Allahu teÂl Kur'Ân-ı kerîmde meÂlen buyurdu ki:
Ey Muhammed! Rabbininin yoluna hikmetle, guzel oğutlerle dÂvet et. Onlarla en guzel şekilde tartış. (Nahl sûresi: 125)
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Allahu teÂlÂdan kendisine gelen emirleri insanlara acıklamak ve onları îmÂna dÂvetle emredildi. DÂvetini uc yıl gizli yaptı. Uc yıl sonra ilÂhî emir uzerine, Allahu teÂlÂnın emirlerini acık acık bildirmeye, kav mine İslÂmiyet'i anlatmaya başladı. (Abdulhak Dehlevî, İbn-ul-Esîr)
Allahu teÂlÂ, kullarına acıdığı icin, Peygamberler aleyhimusselÂm gonderdi. Eğer bu buyuk insanlar gonderilmeseydi, yolunu şaşıran insanlara, O'nu ve sıfatlarını kim bildirirdi? Beğendiklerini, beğenmediklerinden kim ayırabilirdi? İnsan aklı, noksan olduğu icin o buyuklerin dÂvet nûru ile aydınlanmadıkca bunları bilemez ve ayıramazdı. Anlayışımız tam olmadığı icin, bu buyuklerin izinde gitmedikce, bunları anlamakta şaşırır ve aldanırız. Evet akıl, doğruyu eğriden ayırmaya yarayan bir Âlettir. Fakat o buyuklerin dÂveti ile, haber vermeleri ile tamam olmaktadır. (İmÂm-ı RabbÂnî

2. İkrÂm etmek icin cağırma cağırılma.
Muslumanın musluman uzerinde beş hakkı vardır: SelÂmına cevÂb vermek, hastasını ziyÂret etmek, cenÂzesinde bulunmak, dÂvetine gitmek ve aksırıp elhamdulillah deyince, yerhamukallah diyerek cevap vermek. (Hadîs-i şerîf-BuhÂrî, Muslim)
RiyÂ, gosteriş ve ovunmek icin yapılan dÂvetlere gitmek cÂiz değildir. (Muhammed HÂdimî, İmÂm-ı GazÂlî

Mu'minin dÂvetine gitmek sunnet olduğu hÂlde haram bulunan dÂvete gitmemeli, haramdan, mekrûhtan sakınmak icin sunneti terk etmelidir. (Abdulganî Nablusî-Muhammed RebhÂmî

__________________