Şahı Nakşibend hazretlerine demişler ki; "Efendim, kılıcınız cok keskin, onune gelen gidiyor". Şahı Nakşibend hazretleride buyurmuş ki; “Biz sallamıyoruz, onlar gelip başlarını vuruyorlarsa biz ne yapalım..“
Allahu tealanın sevgili kullarının rızası Allahu tealanın rızasıdır. Onların ofkesi, gadab-ı ilahidir. Tabi hayatta olup olmamakta bir şey değiştirmez. Hatta vefatlarından sonra daha da tesirli olurlar.
Ehl-i sunnet Âlimleri buyuruyor ki, "ilk’ler olmazsa, ikinciler olmaz". Onun icin Eshabı kiramın ilkleri sonrakilerden cok daha kıymetlidir. Mesela Bedir'e katılanların hepsi cennete gidecekdir.
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyorlar ki; “Cenabı hakkın Cemal sıfatı ile belli bir dereceye kadar geldim. Fakat ne zaman guvalyar kalesinde hapse girdim: O kadar eziyette, sıkıntıda elde ettiklerimi başka şekilde elde edemedim. Orada Cenab-ı Hakk Celal sıfatı ile tecelli etti.” Dolayısı ile Buyukler buyuruyor ki; “Hastalık, derd, bela, kemend-i mahbub-i ilahidir. Allahu teala sevdiklerinin boynuna boyle bir kemend-i ilahi atar, bu kement insanın boynuna gectiği zaman, bir yere gidecek olsa boğulacak gibi olur, geriye gelir. Azamaz, kuduramaz.
Peygamberimiz “salllallahu aleyhi vesellem” ummetine karşı, bir annenin evladına olan merhametinden daha şefkatliymiş, Allahu teala da kullarına karşı anneden babadan onbin, yuzbin kere daha fazla şefkatli ve merhametlidir. Onların varisleri de boyledir. Evliyaların muminlere olan şefkat ve merhameti, evladlarına olan muhabbetinden daha fazladır. Cunki, onların varlığı ve hayatı; islamiyetin yayılması, dinimizin oğretilmesi, ehl-i sunnetin anlatılmasıdır. Onun icin bu yol cennetin yoludur, yeter ki Allahu teala gaflete duşurup de bizi nefsimizin eline duşurmesin. Bizim en buyuk duşmanımız nefsimizdir. Onun icin yalnız olmaktansa beraber olmak bin kere daha iyidir. Yalnız kalırsak, ya şeytanla, ya nefsimizle baş başa kalırız, bu ise cok tehlikelidir. Ama ehl-i sunnet biriyle beraber olursak, bu seadettir.
İslÂm Âlimleri buyuruyor ki; Bir kişi ehl-i sunnet Âlimlerinin kitaplarını okursa guzeldir. Kitabı birisi okuyup birisi dinlerse, buna sohbet denir ki, her turlu feyz ve bereket oradadır.
Guzel insanlar guzel işler yaparlar. Cenab-ı Hak hadis-i kudside Cenab-ı Peygambere “aleyhisselatu vesselam” buyuruyor ki; “Ey Habibim, sana kim gelir de, bana Allahı anlat, dinimi anlat diye bir şey sorarsa, artık sen her şeyi unut, ona hizmetci ol.” Kim olursa olsun, birisi gelip de dini meselede bir şey sorarsa, akan sular durur, orada her şey durur ve orada o hizmet yapılır.
İslam Âlimleri buyurdular ki; Bugunun en buyuk hizmeti, fitneye sebeb olmamaktır.
Allahu tealanın has dinine, ehli sunnet olarak hizmet etmek cok buyuk bir nimettir. Eğer bu nimetin kıymeti bilinmezse elden gider. Bu nimetin elden gitmemesi icin iki şart vardır. Birincisi, herkes tovbe etmelidir. Bu nimet elimizden gitmesin diye gunahlarımızı duşunmeliyiz, Rabbimize yalvarmalıyız. İkincisi, bir yerde dine hizmet varsa, orada Rabbimizin rahmeti, merhameti var demektir. Bu hizmet olmazsa, Allahu tealanın rahmeti, merhameti, acıması o yerden kalkar.
İslÂm Âlimleri buyurdular ki; “Cenab-ı Hak ezelde şoyle takdir etmiş, şoyle karar vermiştir: Kullarım neyi isterse, istedikleri şeye kavuşmaları icin, uygun şartları onlara hazırlarım. Kullarım neyi talep ederse, o talep ettiklerine kavuşsunlar diye onlerine uygun şartlar koyarım.” Bir zamanlar insanlar Allahu tealadan cenneti talep ettiler. O zamanlar Allahu teala kum gibi evliyalar yarattı. Evliyaların varlığı, insanların kurtulması icin en iyi sebeptir. Cunki insanlar Rabbimizin rızasını istiyorlardı, cenneti istiyorlardı. Allahu teala onları cennete kavuşturacak yolu actı. Allahu teala alimler gonderdi, evliyalar gonderdi, millet de rahat etti. Sonra insanlar dunyalık ister oldular, ehli dunya oldular. Cenabı Hak aynı yerde, akla dunyalık olarak ne gelirse onları yarattı. Şimdi, biz Rabbimizin rızasını istediğimiz muddetce, onun kullarına iyilik etmek istediğimiz muddetce, ve de icinde bulunduğumuz ulkenin şartlarına, kanunlarına tam uyduğumuz muddetce, birlik ve beraberliğimizi koruduğumuz muddetce, sevgi ve muhabbetimiz devam ettiği muddetce, bu hizmetler kıyamete kadar devam eder. Cunki Buyukler buyuruyor ki, Hazreti Mehdi gelecek, İctihadı İmam-ı Azam gibi yani Hanefi mezhebine uygun olacak, (ama ictihadı oyle cıkacak). Muceddid olacak. İmamı Rabbani hazretlerinin mektubatını okuyacak. Demek ki mektubatın ilmi, mektubatın izahı kıyamete kadar devam edecek. Kim buna layıksa, kim buna munasipse Allahu teala onların elinde bunları devam ettirecek.
Bir insanın elinde veya cebinde cok kıymetli pırlanta olsa 24 saat onu duşunur. Aman hırsız gelmesin, aman kaybolmasın, aman calınmasın; 24 saat hep aklı orda. İşte bu nimetin kıymetinin buyukluğu anlaşılırsa, onun muhafazası icin o kadar hassas davranılır.
Ahiret var, olum var, cennet var, cehennem var... Ucuncu bir yer yok. Ya siyah ya beyaz... Onun icin buyukler buyuruyorlar ki; Gunah yazılır, ama sevap..! Onun ne olduğu belli değil. O sevab Rabbimizin rızasına uygun mu oldu, kabul mu oldu, red mi oldu onu Allah bilir. Ama gunahta boyle bir şuphe yok. Onun icin iza cÂe suresinde Allahu teala buyuruyor ki, “ kim Allaha tovbe istiğfar ederse onu mutlaka affedeceğim.” Buyukler buyuruyor ki, Allah verdiği sozden donmez.
Dunyada en zor şey, ehli sunnet itikadında olmaktır. Cenabı Peygamber buyuruyor ki; "Benim ummetim 73 fırkaya ayrılacak. 72’sinin itikadı bozuk olacak, cehenneme gidecek, itikadı duzgun olduğu icin biri kurtulacak". İşte bu, ehli sunnet vel cemaat fırkasıdır. Peygamberimizin cemaatine ve sunnetine tabi olandır. Cemaat demek Eshabı kiram demektir. Sunnet de İslamiyet demektir. Ehl-i sunnet vel cemaatin manası budur. Benim cemaatime ve sunnetime tabi olan kurtulacaktır buyuruldu.
Şimdi 73 tane altın koysalar onumuze, 72’si sahte olsa biri sağlam olsa. Kolay değil ki bulmak... Onun icin Allahu teala kullarım boyle rastgele konuşmasınlar, rastgele yol tutmasınlar diye murşidler gondermiş, eserler gondermiş, kitaplar gondermiş. Bize ne kalmış; peki demek... İşte eğer biz peki dersek, kendimize değil de, bize ehl-i sunnet itikadını anlatan mubarek zatlara peki dersek dunyada rahat ederiz, ahirette de cennete gideriz.
Mevlana Celaleddin-i Rumi hazretleri gibi cok buyuk bir evliya buyuruyor ki, hocama kavuştum, aklımı bıraktım ve kurtuldum.
Buyukler buyuruyor ki, Allahu tealanın sevgili kullarına kim kavuşursa imanını kurtarır. Cunki bu Buyukler, gokteki yıldızlar gibidir.
Kaynak : Ehl-i Sunnet Yolu Mail Grubu
__________________
Evliyalar Allahu tealanın kılıcıdır. Dokunmaya gelmez
Dini Sohbetler0 Mesaj
●42 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Sohbetler
- Evliyalar Allahu tealanın kılıcıdır. Dokunmaya gelmez