Ejderhadan deniz kızına en populer efsanevi yaratıklar:

Ejderha:


Efsanevi bir yaratık olan ejderha (Turkcesi Evren) coğunlukla buyusel veya ruhani guclere, ozelliklere sahip, kuvvetli ve buyuk bir yılan veya başka bir surungen olarak tasvir edilmiş ve tanımlanmıştır. Batı tasvirleri genellikle kanatlıyken, Doğu'daki tasvirlerde genellikle kanat bulunmaz. Ejderhalarınkine benzer ozellikler iceren efsanevi yaratıklar neredeyse her kulturde mevcuttur. Hatta ejderha Cin ve diğer Uzak Doğu ulkelerinin simgesidir. Ve coğu zaman iki yuzlu duşmanları belirtmek icin 2 başlı ejderha deyimi kullanılır.

Unicorn (Tekboynuz):


Tekboynuz, mitolojik tek boynuzlu at. Kafasının ortasından duz bir boynuz cıkar. Saf ve masum olduğuna, kanı icildiğinde kişiyi olumsuz kıldığına, bu nedenle oldurmenin lanet getireceğine inanılan efsanevi bir hayvan. Latince ismi olan Unicorn; "bir-tek" anlamına gelen uni- ve boynuz anlamına gelen cornus sozcuklerinden turemiştir (Turkce karşılığı Tekboynuz'dur). Yine bir efsaneye gore, sadece bakire kızların yanına yaklaşır ve bu şekilde yakalanabilir. Bugun herkes Tekboynuz'ların hic yaşamadığı konusunda hemfikir olsa da, bu goruşun kabulu cok yenidir.


Değerine Orta Cağ'da ulaşan ve o cağlarda bu tur kalıntıların hastalıkları iyileştiren temel ilaclar olduğuna, zehirlere karşı etkili (panzehir) olduğuna inanılıyordur (ozellikle arseniğe karşı). Aslında Tekboynuz'ların tarihi cok daha eskidir, M.O. 5. yuzyılın sonlarında Yunanlı bir terapist olan Ctesias Tekboynuz'ların Hindistan'da bulunduklarına dair bir yazı yazmıştır. Ayrıca İncil'de de Tekboynuz'lara değinilmektedir.

Vampir:




Vampir, gunbatımı ile şafak arasında dirilerek mezarından cıktığına, insanlara saldırıp kanlarını emdiğine inanılan hayali canavardır. Vampir inancı cok eskilere dayanmaktadır. Vampir kulturu Babil’den kalan orneklere dayanır ve yuzyıllar boyunca değişimini inceleyen kapsamlı folklorik tarihsel araştırmalara konu teşkil eder. Kan emme ve oldukten sonra dirilme efsaneleri Ortacağ’da yayılmıştır.

********:


Bir insanın bir hayvan, ozellikle de kurt bicimine girebilmeye yetenekli olması, ******** soylencesinin cıkış kaynağı hakkında yeterli bir acıklama değildir. Cok eskiden beri ceşitli kaynaklarda ve toplumlarda ******** oykulerine rastlanmaktadır.

Tarihte ********lık:

Eski Yunanlılar ve Karadeniz'in kuzey kıyılarına yerleşmiş Scythia soyu, bolge yerlileri Neurianları sihirbaz olarak kabul ediyorlardı. Bu olağanustu buyuculerin her yıl birkac gun icin kurda donuştukIerine inanıyorlardı. Tarihin babası olarak nitelendirilen M.O. 5. yuzyılda yaşamış olan eski Yunanlı Heredot ise dilediklerinde kurda, dilediklerinde insana kolayca donuşebilen bir insan turunden soz etmektedir..

Bir goruşe gore yuzyıllar once, insanlığın erken tarihlerinde ******** doğal olmayan bir istekle insan etine aclık duyan bir canlı turu olarak kabul edilirdi.Bu insan, ceşitli buyulerin yardımıyla dilediğinde yırtıcı bir kurda donuşmenin bir yolunu bulmuştu. Eskilerin soylediğine gore, kurda donuşen kişi insan sesini ve insan gozlerini muhafaza eder. Ancak vahşi dort ayaklı kurdun kuvvet ve kurnazlığını taşırdı. ********ın kim olduğunu ses ve gozlerinden tanımak mumkundu.

Pegasus:

Pegasus Yunan mitolojisi'nde kanatlı at. Deniz tanrısı Poseidon ile yılan saclı Gorgon Medusa'nın oğlu ve dev Chrysaor'un kardeşi olduğuna inanılır. Ayrıca Zeus'un oğlu Herkul'unde kardeşi olarakta bilinir. Perseus tarafından kafası kesilerek oldurulen Medusa'nın kafasından ya da toprağa sıcrayan kanlarından doğduğu gibi iki değişik soylence bulunur. Rengi tamamen beyazdır ve ucmasına olanak veren iki buyuk kanadı vardır. Ucarken havada kuş gibi gorunur. Pegasus doğar doğmaz yeryuzunden ayrılmış ve tanrıların diyarına ucmuştur. Zeus'un yıldırımları getirme gorevini ustlenmiştir. Helicon Dağında bulunan ve Musalara (veya Muzler) ilham verdiği sanılan Hippocrene pınarının Pegasus'un ayağıyla yere vurması sonucu ortaya cıktığına inanılır ve Pegasus "şiirsel ilham" ile ozdeşleştirilir. Daha sonraları Bellerophon tarafından Athena'nın ona verdiği altın dizgin yardımıyla yakalandığı, Kimera ve Amazonlarla olan carpışmalarında da ona yardım ettiği soylenir.

Sentor:


Sentorlar, Yunan mitolojisinde kısmen insan ve kısmen at gorunumlu yaratıklardır. Sentor efsanesi at sırtında savaşa giden savaşcılardan gelmektedir. Sentorun sureti gorenlere cok farklı ve urkutucu gelmektedir. İnkalar'ın, Pizarro ve adamları 1533 'de at ustunde geldiklerinde yanılmış olmaları muhtemeldir. Cunku inandıkları at ve insan birleşimi canlının gercek olduğu fikri onları o sırada cok korkutmuştur.
Simurg / Zumrud-u Anka Kuşu:

Simurg veya bir diğer ismiyle Zumrudu Anka efsanevi bir kuştur. Pers mitolojisi kaynaklı olsa da zamanla diğer Doğu mitoloji ve efsanelerinde de yer edinmiştir. Sênmurw (Pehlevi) ve Sîna-Mrû (PÂzand) diğer isimlerindendir. Ayrıca zaman zaman sadece Anka kuşu olarak da anıldığı olmuştur. Turk mitolojisinde karşılığı Tuğrul kuşu'dur. İran efsanesine gore, bu kuş o kadar yaşlıdır ki dunyanın yıkılışına uc kez tanık olmuştur. Tum bu zaman boyunca, Simurg o kadar cok oğrenmiştir ki tum zamanların bilgisine sahip olmuştur.


Batı'daki karşılığı Phoenix'te de gorulduğu uzere, oleceği zaman, bir tur ateş olup kendi kendini yakan ve kendisinden yeniden doğan bir kuştur. Orta doğu tradisyonuna gore, Kaf Dağı’nda yaşar. Bu efsanevi kuş sembolizmlerinde simgelenen başlıca anlamlar, spirituel aydınlanma ve reenkarnasyon olarak acıklanır. Feniks (Phoenix) sembolizminde kuşun yanması cehenneme iniş deneyimini, yeniden doğması ise arınılarak saf şuur halinin elde edilişini simgelemektedir.
Deniz Kızı:

Deniz kızları, belinden yukarısı dişi bir insan gorunumunde olan, ama aynı zamanda bir balık kuyruğuna sahip olan efsaneleşmiş duşsel inanışlardır. Dunya uzerinde bircok kulturde deniz kızları farklı, ama birbirine cok yakın şekillerde betimlenmiştir. Sirenler gibi bazı deniz kızları denizcilere şarkılar soyleyip onları buyulerler, işlerinden alıkoyarlar ve guverteden denize yuvarlanmalarına ya da daha kotusu geminin batmasına neden olurlar. Diğer hikÂyelerde ise deniz kızları boğulma tehlikesi geciren erkekleri kurtaran iyi kalpli deniz canlıları olarak betimlenmişlerdir. Aynı zamanda bu erkekleri su altındaki krallıklarında yaşamaya da davet ederler. Hans Christian Andersen'in Kucuk Deniz Kızı'ında ise deniz kızlarından bazılarının erkekleri denizin altına doğru cekerken insanların su altında nefes alamadıklarını unuttukları ya da bilmedikleri soylenir.

Medusa:


Yunan mitolojisinde gozlerine bakanı taşa cevirdiğine inanılan yılan saclı, keskin dişli, dişi canavar.


Medusa hayata cok guzel bir kız olarak başladığında, Athena onu cok kıskanmıştı. Poseidon'un Medusa'nın guzelliğinden başı oylesine donmuştu ki, ona Athena'nın tapınaklarından birinde sahip oldu. Bu Athena icin son derece aşağılayıcı bir davranıştı, o da Medusa'yı bir Gorgon yaparak cezalandırdı. Medusa, bir insan olarak doğduğu icin olumluydu.

Bu cezayla yetinmeyen Athena, daha sonra, Perseus'a onu yakalayıp oldurmesi icin yardım etti. Perseus, Medusa'nın başını kestiğinde, Poseidon'dan olan cocukları Pegasus ve Chrysaor dışarı fırladı. Kan damlaları Libya collerinde birer yılana donuştuler. Daha sonraları bu yılanlardan biri Mopsus'u oldurmuştur.

Perseus Medusa'nın kestiği kafasını alıp gittikten sonra, Athena olay yerine geldi. Medusa'dan geriye ne kaldıysa inceledi. Derisini yuzup Aegis'in markası yaptı. İki damla kanını da Kral Erichthonius'a biri hastalıklara deva, diğeri oldurucu bir zehir olarak hediye etti.

Cadı:


Cadı, bircok dinde ve mitolojide doğaustu gucleri olduğuna inanılan kadın. Cadılar mistik olarak bakıldığında gercekte sadece kadınlardan oluşur. Cadılık ve buyuculuk kavramlarına da değinildiğinde, bilinenin aksine, her buyucu kadın, bir cadı değildir, fakat bir cadı aynı zamanda iyi bir buyucudur. Hipnoz ve buyu arasında ne denli bir fark varsa, buyuculuk ve cadılık arasında bir o kadar fark vardır. Cunku bir buyucu sadece Ruhani Varlıklardan Faydalanılarak Yapılan bir sihir turunu kullanabilir fakat bir Cadı ise hem Ruhani Varlıklardan Faydalanılarak Yapılan bir sihir turunu hem de Ruh Gucune Dayanılarak Orataya Konan bir sihir turunu kullanır. Bundan dolayı bir cadı, bir buyucuden, gucun kotuye kullanılması acısından cok daha gucludur.

Dev:


Dev, bircok farklı kulturun efsane, folklor ve mitolojisinde yer alan bir doğaustu yaratık. Genellikle insan gorunumunde fakat anormal buyuklukte ve cok kuvvetli tasvir edilmiştir. Kadın veya erkek olabilir. Farklı bolgelerin mitolojilerinde kokenlerine dair farklı inanışlar vardır. Orneğin Hint-Avrupa mitolojilerinin coğunda, kaos ile ilişkilendirilmiş lanetli bir ırktır ve yabani bir doğası vardır. Coğunlukla tanrılarla arasında husumet vardır (orneğin, Yunan mitolojisindeki titanlar). Bazı hikÂye ve efsanelerde insan yiyen canavarlar olarak da tasvir edilirler. Devlere, Semavi dinler olarak inanılan dinler ve diğer eski inanclarda da gondermeler yapılmıştır. Genellikle tasvir aynıdır; ilk insanın yaradılışından evvel yaşamış "Tanrı Oğulları" olarak bilinen ve tanrının insan oğullarıyla ilişkiye giren yedi meleğinden turemişlerdir. Hanok kitabına gore Nuh da doğduğunda bahsi gecen devlerle aynı ozelliklere sahipti.

eğer yoğun istek alırsa devamı gelebilir hakettiysem rep pls...
__________________