KAYNAKLAR

Kuran-ı Kerim ve tefsirleri
Sahih Hadisler
İnciller

= = =

FAYDALANDIĞIMIZ ESERLER

Abdullah Aydemir=İslami kaynaklara gore peygamberler
Ahmet b.Hanbel=Musned
Ahmet Cevdet Paşa= Kısas-ı Enbiya
BelÂzuri=Ensabu'l Eşraf
Beyhaki=Delailin Nubuvve
Beyhaki=Sunen
Bunyamin Ateş= Peygamberler tarihi
Buhari=Sahih
Buyuk İslam Tarihi (Kurul)
Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi
Ebul Ferec ibn.Cevzi=El Vefa
Ebul Fida=Elbidaye vennihaye
Ebu Nuaym=Delailun Nubuvve
Diyarbekri=Hamis
Halebi=İnsanuluyun
İbn.Abdulberr=İstiab
İbn. Esir=KÂmil
İbn. Haldun=Tarih
İbn.İshak-İbn. Hişam= Sîre
İbn.Kayyım=Zadulmead
İbn. Kesir= Kuran tefsiri
İbn. Sa'd=Tabakat
İbn. Seyyid=Uyûnul Eser
İmam-ı Gazali= İhya
Kastalani=Mevahibulleduniyye
Maurice Bucaille=Musbet ilim yonunden Tevrat, İnciller ve Kuran
Muhammet Hamdi Yazır=Hak dini, Kuran dili
M.Asım Koksal=İslam Tarihi
M.Asım Koksal=Peygamberler tarihi
Muslim=Sahih
Taberi=Tarih
Yakubi=Tarih
Zehebi=Tarih-ul İslam

= = =

Gonlunun Allah ve Peygamber sevgisiyle dolu, dolu olduğunu iyi bildiğim ve bu konu da pek cok kişiyle birlikte şahadette bulunabileceğim dunyalar guzeli, Cennetmekan pek sevgili anneciğime ithaf olunur.

Lutfen onun ve ahrete intikal etmiş diğer Musluman kardeşlerimizin ruhlarına bir FATİHA okuyunuz.


Hudai CAKMAK

= = = =

[IMG]http://img805.**************/img805/5083/adszeey.png[/IMG]

Hz. Eyub'un turbesi

- - - EYUP (a.s) - - -


Eyup (a.s.) İshak’ın (a.s.) oğullarından Ays’ın torunun torunudur.

Anne tarafından ise Lut’a (a.s.) dayanır.

Annesi Lut’un (a.s.) kızıydı.

Bazı kaynaklarda Eyup’un (a.s.) babası Mûs’un İbrahim (a.s.) ateşe atılırken Ona iman edenlerden olduğu bildirilmekteyse de bu tarihsel olarak mumkun gorulmemektedir. Arada cok uzun bir zaman farkı vardır.

Bazı kaynaklarda Eyup’un (a.s.) Yakup (a.s.) ile aynı asırda yaşadığı, aynı donemlerde peygamber olduğu ve Onun kızı Leyya ile evlendiği bildirilmektedir.

Yine bazı kaynaklar Eyup’un (a.s.) cefakÂr, fedakÂr hanımının Yusuf’un (a.s.) Zuleyha’dan olma oğlu Efraim kızı Rahmet hatun olduğunu kaydeder.

İshak (a.s.) kendisinden sonra peygamberliğin cok sevdiği oğlu Ays’a gecmesini arzu etmekteydi. Fakat peygamberlik Ays’ın ikiz kardeşi Yakup’a (a.s.) verildi.

Bunun uzerine İshak (a.s.) Ays’ın zurriyetinden gelenlere meliklik, padişahlık, zenginlik vermesi icin Allah’a (c.c.) dua da bulunmuştu.

Bu duanın bereketi nedeniyle Ays oğulları cok zengindiler.

Eyup’un (a.s.) suru, suru hayvanları, bağları bahceleri, sayısız koleleri vardı. Devrinin en zenginiydi.

Celîle golunun guneydoğusunda, Uts diyarında yaşıyordu.

Uts diyarı ise Şam’daydı.

Uts diyarının Beseniyye denilen bolumu dağıyla, ağacıyla, taşıyla, toprağıyla Eyup’un (a.s.) malıydı.

Allah (c.c.) Ona erkekli kadınlı pek cok ev halkı da ihsan etmişti.

Cenab-ı Hak (c.c.) Ona Şam civarında yaşayan insanlara irşat etmesi icin peygamber olarak gonderdi. (Nisa 163) (En’am 84)

Eyup (a.s.) gur ve kıvırcık saclı, uzun boylu, buyuk başlı, geniş goğuslu, iri ve guzel gozlu, heybetli bir kişiydi.

Elleri, ayakları buyuk; kolları, bacakları uzundu.


Hanımı da Yusuf’un (a.s) Zuleyha’dan olma oğlu Efraim’in kızı Rahmet veya Yakup’un (a.s.) kızı Leyya hatun idi.

Hanımı son derece asil, sabırlı ve cefakÂr, iyi ve saliha bir kadındı.

Allah (c.c.) Ondan Eyup’e (a.s.) yedi oğulla, uc kız evlÂt vermişti.

Bazı kaynaklarda Eyup’un (a.s.) bu hanımından on uc erkek evlÂdı olduğu bildirilir.

Gerek Eyup (a.s.) ve hanımı, gerekse cocukları cok iyi huyluydular.

Misafirlere ikramlarda bulunurlar, yoksullara, kimsesizlere, yolda kalmışlara karşı son derece muşfik ve merhametliydiler.

Acizlerin ellerinden, kollarından tutarlar, duşenleri kaldırırlar, acları doyururlardı.

Sahip olduğu malların cokluğu Eyup’e (a.s.) bir gaflet vermiyordu.

Butun bu verilenlerin, ihsan edilenlerin kendine yonelik bir imtihan olduğunun farkındaydı.

Bu nedenle Allah’a (c.c.) olan ibadetlerini aksatmadığı gibi, peygamberlik verilince irşat gorevini de aksatmadan yurutmeye başlamıştı.

Onun irşatla gorevlendirildiği insanlar Şam ve civarlarında yaşıyorlardı.

Eyup’un (a.s.) dini, atası İbrahim’in (a.s.) tevhit diniydi.

Eyup’un (a.s.) en buyuk ozelliği son derece sabırlı ve kendini Cenab-ı Hakka (c.c.) tam mÂnÂsıyla teslim etmiş bir kişi olmasıydı.

O insanların en hÂlimi, en uslusu, en sabırlısı, ofkesini en cok yeneni idi.

O yoksul ve fakirlere karşı cok comert, cok muşfik ve merhametliydi.

Eyup (a.s.) konuksuz gecelemez, sofrasında yoksul bulundurmadıkca yemek yemez, acları doyurmadan karnını doyurmaz, cıplakları giydirmedikce giyinmezdi.

Butun bunları yalnız Allah (c.c.) rızası icin yapar, kullardan karşılık olarak hic bir şey beklemezdi.

İblis, Allah’ın (c.c.) izin verdiği kadar semalarda dolanır, olup bitenlerden kısmen de olsa haberdÂr olurdu.

Bir gun meleklerin Eyup (a.s.) icin:

-O ne iyi bir kuldur. O, malı mulku cok olduğu halden bundan dolayı kibirlenmez. O, daima alcak gonulludur. Misafirlere ikram eder; yoksullara, fakirlere, yolda kalmışlara yardım eder, duşenleri kaldırır, acları doyurur, yuku olanın yukunu taşır.

O Rabbimizin İsm-i Şeriflerini dilinden duşurmez. Her an zikir halindedir.

O muhakkak ki Rabbimizin katında mubÂrek bir kul ve peygamberdir
dediklerini duydu.

Meleklerin Eyup’u (a.s.) oven bu konuşmaları İblis’i kıskandırdı. Hasedinden catlayacak hÂle getirdi.

Bir gun meleklerinin arasına karışarak Cenab-ı Hakkın (c.c.) huzuruna girdi.

Cenab-ı Hak (c.c.) ona:

“ -Ey Şeytan-ı racim! Seni huzurumdan kovmuştum. Yoksa kullarım arasında aldatacak kişi bulamadın mı?” Diye sordu.

Şeytan Cenab-ı Hakka (c.c.):

-Ya Rabbi! Bazıları mustesn olmak uzere iclerinde nefisleri olan her kulunu aldatabilir, azdırabilirim. Ben her zaman boyle kullarından bulabilirim. Ben bunu muktedirim dedi.

Şanı yuce Allah (c.c.) ona:

“-Peki ya kullarımdan Eyup’e iyice baktın mı? Ona yaklaşmaya calıştın mı? Muhakkak ki sen Ona yaklaşmaya yol bulamamışsındır.

Cunku dunyada Onun gibisi yoktur. O Allah’ından korkar, kotuluklerden sakınır”
buyurdu.

Şeytan Cenab-ı Hakka (c.c.) şoyle cevap verdi.

-Ya Rabbi! Eyup’un ici ve dışı bir değildir. Bahşettiğin nimetleri elinden almaman icin Senden korkar, ibadet eder gorunur.

Sen Ona bolca mallar, oğullar vermiş; sağlıklar, sıhhatler ihsan etmişsin.

O bundan dolayı hamt ve şukreder.

Eğer verdiklerini geri alırsan goreceksin ki O; gece gunduz ibÂdet eden, tevekkul ve sabırla Sana dayanmış, boyun bukmuş kullarından olmayacaktır
dedi.

Cenab-ı Hak (c.c.) şeytana:

“-Ey İblis! Ben muhakkak ki icte, dışta olanları bilirim. Benden gizli kalan hic bir şey yoktur.

Sense yalancılardansın.

Senin yalancılardan olduğunu gostermek icin Eyup kulumun elinden her şeyini alacağım.

Butun bunların sonunda da sen Onu her zaman sabreden, Bana sığınıp dayanan, isyan etmeyen, adımı dilinden duşurmeyen bir kul olarak bulacaksın.

Butun bunları da senin elinle yapacağım.

Şimdi git. Ona ve mallarına musallat ol. Coluk cocuğunu oldur, her şeyini elinden al.

Yalnız Onun vucut ve aklını dokunma ki başına gelenleri idrÂk edebilsin de gercekten Bana dayananlardan, şukredenlerden olsun.

Şuphesiz ki bu Onun icin buyuk bir imtihandır”
buyurdu.

Şeytan, şeytan olmasın rağmen bu emir yuzunden titredi.

-Ya Rabbi! Eyup Senin sevdiklerindendir. Sevdiklerine boyle bir şey yapmaktan Sana sığınırım.

Ben şu emrettiklerini yapmaya kÂdir olamam.

Bu nedenle beni azaplandırmandan korkarım.

Sen’in her şeye gucun yeter
dedi.

Bunun uzerine Cenab-ı Hak:

“-Ey İblis! Sen Eyup kulum hakkında cok kotu isnatlarda, suclamalarda, iftiralarda bulunmuştun. İşte sana fırsat.

Eyup kulum icin elinden geleni ardına koma.

Fakat sonunda yine Şeytan-ı Racim olacak, husrana uğrayacaksın”
buyurdu.

Boylece Cenab-ı Hak (c.c.) insanlara ornek olması, Şeytanın yalancı olduğunu gostermek icin Eyup’u (a.s.) buyuk bir imtihana tabi tuttu.


Devamı var.
__________________