Dun hem hastam hem de cok sevdiğim bir arkadaşım ziyaretime geldi. Cok guzel kilo vermesi bundan cok hoşnut olmasına rağmen tum diğer kilo verenlerde olduğu gibi yeniden kilo alma korkusundan bahsetti. Boyle bir korku olması normal. Şimdiye kadar yapılan katı bir takım rejimler ile ortaya cıkan unlu yoyo etkisinin de bu korkudaki payı cok yuksek. Peki nedir bu yoyo etkisi? Bunu acıklamak icin oncelikle obezite tanımını yapmak gerekli diye duşunuyorum.
Vucut yağ kitle ağırlığının normalin uzerinde olmasına obezite denir. Obezite insan vucudunda bulunan tum sistemleri -kalp ve damar sistemi, solunum sistemi, hormonal sistem, sindirim sistemi gibi- sinsice etkileyen ve bircok onemli rahatsızlığa zemin hazırlayan mutlaka tedavi edilmesi gerekli bir hastalıktır. Aslında bu tanımı herkes biliyor, sonuclarından kimsenin şuphesi yok ama nedense aşırı kilo halen gunumuzun en buyuk problemi olarak duruyor. Uzun yıllardır olan tecrubelerime dayanarak şunu soyleyebilirim ki kilo vermek aslında sorun değil. En buyuk sorun verilen bu kiloyu koruyabilmek. Coğunlukla yapılan katı bir takım rejimlerle hızlı kilo verilir. Ancak normal yemeye başlandıktan kısa bir sure sonra hızlı bir şekilde verilen kilolar geri alınır. Biz bu sorunu cocukların oynadığı yoyo ya benzeterek ‘’ yoyo etkisi’’ diyoruz.
Ben her defasında ifade etmeye calıştığım şeyi tekrar etmek istiyorum. Yaratılışımız itibari ile aclık yaratacak durumlar meydana geldiğinde enerji tuketim azalıyor ve aldığı az miktardaki besini bile son derece verimli kullanır hale geliyor. Yani bir kişi cole duştuğu zaman kilo vermesinden daha doğal bir şey yoktur. Vucut kitlesi azaldığı icin gunluk almamız gereken kalori ihtiyacı azalır. Eğer soz konusu kişiler diyetten sonra yine eskisi kadar kalorili yeme duzenine devam edecek olurlarsa vucudumuzdaki enerji verimliliğini kontrol eden hormonlar devreye girerek alınan her kalori yağ depolanmasında kullanılır. Tabii ki kalori ihtiyacı azalmış olan bir vucut sadece kaybettiği kilo kaybını yerine koymakla kalmayıp, uzerine ilave edecektir. Aynı cole duşmuş kişi orneğine donersek colden kurtulduğu zaman bir daha cole duşebilirim bir daha ac kalabilirim diyerekten aldığı her kaloriyi yağ olarak depolayacaktır.
Bu durum beslenme alışkanlığını oturtamamış kişilerde mutlaka gorulecektir. Ozellikle de anormal kalori kısıtlamalı diyetlerde bu durum sistematik bir başarısızlık olarak karşımıza cıkmaktadır.Diyet yaparken mutlaka kalori kısıtlaması yapılacaktır. Ama bunu yaparken dengeli kontrollu sağlıklı beslenme duzenini oturtarak yapmak gereklidir. Yani gerektiği kadar protein, yağ ve karbonhidrat almanın yanısıra, aynı zamanda gerektiğinde tatlı, alkol ve cikolata almak, sosyal hayatı bozmayacak şekilde kucuk uyum alışkanlıkları geliştirmekte bu sistemin bir parcasıdır.
Butun bunların ışığında diyete karar verip uygulamaya başlamadan once, yoyo etkisi ile karşılaşmamak icin hedefi cok iyi belirleyebilmek gerekiyor. Bugun cok yaygın olarak kullandığımız boyla kilo arasındaki oranı belirleyen Beden Kitle Indeksi bu konuda bize yardımcı oluyor. Ama kişinin yapısına, spor yapıp yapmadığına, etnik kokenine ve ırkına gore değişiklikler gosteriryor. Eğer yanlızca BKI dikkate alınarak bu hedefi belirlemeye calışırsak Brad Pitt gibi bir yıldız fazla kilolu, mehşur terminator aşırı şişman olurdu. Sadece BKI ile değerlendirmek bizi cok ciddi yanılgıya duşebilir. Bu farkı belirleyebilmek icin de vucut yağ kitlesini tespit ederek ideal kiloyu hesaplıyoruz. Vucut yağ kitlesi nedir?
Aktif ve sağlıklı kalabilmemiz icin vucudumuzun belli oranda yağa ihtiyacı vardır. Yağlar, eklemlerimizin desteklenmesi, organlarımızın korunması, vitamin teminimiz, vucut ısımızın kontrolu, enerji rezervlenmesi (ac kalma halinde), gibi gorevler ustlenmektedir. Bu yuzden vucudumuzda belirli bir oranda yağ kitlesinin bulunması gereklidir. Fazla yağ oranı ciddi sağlık problemlerine yol acarken, gereğinden az yağ ise yaşamsal risk oluşturmaktadır. Şoyle ki yağ oranı, kadınlarda %10-%12’nin, erkeklerde ise %5-%6’nın altına duşmemelidir. Eğer bu rakamların altına duşecek olursa cok ciddi bir takım problemlerle karşılaşılabilir. Ozellikle gunumuzde aşırı zayıflık hali sağlıklı olmakla karıştırıldığı bir donemde bu durumun bilinmesi ve oneminin vurgulanması cok onemlidir.
Bazen goruntu de yanıltabilir. Cok zayıf gorunen bir kişi Şekilde A ve B tipleri aynı kiloya sahiptirler. C ise daha hacimli ve daha yağlı gorunmektedir. Uc tipin de yağ oranları olculduğunde B ve C’nin yağ oranlarının normal duzeyde A'nın ise cok yuksek oranda yağ değerine sahip olduğu gorunmektedir. Bu yuzden A zayıf gorunduğu halde risk grubuna dahildir.
İdeal kilo hedefine bu doğrultuda ve dengeli bir şekilde ulaşmış bir kişi sağlıklı beslenme alışkanlığını da devam ettirebiliyorsa kesinlikle yoyo etkisi ile karşılaşmaz. Sadece 8-10 kg kilo vermek değil her koşulda başta belirlediğimiz kilo hedefini yakalamak onemlidir. Bu hedefe doğru şekilde yurumeyi oğrenmediğimiz surece, her yaz sezonu başlangıcında mecazi anlamda sarıldığınız koltuk değnekleri (mucize şok diyetler, yiyecek yerine gecen uzay karışımları vs) aksayarak yurumeye devam etmemize neden olacaktır.
Işık ve Sevgiyle kalın....
Dr Bilgin SILAN
[h=2]İzmir Dahiliye uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Cağımızın hastalığı kilo mu?
Sağlık0 Mesaj
●23 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Cağımızın hastalığı kilo mu?