Kur'an-ı Kerîm'de adı gecen ve İsrailoğullarına gonderilen peygamberlerden. Hz. İsa (a.s) batılı tarihcilere gore miladi yıldan dort veya beş sene kadar once doğmuştur.
Yine batılı tarihcilere gore Hz. İsa (a.s) Romalıların elinde bulunan Yahudiye'de Romalılardan Tiberius iktidarı doneminde otuz yaşlarına doğru peygamberliğini insanlara bildirdi. Once Celile'de sonra Kudus'te insanları hak dine davet etti. Yahudilerin dinini ikmal onların dine kattıklarını duzeltmek icin gonderilen Hz. İsa (a.s) kendisine indirilen İncil adlı kutsal kitapta bunu şoyle anlatır: "Ben yok etmeğe değil, tamamlamaya geldim." Hz. İsa (a.s), yahudilerin tahrif ettiği Eski Ahid'i onların anlayışından kurtarmaya, Hz. Musa (a.s)'ın getirdiği akideyi yerleştirmeye ve yahudilere daha once bildirilen zahmetli bazı ilahi kanunları hafifletmeye calıştı.
Memleketi Celile'de Genaseret golu kıyısında ilk vaaz ve tebliğlerini bildiren Hz. İsa daha sonra Kudus'e gitti. Yahudiler Hz. İsa'yı, donemin Romalı Kudus valisi Pontus Pilatus'a şikayet ettiler. Havarilerin icinde Yahuda isimli birisi Hz. İsa'ya ihanet etti ve Hristiyanların inancına gore Hz. İsa carmıha gerilerek olduruldu. Kur'an-ı Kerîm'de ise hadise şoyle anlatılmaktadır: "Halbuki onlar İsa'yı oldurmediler ve asmadılar. Fakat kendilerine bir benzetme yapıldı" (en-Nisa, 4/156). Rivayete gore Hz. İsa'ya ihanet eden Yahuda, Romalılar tarafından isa (a.s.) zannedilerek asılmıştır.
İsa (a.s); orta boylu, kırmızıya calar beyaz benizli, dağınık, duz saclı idi. Sacını uzatır, omuzları arasına salardı. Geniş goğuslu, kucuk yuzlu cok benli idi: Sırtına yun elbise, ayağına ağac kabuğundan yapılmış sandal giyer, coğu zaman da yalınayak yururdu.
Kendisinin geceleri varıp barınacağı bir evi, ev eşyası ve zevcesi yoktu. Hic bir şeyi yarın icin biriktirip saklamazdı. İsa (a.s) dunyadan yuz cevirir, ahireti ozler, Allah'a ibadete koyulurdu. Yeryuzunde nerede guneş batarsa orada konaklar iki ayağının uzerinde namaza durur; gece namaz gunduz de oruc ile gunlerini gecirirdi (M. Asım Koksal, Peygamberler Tarihi, II. 334, 335).
Kur'an-ı Kerîm'e gore Hz. İsa (a.s)'ın annesi Hz. Meryem'dir. Meryem (a.s), yine Kur'an'da ismi gecen dort seckin aileden biri olan İmrÂn ailesinden idi. Hz. Meryem, Zekeriya (a.s)'ın koruması ve gozetim altındaydı. Meryem, Beytu'l-Makdis'te, doğu tarafta ozel bir bolmeye yerleştirilmişti. Zekeriya (a.s), Meryem'in yanına geldikce orada, rızkını ve yiyeceğini hazır gorurdu. Hz. Meryem, Beytu'l Makdis'te zikirle, ibadetle hayatını geciriyordu. İşte bu sırada Allah, ona bir beşer sûretiyle Cebrail'i gonderdi. bu durum, Kur'an-ı Kerim'de şu şekilde anlatılır: "Meryem dedi ki; ben senden Rahman'a sığınırım. Eğer O'ndan korkuyorsan bana dokunma! O da, ben, temiz bir oğlan bağışlamak icin Rabbının sana gonderdiği elciden başkası değilim, dedi. Meryem; bana bir insan temas etmemişken, ben kotu kadın olmadığım halde nasıl oğlum olabilir? dedi. Cebrail, bu boyledir; cunku Rabbın, "bu bana kolaydır, onu insanlar icin bir mucize ve katımızdan da bir rahmet kılacağız," diyor, dedi. İş olup bitti. Boylece Meryem, İsa'ya gebe kalarak bir koseye cekildi. Doğum sancıları başladı ve başına gelen bu hadiseden dolayı cok uzulerek, keşke bundan once olseydim de unutulup gitseydim, dedi" (Meryem, 19/1 8-23).
Cebrail, Meryem (a.s)'e, babasız doğuracağı cocuğun ozelliklerini ve mucadelesini haber vermiş, Meryem'i teselli etmiş ve ayrılıp gitmişti. Hz. Meryem'in kendisini Allah'a ibadete verdiğini ve onun tertemiz bir kadın olduğunu bilenler de bilmeyenler de bu duruma hayret etmiş ve doğumun bu şekilde nasıl olabileceği tartışmasına girmişlerdi. Hz. Meryem ise olayı, cocuğa sormalarını işaret etmişti. Fakat "Onlar, biz beşikteki cocukla nasıl konuşabiliriz? dediler. Cocuk, ben şuphesiz Allah'ın kuluyum. Bana kitap verdi ve beni peygamber yaptı. Nerede olursam olayım, beni mubarek kıldı. Yaşadığım surece namaz kılmamı ve zekÂt vermemi, anneme iyi davranmamı emretti. Beni bedbaht bir zorba kılmadı. Doğduğum gun de, oleceğim gun de, dirileceğim gun de, bana selÂm olsun, dedi" (Meryem, 19/23-33).
İsa (a.s)'ın babasız olarak mucizevî bir şekilde doğuşu, Allah'ın dilemesinden ibaretti. Hatta Allah katında, oluş itibariyle Adem (a.s) ile İsa (a.s) arasında fark yoktu. Nitekim ayet-i kerimede, durum şu şekilde izah edilir: "Gercekten İsa'nın babasız dunyaya geliş hÂli de Allah katında Adem'in hÂli gibidir. Allah, Âdem'i topraktan yarattı, sonra da ona ol dedi; o da hemen (insan) oluverdi" (Âl-i İmrÂn, 3/59).
İsa (a.s) otuz yaşında iken peygamberlik gorevi aldığında, hemen İsrailoğullarına durumu bildirdi. İsa (a.s)'nın cağrısına kulak tıkayan ve ellerindeki Tevrat'ı tahrif edip pek cok değişiklikler yapan İsrailoğulları, Hz. İsa (a.s)'a inanmadılar. Ayrıca Allah, Hz. İsa'nın risÂletini destekleyen mucizelerde gosteriyordu. Kur'an-ı Kerim'de zikri gecen mucizeleri şunlardır: İsa (a.s) nın, camurdan kuş biciminde bir heykel yapması ve onu ufleyince kuş olup ucması, oluleri diriltmesi; anadan doğma korleri ve alaca hastalığına tutulmuş olanları tedavi etmesi; gokten sofra indirmesi (el-MÂide, 5/110-115); Havarîlerin ve diğer arkadaşlarının evlerinde ne yediklerini ve neler sakladıklarını soyleyerek gaybdan haber vermesi (Âlu İmrÂn, 3/49).
İsrailoğulları, İsa (a.s.)'ı ve ona tÂbi olanları durdurmak icin pek cok yol denediler; sonunda Hz. İsa'yı oldurmeğe karar verdiler. Ancak Allah, onların planlarını etkisiz hÂle getirdi. Yahudiler, İsa (a.s.)'a benzeyen birini yakalayıp astılar ve "Meryem oğlu İsa Mesih'i oldurduk" dediler (en-NisÂ, 4/157). Ote yandan Kur'an-ı Kerîm, asıl durumu şu şekilde acıklar: "Halbuki onlar İsa'yı oldurmediler ve asmadılar. Fakat kendilerine bir benzetme yapıldı. Ayrılığa duştukleri şeyde, doğrusu şuphededirler. Onların bu oldurme olayına ait bir bilgileri yoktur. Ancak kuru bir zan peşindedirler. Kesin olarak onu oldurmediler, bilakis Allah, onu kendi katına yukseltti. Allah gucludur, hÂkimdir" (en-NisÂ, 4/157-158).
İsa (a.s) ayette de belirtildiği gibi, oldurulmeden manevi olarak goğe yukseltilmiştir. Ayrıca Mi'rac'da, peygamberimiz kendisini gormuştur. Hz. İsa, goğe yukselmeden once, havÂrîlerine ve tum insanlığa şu mujdeyi vermişti: "Ey İsrailoğulları! Doğrusu ben, benden once gelmiş olan, Tevrat'ı doğrulayan ve benden sonra gelecek ve adı Ahmed olacak bir peygamberi mujdeleyen Allah'ın size gonderilmiş bir peygamberiyim" (es-Saf, 61/6).
Hz. İsa (a.s) goğe cekildiği sıralarda kendisine inananların sayısı cok azdı. Daha sonra bir ara Hz. İsa'nın getirdiği inancı kabul edenler coğaldı ise de, sonunda Hristiyanlar da İsrailoğulları gibi yoldan cıktı ve pek cok yanlışlıklara saptılar. Bugun, Hıristiyanların sahip oldukları teslis inancı, İsa (a.s)'nın goğe yukseltilmesinden hemen sonra ortaya cıkmıştır.
İsa (a.s)'ın annesi Hz. Meryem Hz. İsa'nın goğe cekilmesinden sonra altı sene kadar daha yaşamış ve olmuştur (Hakim, Mustedrek, II, 596).
Hz. İsa (a.s)'a dort buyuk ilÂhi kitaptan biri olan İncil verilmiştir. Kur'an-ı Kerîm'de İncil'in Hz. İsa'ya verilişi ile ilgili şu bilgiler vardı: "Arkalarından da izlerince Meryem oğlu İsa'yı Tevrat'ın bir tasdikcisi olarak gonderdik; ona da bir hidÂyet, bir nur bulunan İncil'i, ondan evvelki Tevrat'ın bir tasdikcisi ve sakınanlara bir hidÂyet ve oğut olmak uzere verdik" (el-MÂide, 5/11). Ancak bu İncil de Tevrat gibi tahrifata uğramış: tır. Bununla birlikte Allah TeÂl tarafından son peygamber Hz. Muhammed (s.a.s)'e indirilen Kur'an-ı Kerîm, Zebur, Tevrat ve İncil'in hukumlerini ve gecerliliklerini ortadan kaldırmıştır.
KAYNAK
__________________
Hz. İsa (A.S.) Hayatı
Peygamberler ve Evliyalar0 Mesaj
●46 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Peygamberler ve Evliyalar
- Hz. İsa (A.S.) Hayatı