika icerisinde olmuştu. Jessup bu inanması guc hikÂyeye temkinli yaklaştı. Allende'ye gonderdiği cevapta daha fazla ayrıntı ve varsa olayın gercekliğiyle ilgili kanıtlar istedi. Allende'nin cevabı ise aylar sonra geldi, fakat bu sefer gelen mektupta Carl M. Allen imzası vardı. Allen kanıtı olmadığını yazıyordu ancak hipnoz seansına katılabileceğini ya da pentotal (bilinci uyuşturarak iradeyi kıran doğruyu soyleten bir ilac) alarak gorduklerini anlatabileceğini savunuyordu. Jessup bu mektupdan sonra yazışmamaya karar verdi.

Net olarak soylenmemesine rağmen bu deneyin son adımlarının Tesla tarafından atıldığı duşunulmetedir.
Hatta bazı kaynaklara gore Teslanın ocak 1943 yılında olduğu tamamen yalandır ve bizzat o gemide yer aldığı soylenmetedir.

bu arada not olarak kesinlikle belirtmek isterim ki Tesla calışmaları sırasında yapay deprem oluşturan HAARP projesi vikipedi de yer almaktadır. ve kendisi tarafından oluşturulmuş yapay deprem doğrulanmıştır.


Yuksek frekans onculuğu

Nikola Tesla, araştırmalarında yuksek gerilim ve yuksek frekansın bilinmeyen alanlarına daha cok yer verdi. Yuksek frekans cihazlarını kullanırken, bir elini daima cebinde tutardı. Butun laboratuvar asistanlarına bu on tedbiri almalarında ısrar ederdi ve bu kural, bugune kadar daima gerilim bakımından tehlikeli cihaz etrafındaki uyanık araştırıcılar tarafından da uygulanmaktadır. O zaman yararlanılmamış olmasına rağmen, Nikola Tesla'nın yuksek frekans ve yuksek gerilim alanındaki keşifleri, modern elektroniğin yolunu actı. Bir yuksek frekans transformatoru ile (Nikola Tesla Bobinleri - Nicola Tesla Coils) cıplak elinde tuttuğu gazlı tupu yakacak şekilde vucudundan, zarar vermeden, yuksek gerilimli akım geciriyordu. O gunlerde Nikola Tesla, aslında neon tupunun ve fluoresan tupunun aydınlatmasını gosteriyordu.
Bazen, frekans aralığının alt ve ust kısımlarında yaptığı denemeler, Nikola Tesla'yı keşfedilmemiş bolgelere yoneltti. Mekanik ve fiziksel titreşimlerle calışırken, Houston Caddesi'ndeki yeni laboratuvarının etrafında hakiki bir depreme neden oldu. Binanın doğal rezonans frekansına yaklaşan, Nikola Tesla'nın mekanik osilatoru, eski binayı sarsarak tehdit etti. Bir blok ileride, polis karakolundaki eşya esrarengiz bir şekilde dans etmeye başladı. Boylece, Nikola Tesla, rezonans, vibrasyon ve "doğal 7 periyot"a ait matematiksel teorileri ispatladı.
__________________