Aranızda Allah'la sozleşmesine sadık kalanlar yok mu ?

Sıcak odalardan karlı Kafkas dağları gorunur mu? Durduğunuz yerden nasıl gorunuyor Cecenistan? Gorunuyor mu gercekten?

Duyuyor musunuz Cecen cocuklarının ağıtlarını? Goruyor musunuz Cecen analarının goz yaşlarını? Cecenistan'da toprağa duşen ozgurluk savaşcılarının,salt kendileri icin değil hepimizin onuru icin savaştığını ve olduğunu biliyor musunuz?

Biliyor musunuz Cecen dağlarında her gun kac İsmail kurban olup toprağa duşmekte? Rabbim, kac kurbana bedel toprağa duşen her bir yiğit? Her birimiz Haşimoğulları'nın yaşlı reisi Abdulmuttalip kadar bile olamadık. Canlarını ortaya koyan bu yiğitler icin, surulerinden vazgececek kac kişi var

Kurban olanlar orada, bayram yapanlar burada? Bu nasıl iş? Bu utancın altından nasıl kalkılır? İnsan kendi benliğine nasıl izah eder bunu? Nasıl teselli bulur kabaran yurekler? Nasıl yuzu tutar insanın Rabbine karşı?O'na nasıl acıklar kurbanı, nasıl acıklar bayramı, nasıl acıklar halini?

Ya Cecenistan'dan buralar nasıl gorunur? İslami kılıf gecirilen sefahatler,yeşile boyanan israf ve depdebe, musluman yureklerde hortlayan saltanat aşkı, 'mutedeyyinleşen' şaşaa ve debdebe de gorunur mu?

Cecenistan'dan bizim elleri seyreden melekler ne duşunurler? Ne haber verirler? Kim icin, neyi isterler? Kime, nasıl dua ederler? Kime ne getirirler,hangisinden neyi gotururler? Oranın karnesine neyi yazarlar, buranın karnesine neyi? Melekler ağlar mı? Ağlarsa kimin haline ağlarlar; onların halinemi, bizim halimize mi?

Cecenistan'dan yukselen cığlık yureğime bir yumruk gibi gelip oturuyor.Dinledinizse bile, bir daha dinleyin:

"İbadet eden yaşlılara!

Kadınlara, analara!

Ummetin onderlerine, Allah'a yonelen herkese!

Bu cağrı hepinize:

Savaş gitgide kızışıyor, yurekler paralanıyor. Durum cok ağır ve duşmanın vahşice saldırıları dinmek bilmiyor. Dunya olceğinde tum kafirler işbirliği icinde, bize karşı dumenler ceviriyorlar. Ucaklar, en korkunc bombalar yağdırıyor uzerimize. Toplar ateş kusuyor. Dağlar, dağlarımız kar ve buzlarla kaplı; soğuk donduruyor.

...

Ey İslam ummeti! Aranızda Allah'la sozleşmesine sadık kalanlar yokmu? Samimiyetle ve engin bir tevazu icinde ellerini semaya kaldırdığı zaman duası reddedilmeyecek kimseler yok mu? Yoksa bizi dualarınızda bile unuttunuz mu? Nerede gece yarıları, gok kapılarının acıldığı mustesna zamanda Allah'a yolladığınız ısrarlı talepler? Namazınızı topyekun bir duaya donuşturecek olan kunutlar şimdi değilse ne zaman?

Allah'ın Rasulu şehit edilen arkadaşları icin gunlerce kıldığı ve kıldırdığı her zamanda kunut duaları etmişti. Bugun binlerce musluman kardeşiniz oldurulurken,sizin desteğiniz nerede?

Ey İslam ummeti! Dualarınızdan bizleri unutmayın, zafer icin bizi destekleyin!"

Namazı ayağa kaldırmak

Kur'an'da namaz emrinin gectiği hemen tum ayetlerde kullanılan "ekîmu's-salat"ibaresinin anlam cağrışımlarından biri, belki de birincisi bu: "Namazlarınızı ayağa kaldırınız!" Cunku namazlar olu gibi, yerde surunuyor. Namazların başı dik değil, başı eğik. Namaz, insanın Allah karşısındaki esas duruşunu sembolize eden muhteşem bir simge. Ama, Allah'a karşı esas duruşu olmayanların başını nasıl dik tutsun namaz? Namazın başını dik tutmayanların başının eden dik tutsun namaz?

Namaz "salat"ın karşılığıdır. Salatın kok anlamı 'dua, talep, yardım,destek'tir. Bu anlam alanıyla birlikte duşunduğumuzde "ekimu's-salat" emrinin karşılığı "yardımı/desteği/duayı, daveti/davayı ayağa kaldırın!" olmuş olur.

Cecen muslumanların cağrısı "Aranızda Allah'la sozleşmesine sadık kalanlar yok mu?" diyor.

Bu soru zor! Bu soru kurşun! Kac kişi yuzu kızarmadan ve yureği titremeden"Var!" cevabını verebilir?

Cağrı "Duası kabul olanlar yok mu aranızda?" diyor. Yukarıdaki sorunun bir devamı aslında. Allah'la sozleşmesine ihanet etmeyenlerin duaları kabul olur. Cunku Allah sadıkları sevdiğini, hainleri ise sevmediğini vahyi aracılığıyla bildiriyor. Allah sevmediğinin davetine nicin icabet etsin? Kendisine ihanet edenlere neden donup baksın?

Cecenlerin cağrısı, ruhunu cesedine kurban edip adetleştirdiğimiz namaz ibadetinin unutulmuş bir boyutunu yeniden gundeme getiriyor: Kunut. Gece namazlarında anlamını, işlevini, ruhunu bilmeden okuduğunuz "kunut", işte gercek kunuttan arta kalan aslıyla alakasız bir maket. Zaten "dua" anlamına gelen salatı, gercek bir duaya donuşturur kunut. Ucuncu sınıf ilmihallerin otomatikleştirdiği namaza yeniden Nebevi dinamizmini kazandırır ve onuadet olmaktan cıkarıp ibadete donuşturur.

Hz. Peygamber başta Bi'r Meune faciası olmak uzere, hayatında kendisini uzen ve onunun tıkandığını hissettiği zamanlarda, namazlarda, son rukudan doğrulduktan sonra bir parantez acar ve gundemle ilgili uzun dualar ederdi.Bu, tabir caizse bir "imdat", bir "acil yardım", bir "inşirah" cağrısıydı.Bi'r Meune'den sonra, her namazda, bazı rivayetlere gore dort ay boyunca namazlarda 'kunut' adı verilen boylesine canlı bir dua uygulamasına gitmişti.

Durmayın, canlandırın namazlarınızı, katın hayatın icine ibadeti. Rutin olmaktan cıksın, ibadet hayata hayat ibadete donuşsun.

Unutmayın, namazlar dirilmedikce olu canlara ruh uflenmeyecektir.

Fakat, Cecenistan'ı dualarınızdan unutmayın: Kim bilir, belki icinizden iman sozleşmesine sadık kalmış birinin cağrısı adresine ulaşır.
__________________