“Kendin” olmadan yaşanmış, başkalarının beklentilerini karşılamak uzere kurgulanmış ve harcanmış bir yaşam.. Ben nasıl bir insanım? Kişilik ozelliklerim, mizacım, zeka alanlarım ve sahip olduğum potansiyelim nedir? Yetişme ortamım, aldığım eğitimler, yaşadığım deneyimlerimle kazandığım yaşam felsefem, değerlerim neler? Kişilerarası ilişkilerdeki tarzım ve bunun oluşmasında rol oynayan modellerim kim/kimler? Karşılaştığım gucluklere atfettiğim anlamlar ve baş etme yontemlerim neler?... Bu ve benzeri soruları kendine sormadan, cevaplarını bulmaya calışmadan yaşamak, “yeniden doğmak” sızın, bu dunyadan gecip gitmek olsa gerek..



Farkındalık; Gestalt felsefesinin temel kavramlarından biridir. Farkındalık Gestalt terapinin uygulama ve kuramının cekirdeğini oluşturmaktadır. Farkındalık “şimdi ve burada” ya ait bir kavramdır. Oncelikle insan, kendisinin neye ihtiyacı olduğuna, sonra da cevredeki kaynaklarla ihtiyacını nasıl giderebileceğine odaklanır.


Davranışın, beliren ihtiyacın giderilmesini sağlayamadığı durumlarda şekil tamamlanmamış olur. Gunluk yaşamımızda, bir cok kez ihtiyac icinde olan bir tarafımız uyarılır ve bizi onu tatmine yonelik hareketlendirir. Bazı ihtiyaclar tatmin edilir, bazıları edilemez. Zeminimiz bircok tamamlanmış ve tamamlanmamış şekilden oluşur. Her şekil tatmin edilebiliyor olsaydı, teorik olarak, zemin tamamlanmış şekillerden oluşurdu.

Ancak, her şekil tamamlanamadığı, her beliren ihtiyac giderilemediği icin, zemin tamamlanmış şekillerin yanı sıra tamamlanmamış şekilleri de kapsar ( Scherler, 2003 ).


Farkındalık secimlerimizi arttırır, secenekleri coğaltır ve bizlere esneklik sağlar. Eğer birey farkındalık kazanırsa ihtiyaclarının, isteklerinin ne olduğunu, nasıl işlev gorduğunu bilir. Farkındalık iki şekilde olabilir. Odak alanının geniş tutulduğu farkındalık ( odadaki tablolar gibi ) ve aktif, odaklanmış farkındalık (odada bulunan bir tablodaki renkler gibi ).


Duyu organlarının pasif ve aktif farkındalıkta kullanımı ise; bakmak/gormek; duymak/işitmek; dokunmak/hissetmek; koklamak/koku almak; tatmak/tad almak şeklindedir.


Kişinin bilincli bir farkındalık duzeyi edinebilmesi icin hem kendisini organize etmesi hem de izlediği alanı organize etmesini gerektirir.

Kendini organize etmek neleri icerir? Kaslar, enerji, duruş, nefes alma, duşunce, değer yargıları, duyu organlarından hangisine odaklanılacağı: gorme, duyma, koklama, tatma, dokunma kişinin kendini organize etmesinde buyuk rol oynar.
Farkındalık; yeniden doğmak, alışılmış, tekrarlanan kalıpların dışına cıkmak, hergun taktığımız maskelerimizden kurtulmak, icedonuşle başlayıp; ic ve dış catışmalarla gecen, yorucu, canımızı, icimizi yakan zorlu bir surectir.



Farkındalık Başlangıctır!

YAŞAM DONGUSU


Yaşam dongusu, insan olgusunu anlatan bir surectir. Yaşam dongusu bircok duzeyde gorulebilir. Bunlar; kişisel, ikili, grup, daha geniş sistemlerdir.


Yaşam dongusu işlevsel olduğunda, akıcıdır, cevre ile temas o anki ihtiyacın giderilmesine hizmet eder, kişi hur iradesini kullanarak secimleri doğrultusunda hareket eder, dongu tamamlanır.


Yaşam dongusu işlevselliğini yitirdiğinde, tıkanmışlık vardır, kişi hur iradesini kullanarak secim yapamaz, davranışları alışkanlık şeklinde gecmişteki ihtiyacları tatmin etmeye yoneliktir, dongu tamamlanamaz.



YAŞAM DONGUSU

Yaşam dongusu, insan olgusunu anlatan bir surectir. Yaşam dongusu bircok duzeyde gorulebilir. Bunlar; kişisel, ikili, grup, daha geniş sistemlerdir.


Yaşam dongusu işlevsel olduğunda, akıcıdır, cevre ile temas o anki ihtiyacın giderilmesine hizmet eder, kişi hur iradesini kullanarak secimleri doğrultusunda hareket eder, dongu tamamlanır.


Yaşam dongusu işlevselliğini yitirdiğinde, tıkanmışlık vardır, kişi hur iradesini kullanarak secim yapamaz, davranışları alışkanlık şeklinde gecmişteki ihtiyacları tatmin etmeye yoneliktir, dongu tamamlanamaz.



Sezgi → Farkındalık → Gudu → Hareket → Temas → Geri Cekilme




Yaşam dongusu ne işe yarar? İşlevi nedir?


Yaşam dongusu sureci tanımlar, iletişimi kolaylaştırır ve değerlendirmede kullanılır.


Yaşam dongusu değerlendirmede kullanıldığında, once takılmışlığın dongu uzerinde nerede olduğu belirlenir. Takılmışlık, aslında gecmişte yaratıcı ve işlevsel olan ancak artık işlevselliğini yitirmiş olan “cozum”dur. Kişinin şimdiki ihtiyacını tatmine yardım etmemektedir.


Yaşam dongusu, işlevselliğin yitirildiği, tıkanmışlık yaşanan durumlarda, tıkanmışlığın teşhis edilerek, kişinin buna ilişkin farkındalığın arttırılması ve işlevsel hale donuşturulmesine hizmet eder ( Scherler, 2004 ).
[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]