23. Allah katında, O'nun izin verdiği kimseden başkasının şefaati yarar sağlamaz. (Şefaat icin izin verilip de) kalplerinden korku giderilince birbirlerine, "Rabbiniz ne soyledi?" diye sorarlar. Onlar da "Gerceği" diye cevap verirler. O, yucedir, buyuktur.

24. De ki: "Size goklerden ve yerden kim rızık verir?" De ki: "Allah. O hÂlde, ya biz hidayet veya apacık bir sapıklık uzereyiz, ya da siz!"

25. De ki: "Bizim işlediğimiz suclardan siz sorumlu tutulmazsınız. Sizin işlediklerinizden de biz sorumlu tutulmayız."

26. De ki: "Rabbimiz hepimizi kıyamet gunu bir araya toplayacak, sonra da aramızda hak ile hukum verecektir. O, gerceği apacık ortaya koyan,(2) hakkıyla bilendir."

(2) Âyetin bu kısmı, "O, en Âdil hukum verendir" şeklinde de tercume edilebilir.
27. De ki: "Allah'a ortak tuttuklarınızı bana gosterin! Hayır! (Hicbir şey Allah'a ortak olamaz.) Aksine O, mutlak guc sahibi, hukum ve hikmet sahibi Allah'tır."

28. Biz, seni ancak butun insanlara mujdeleyici ve uyarıcı olarak gonderdik. Fakat insanların coğu bilmezler.

29. "Eğer doğru soyleyenler iseniz, bu tehdit ne zaman gercekleşecek" diyorlar.

30. De ki: "Sizin icin belirlenen bir gun vardır ki, ondan ne bir saat geri kalabilirsiniz, ne de ileri gecebilirsiniz."

31. İnkÂr edenler, "Biz bu Kur'an'a da ondan onceki kitaplara da asla inanmayız" dediler. Zalimler, Rablerinin huzurunda durduruldukları zaman hÂllerini bir gorsen! Birbirlerine laf cevirip dururlar. Zayıf ve gucsuz gorulenler, buyukluk taslayanlara, "Siz olmasaydınız, biz mutlaka iman eden kimseler olurduk" derler.



__________________