Hıristiyanlar, Romalılar zamÂnında ibÂdetlerini gizli olarak mağaralarda, mahzenlerde yaparlardı. Acık ibÂdet yerleri yoktu. Cunku Roma imparatorları, hıristiyanlığı yasakladıkları gibi inananları da yakalayıp olduruyorlardı. Bizans imparatoru Konstantin'in, resmî din olarak hıristiyanlığı kabûl etmesinden sonra, kiliseler yapılmaya başlandı. Konstantin'den sonra bircok kilise yapıldı ve kilise mîmÂrîsi ortaya cıktı. (Harputlu İshÂk Efendi)

Hıristiyanlığın ceşitli siyÂsî sebeplerle mezheplere ayrılmasından sonra, kiliseler de ayrıldı. Merkezi Roma'da bulunan ve rûhÂnî lideri papa olan katolik kilisesi, merkezi İstanbul'da bulunan ve rûhÂnî lideri patrik olan ortodoks kilisesi ve İngiltere'de gelişen Anglikan kilisesi bunlardandır. (Harputlu İshÂk Efendi)

Necs (pis) olmak ihtimÂli bulunan yerlerde, mesel kabristÂnda, hamam icinde ve kilisede namaz kılmak mekrûhtur. Soğuk ve başka sebeble acık yerde namaz kılınamaz ve başka yer bulunamazsa, kilisede hem yalnız, hem cemÂat ile kılmak cÂiz olur. Namazdan sonra hemen cıkmalıdır. Cunku kilisede şeytanlar toplanır. Kilisede bulunan kufur alÂmetleri boşaltılırsa namaz kılmak mekrûh olmaz. (İbn-i Âbidîn)

Bugun hıristiyanların kiliselerinde ve yahûdîlerin havralarında kalblerin ve ruhların değil de, nefislerin ve duşuncelerin birleştirilmesine calışılmaktadır. Bunun icin kiliseler, havralar bir mÂbed (ibÂdethÂne) değil, bir politika ve konferans yeri olup, insanları uyuşturarak, liderlerin, şeflerin arzû ve duşunceleri istikÂmetinde suruklenmektedirler. (M. Sıddîk bin Saîd)
__________________