Mehmed kuşatma hazırlıklarına 1451 sonlarında başladı. Boğaz'ın Avrupa yakasında buyuk dedesi Bayezid'in yaptırmış olduğu Anadolu Hisarı'nın karşısına o donemde Boğazkesen adı verilen Rumeli Hisarı'nın inşa emrini verdi. İmparator Konstantinos Mehmed'e hisarın yapımı icin kendisinden izin alması gerektiğini bildirmek icin elciler gonderdi ancak Mehmed elcileri kabul etmedi. İmparator en son 1452'nin Haziran ayında barış goruşmeleri icin bir kere daha elcilerini gonderdi ancak Mehmed elcilerin kafalarını kestirdi. Bu savaş ilanı anlamına geliyordu. Hisar 1452'nin Ağustos ayında tamamlandı. Boylece boğazın kontrolu Osmanlıların eline gecmiş oldu. Boğazdan gececek gemiler bundan boyle geciş parası odemek zorundaydı. Aksi takdirde gemiler top atışıyla batırılacaktı. 1452 sonlarında odeme yapmayı reddeden bir Venedik gemisi batırılmış, kaptanı ve tayfası tutuklanmıştı. Soz konusu toplar Erdelli Urban adında bir top dokumcusu tarafından yapılmıştı. Mehmed kendisinden Konstantinopolis'in surlarını yıkabilecek gucte bir top yapıp yapamayacağını sormuş Urban da "Ne Konstantinopolis, ne de Babil'in surlarının karşı koyabileceği bir top yapabileceğini" soylemişti.[28]

Ote yandan bu gelişmeler karşısında İmparator Konstantinos Papa ve İtalyan şehirlerinden umutsuzca yardım talebinde bulundu ama bunlar sonucsuz kaldı. Yalnızca Cenova 1452'nin Kasım ayında yardım gondermeye karar verdi ve Giovanni Giustiniani komutasında 700 asker taşıyan Ceneviz kadırgaları 26 Ocak 1453'te Konstantinopolis'e vardı. İmparator Konstantinos, Giovanni Giustiniani'yi kara kuvvetlerinin başkumadan yaptı.[28] Kostantinopolis'teki asker sayısı 8.000 civarındaydı, limanda 26 savaş gemisi bulunuyordu. Daha evvel 700 İtalyanı taşıyan yedi Girit ve Venedik gemisi Şubat ayında şehirden kacmıştı. Osmanlı ordusundaki asker sayısı ise en az 50.000 idi. Ayrıca Mehmed yalnızca karadan kuşatmanın yeterli olmayacağını duşunerek bir donanma hazırlatmıştı. Bu donanma bahar aylarında boğazın Marmara girişine vardı.[29]

Osmanlı ordusu 23 Mart'ta Edirne'den hareket etti ve 2 Nisan’da Konstantinopolis'e vardı. Aynı gun Halic'in girişi zincirle kapatıldı. KarargÂhını Romanus kapısının karşısına Maltepe'ye kuran Mehmed son kez teslim cağrısında bulundu ama imparator reddetti. 6 Nisan sabahı ilk saldırı başladı. Kuşatma, aralıklı catışmalarla 53 gun surdu. İmparator Konstantinos, Giustinani ile birlikte Romanus kapısını savunuyordu. Şehzade Orhan da Marmara kıyısındaki kıtalardan birini yonetiyordu. 20 Nisan gunu Papa'nın gonderdiği uc Ceneviz gemisi ve Sicilya'dan gelen bir Rum yuk gemisi şehrin acıklarında belirdi. Marmara denizinde yapılan savaşın sonunda akşam saatlerinde dort gemi Halic'e girmeyi başardı. Donanmasını bir şekilde Halic'e indirmesi gerektiğini anlayan Mehmed gemilerini karadan gecirmeye kara verdi. Bugunku Dolmabahce'den Kasımpaşa'ya uzanan guzergaha kalaslar doşendi ve 70 kadar gemi silindirler ustunde 22 Nisan sabahında Halic'e indirildi. Boylece Halic'in kontrolu Osmanlıların eline gecti. Ote yandan kuşatmanın yedinci haftasında Osmanlılar hÂl kesin bir sonuc alamamıştı. Bu noktada Halil Paşa son bir kez Mehmed'i teslim cağrısı yapmaya ikna etti ancak imparator teklifi yine reddetti. Bunun uzerine Mehmed 24 Mayıs'ta ayın 29'unda karadan ve denizden buyuk bir saldırı yapacağını duyurdu.[30]

Son saldırı hazırlıklarını Zağanos Paşa duzenledi.[31] Osmanlı ordusu 29 Mayıs'ın ilk saatlerinde taaruza başladı. Osmanlılar son taaruzu uc dalga halinde gercekleştirdiler. İlk iki saat boyunca başıbozuklar surlara saldırdılar, ardından Anadolu birlikleri onların yerini aldı. Son olarak oldurucu darbeyi vurmak uzere yeniceriler devreye girdi. Bu sırada yaralanan Giustiniani'nin savaş alanından ayrılması şehri savunanların arasında buyuk moral bozukluğuna neden oldu. Nihayet sabah saatlerinde Osmanlı askerleri iyi surgulenmemiş Kerkoporta adlı kapıdan iceri girmeyi başardılar ve kapının uzerindeki burca Osmanlı sancağını diktiler.[32] Mehmed fethin ilk gunu oğleden sonra şehre girdi. Ayasofya'ya giderek namaz kıldı ve "Bundan sonra tahtım, İstanbul'dur!" diye buyurdu.[31]

Şehir zorla alınmıştı bu yuzden dinî hukuka gore yağmalanabilirdi. Yağma uc gun surdu. İmparator Konstantinos'un akıbeti mechuldur. Kimi kaynaklar cesedinin bulunamadığını soylerken, Babinger gibi bazı tarihciler imparatorun cesedinin mor ayakkabılarından teşhis edildiğini yazar. Şehzade Orhan ise keşiş kılığında şehri terketmeye calışırken yakalanıp idam edildi.[33][34]

Fatih şehrin ticaret merkezi olan Galata’dan kacmış olan Rumların ve Cenevizlilerin donmesini sağladı. Rum Patrikhanesi’nin yeniden acılmasına izin verdi; ayrıca bir Yahudi hahambaşlığı ile bir Ermeni Patrikhanesi kurdurdu. II. Mehmet İstanbul’u, farklı dinlerden insanların bir arada yaşadığı, ticaret ve kultur merkezi olan bir başkent yapmayı amacladı.

Kimi iddialara gore Fatih Sultan Mehmet İstanbul'un fethinden sonra Truva'ya giderek Truvalı kahramanların anısına kurban kesmiştir ve "Truvalıların ocunu aldım" demiştir


EMEĞE SAYGI REPLER ..
__________________