Omer b. Hattab’ın [R.A.] kızıdır. İlk eşi, ilk muslumanlardan Abdullah b. Huzafe [R.A.] ’nin kardeşi Huneys [R.A.)’dir. Huneys Habeşistan’a ilk hicret edenler arasındaydı. Orada cok kalmadı ve bir muddet sonra geri dondu. HafsÂ, Rasulullah [A.S.] Medine’ye hicret ettiğinde Huneys’le evliydi. Medine’ye eşiyle birlikte hicret etti. Bedir Gazası’na katılan Huneys, bir rivayete gore Bedir’de şehit duştu. Başka bir rivayete gore de Bedir’den hemen sonra Medine’de vefat etti. Rasulu (A.S.), Omer (R.A.)’den Hafsa’yı kendisine nikahlamasını istediğinde, Omer bu teklife oldukca şaşırdı ve bir o kadar da sevindi. Hz. Peygamber’den daha faziletli kimi bulabilirdi kızı icin? Ve boylece Hafsa, Rasulu ile evlenerek O’nun dorduncu eşi oldu. Evlendiğinde 20-22 yaşlarında genc bir hanımdı. Fizikî yapı itibariyle babasına benzediği, O’nun gibi esmer tenli olduğu rivayet edilir. AhlÂken de babasına cok benziyordu. Hz. Omer’in celadeti bir parca O’nda da vardı. Babası gibi sert karakterli, ilkeli ve cabuk ofkelenen bir yapıya sahipti. Doğru bildiği konularda tartışmaktan cekinmez, karşısındakini rahatlıkla susturabilirdi. Evlendikten sonra Rasûlullah’ın zevceleri arasında en fazla Hz. Âişe (R.A.) ile anlaştı. O’nun da Rasulu’ne derin bir sevgisi vardı ve bu sevgi O’nu diğer eşlerinden kıskanmasına neden olmuştu. Rasulullah’a daha fazla yakın olabilmek icin Hz. Âişe ile işbirliği yaptıkları da olmuştu. Hafsa, donemin okuma-yazma bilen ender hanımlarından biriydi. Rivayetlerden anladığımıza gore ayrıca hafızdı. O’nun da tıpkı Hz. Âişe gibi ilimle ilgilendiğini, ilmi konularda tartışmaktan hoşlandığını ve meseleleri buyuk bir ferasetle değerlendirebildiğini goruyoruz. Hz. Peygamber, Bedir’de savaşanlarla Hudeybiye antlaşmasında bulunan sahabilerin cehenneme girmeyeceklerini umit ettiğini soylediğinde Hafsa: “İcinizde oraya gitmeyecek hic kimse yoktur.” (Meryem/71) ayet-i kerimesiyle karşılık vermiştir. Hz. Peygamber de; “sonra gunahtan korunanları kurtarırız ve zalimleri oyle diz ustu cokmuş olarak bırakırız.” (Meryem/72) diye ilave etmiştir. Bu ve benzeri rivayetler Hafsa’nın oğrenme merakını ve ince bir anlayışla meseleleri kavradığını gostermektedir. Zeki ve bilgili bir peygamber hanımı olduğu halde, hic bir zaman bu mustesna durumunu kibir vesilesi yapmadı, daima tevazu icinde oldu. Halifeler doneminde, ozellikle babası Hz. Omer doneminde konumu musait olmasına rağmen devlet işlerine hic bir şekilde karışmadı. Rasûlullah’ın vefatından sonra Kur’an-ı Kerim’in toplanması ve kitaplaştırılması zarureti doğduğunda, ashab bu muhim vazifeyi buyuk bir ihtimam ve incelikle yerine getirdi. Titiz bir calışmanın urunu olarak ortaya cıkan ilk el yazması Kur’an-ı Kerim, Hz. Ebu Bekr ve Omer’den sonra Hafsa’ya verildi. Ve Hafsa, hayatı boyunca bu mukaddes emaneti buyuk bir titizlikle korudu. Cabuk sinirlenen, sert bir hanım olması nedeniyle zaman zaman bazı davranışları Rasulu’nu uzmuştur. Kızının karakterini bilen Hz. Omer, bu davranışları duyduğunda kızına “ Rasulu’nu gucendirmenin ’ı gucendirmek anlamına geldiğini” hatırlatmış ve hatalarını duzeltme yoluna gitmesini tavsiye etmiştir. Hz. Omer, Hafsa ile ilgili konularda hic bir zaman kızına babalık duygularından hareketle kol kanat germemiş, tam aksine adalet sıfatına yakışır bir şekilde O’na gereken uyarıları yapmıştır. Hz. Hafsa Hicrî 45 yılında vefat etmiştir. Vefatından hemen once kardeşi Abdullah b. Omer’i yanına cağırarak babasından kendisine kalan mal ve mulku tasadduk etmesini vasiyet etmiştir. O’ndan razı olsun
__________________
Hz. Hafsa (r.a)
Peygamberler ve Evliyalar0 Mesaj
●46 Görüntüleme