Ebu'd- Derda nicin ağlıyor? Cubeyr bin Nufeyr şoyle anlatıyor: Kıbrıs adası fethedildiğinde ahalisi başka başka yerlere gonderilerek birbirlerinden ayrılmaya başlandı. Bu yuzden insanlardan bir kısmı ağlaşıyordu. O sırada Ebu'd-DerdÂ'yı gordum. Tek başına bir koşeye oturmuş ağlıyordu.
Yanına vararak: "Ey Ebu'd-DerdÂ! Allah'ın İslÂm'ı ve Muslumanları aziz kıldığı boyle bir gunde nicin ağladığını oğrenebilir miyim?" dedim.
Bunun uzerine şunları soyledi: "Allah iyiliğini versin ey CÂbir! Allah katında kendi emirlerini terk edenlerin zerre kadar bir kıymetleri yoktur. Bunlar saltanat sahibi guclu bir milletti ve herkese galip geliyorlardı. Allah'ın emirlerini terk ettiklerinden dolayı işte gorduğun acıklı duruma duşmuşlerdir" [Ebu Nuaym]
Taberi Tarihi'nde gecen bir başka rivayet de şoyledir: "Allah'ın emirlerini terk ettiklerinden dolayı onlara icki ve kufur musallat edilmiştir. Kendisine kufur ve ickinin musallat edildiği kavimler de Allah'ın kulluğundan uzaklaşırlar."
"Sen namuslu olduğun icin idaren altındakiler de namusludur!"
Kisra'nın kılıcı, kemeri ve ziynet eşyaları kendisine getirildiğinde Hz. Omer şunları soyledi:
"Boyle kıymetli şeylere dahi tenezzul edip dokunmadan İslÂm hazinesine gonderen kişiler kesinlikle guvenilir kişilerdir." Bunun uzerine Hz. Ali de şoyle dedi: "Sen iffetli ve namuslu olduğundan dolayı idaren altındakiler de iffetli ve namuslu olmuşlardır." [Taberi]
Muslumanların hayırda yarışması
Şakîk şoyle anlatıyor: Kadisiye savaşına tam gunduzun ortasında başlamıştık. Savaş bittiğinde namaz vaktinin girmiş olduğunu gorduk; fakat muezzinimiz şehit olmuştu. Herkes ezanı kendisi okumak istedi. Bu yuzden de neredeyse kılıclarla birbirlerine gireceklerdi. Bunun uzerine Sa'd bin UbÂde kura cekti ve kura kime cıktıysa ezanı o okudu. [Taberi]
Halid bin Velid'in cevabı
Adamın biri Halid bin Velid'e: "Rumlar cok fazla, Muslumanlar ise cok az" dedi.
Halid: "Hayır, yanılıyorsun! Rumlar cok az, Muslumanlar ise cok fazladır. Ordu, adam sayısıyla azalıp coğalmaz. Zafer kazanınca coğalır, yenilince de azalır. Ben atımın ayağının ağrımamasını, buna karşılık da Rumların sayısının bir o kadar daha olmasını isterdim" dedi. Halid'in atının tırnakları fazla yurumekten aşınmıştı. [Taberi]
"Her şeyden kuvvetli Allah'tan yardım isteyin"
İyÂd el-Eş'arî şoyle anlatıyor: "Yermuk muharebesinde bulundum. Bu savaşta şu beş kumandan vardı: Ebu Ubeyde, Yezid bin Ebu Sufyan, Şurahbil bin Hasene, Halid bin Velid ve İyad bin Ganem.
Ebubekir Sıddık bize: "Ebu Ubeyde'den ayrılmayınız" diye yazmıştı. Biz de bir mektup yazarak sayımızın azlığından bahisle takviye istedik. Bunun uzerine o, bize şu mektubu gonderdi: "Mektubunuzda benden takviye gondermemi istiyorsunuz. Size bol ve her zaman hazır askerlere sahip ve herkesten daha kuvvetli olan Allah'tan yardım istemenizi tavsiye ediyorum. Bildiğiniz gibi Hz. Peygamber Bedir gununde sizden daha az sayıda bir kuvvetle galip gelmiştir." [Kenz]
İyÂd el-Eş'arî şoyle anlatıyor: "Hz. Omer bir mektup yazarak bize şunları soyledi: "Mektubumu aldığınızda duşmanla savaşınız ve sakın bana ikinci kez muracaata bulunmayınız."
Boylece savaşa başladık ve duşmanlarımızı yenilgiye uğrattık. Dort fersahlık bir mesafe duşman cesetleriyle dolmuştu. Cok buyuk ganimetler elde ettik. Her birimize onar baş hayvan duştu.
Sabit bin Akram'ın Ebu Hureyre'ye soyledikleri
Ebu Hureyre (ra) anlatıyor:
Mûte savaşında duşmanı gorunce gozlerim kamaştı, cunku sayıları, silahları, atları, kadifeleri, ipekleri ve altınları o kadar coktu ki, adeta başı sonu belirsizdi. Sabit bin Akram bana: "Ey Ebu Hureyre! Herhalde sen duşmanı cok ve guclu sanıyorsun" dedi.
"Evet" dedim. Bunun uzerine: "Sen Bedir savaşında bizimle beraber değildin. Biz duşmanı cokluğumuzla yenmedik" dedi. [Bidaye]
"Doğru soyluyorsun"
Hz. Peygamber'in o sahabileri karşısında, duşmanlar yarım gun bile dayanamazlardı. Bizans imparatoru Herakl, Antakya'da bulunduğu sırada Rumlar ashabın karşısında mağlup olup kactılar.
Herakl: "Allah sizi kahretsin! Karşınızdaki Araplar da sizin gibi birer insan değil mi?" dedi.
"Evet, onlar da bizim gibi birer insandır" dediler.
Herakl: "Peki, onlar sizden daha mı cok?" dedi.
"Hayır, biz onlardan kat kat fazlayız" dediler. Herakl: "O halde neden devamlı yeniliyorsunuz?" dedi.
O zaman ileri gelen bir kişi: "Cunku onlar geceleri namaz kılar, gunduzleri oruc tutar, sozlerinde durur, iyiliği emreder, kotulukten sakındırır, birbirlerine zulum ve haksızlık etmezler. Oysa biz, icki icer, zina eder, haram yer, sozumuzde durmaz, soygunculuk yapar, zulmeder, faiz ve tefecilikle uğraşırız. Allah'ın hoşnut olacağı şeyleri yasaklarız, yeryuzunde bozgunculuk yaparız" dedi.
Bu soz uzerine Herakl: "Doğru soyluyorsun" dedi. [Bidaye]
Kaynak: M. Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, Divan Yayınları, Akcağ Yayınları
Yanına vararak: "Ey Ebu'd-DerdÂ! Allah'ın İslÂm'ı ve Muslumanları aziz kıldığı boyle bir gunde nicin ağladığını oğrenebilir miyim?" dedim.
Bunun uzerine şunları soyledi: "Allah iyiliğini versin ey CÂbir! Allah katında kendi emirlerini terk edenlerin zerre kadar bir kıymetleri yoktur. Bunlar saltanat sahibi guclu bir milletti ve herkese galip geliyorlardı. Allah'ın emirlerini terk ettiklerinden dolayı işte gorduğun acıklı duruma duşmuşlerdir" [Ebu Nuaym]
Taberi Tarihi'nde gecen bir başka rivayet de şoyledir: "Allah'ın emirlerini terk ettiklerinden dolayı onlara icki ve kufur musallat edilmiştir. Kendisine kufur ve ickinin musallat edildiği kavimler de Allah'ın kulluğundan uzaklaşırlar."
"Sen namuslu olduğun icin idaren altındakiler de namusludur!"
Kisra'nın kılıcı, kemeri ve ziynet eşyaları kendisine getirildiğinde Hz. Omer şunları soyledi:
"Boyle kıymetli şeylere dahi tenezzul edip dokunmadan İslÂm hazinesine gonderen kişiler kesinlikle guvenilir kişilerdir." Bunun uzerine Hz. Ali de şoyle dedi: "Sen iffetli ve namuslu olduğundan dolayı idaren altındakiler de iffetli ve namuslu olmuşlardır." [Taberi]
Muslumanların hayırda yarışması
Şakîk şoyle anlatıyor: Kadisiye savaşına tam gunduzun ortasında başlamıştık. Savaş bittiğinde namaz vaktinin girmiş olduğunu gorduk; fakat muezzinimiz şehit olmuştu. Herkes ezanı kendisi okumak istedi. Bu yuzden de neredeyse kılıclarla birbirlerine gireceklerdi. Bunun uzerine Sa'd bin UbÂde kura cekti ve kura kime cıktıysa ezanı o okudu. [Taberi]
Halid bin Velid'in cevabı
Adamın biri Halid bin Velid'e: "Rumlar cok fazla, Muslumanlar ise cok az" dedi.
Halid: "Hayır, yanılıyorsun! Rumlar cok az, Muslumanlar ise cok fazladır. Ordu, adam sayısıyla azalıp coğalmaz. Zafer kazanınca coğalır, yenilince de azalır. Ben atımın ayağının ağrımamasını, buna karşılık da Rumların sayısının bir o kadar daha olmasını isterdim" dedi. Halid'in atının tırnakları fazla yurumekten aşınmıştı. [Taberi]
"Her şeyden kuvvetli Allah'tan yardım isteyin"
İyÂd el-Eş'arî şoyle anlatıyor: "Yermuk muharebesinde bulundum. Bu savaşta şu beş kumandan vardı: Ebu Ubeyde, Yezid bin Ebu Sufyan, Şurahbil bin Hasene, Halid bin Velid ve İyad bin Ganem.
Ebubekir Sıddık bize: "Ebu Ubeyde'den ayrılmayınız" diye yazmıştı. Biz de bir mektup yazarak sayımızın azlığından bahisle takviye istedik. Bunun uzerine o, bize şu mektubu gonderdi: "Mektubunuzda benden takviye gondermemi istiyorsunuz. Size bol ve her zaman hazır askerlere sahip ve herkesten daha kuvvetli olan Allah'tan yardım istemenizi tavsiye ediyorum. Bildiğiniz gibi Hz. Peygamber Bedir gununde sizden daha az sayıda bir kuvvetle galip gelmiştir." [Kenz]
İyÂd el-Eş'arî şoyle anlatıyor: "Hz. Omer bir mektup yazarak bize şunları soyledi: "Mektubumu aldığınızda duşmanla savaşınız ve sakın bana ikinci kez muracaata bulunmayınız."
Boylece savaşa başladık ve duşmanlarımızı yenilgiye uğrattık. Dort fersahlık bir mesafe duşman cesetleriyle dolmuştu. Cok buyuk ganimetler elde ettik. Her birimize onar baş hayvan duştu.
Sabit bin Akram'ın Ebu Hureyre'ye soyledikleri
Ebu Hureyre (ra) anlatıyor:
Mûte savaşında duşmanı gorunce gozlerim kamaştı, cunku sayıları, silahları, atları, kadifeleri, ipekleri ve altınları o kadar coktu ki, adeta başı sonu belirsizdi. Sabit bin Akram bana: "Ey Ebu Hureyre! Herhalde sen duşmanı cok ve guclu sanıyorsun" dedi.
"Evet" dedim. Bunun uzerine: "Sen Bedir savaşında bizimle beraber değildin. Biz duşmanı cokluğumuzla yenmedik" dedi. [Bidaye]
"Doğru soyluyorsun"
Hz. Peygamber'in o sahabileri karşısında, duşmanlar yarım gun bile dayanamazlardı. Bizans imparatoru Herakl, Antakya'da bulunduğu sırada Rumlar ashabın karşısında mağlup olup kactılar.
Herakl: "Allah sizi kahretsin! Karşınızdaki Araplar da sizin gibi birer insan değil mi?" dedi.
"Evet, onlar da bizim gibi birer insandır" dediler.
Herakl: "Peki, onlar sizden daha mı cok?" dedi.
"Hayır, biz onlardan kat kat fazlayız" dediler. Herakl: "O halde neden devamlı yeniliyorsunuz?" dedi.
O zaman ileri gelen bir kişi: "Cunku onlar geceleri namaz kılar, gunduzleri oruc tutar, sozlerinde durur, iyiliği emreder, kotulukten sakındırır, birbirlerine zulum ve haksızlık etmezler. Oysa biz, icki icer, zina eder, haram yer, sozumuzde durmaz, soygunculuk yapar, zulmeder, faiz ve tefecilikle uğraşırız. Allah'ın hoşnut olacağı şeyleri yasaklarız, yeryuzunde bozgunculuk yaparız" dedi.
Bu soz uzerine Herakl: "Doğru soyluyorsun" dedi. [Bidaye]
Kaynak: M. Yusuf Kandehlevi, Hayatu's-Sahabe, Divan Yayınları, Akcağ Yayınları
__________________
