Cevre ve Şehircilik Bakanlığı Murat Kurum, Kanal İstanbul hakkında acıklamalarda bulundu. Kurum, "Gemiler, İstanbul Boğazı'ndan bedavaya gecmek varken, neden para vererek Kanal İstanbul'dan gecsin?" sorusu da abesle iştigaldir. HÂlihazırda; İstanbul Boğazı'ndan gecen gemiler fener, tahlisiye ve sağlık rusumları ile romorkor ve kılavuzluk hizmetleri icin belirli ucretleri odemektedir. Ucretsiz geciş hali hazırda soz konusu değildir. Gemilerin, İstanbul Boğazı'ndaki bekleme sureleri dikkate alındığında İstanbul Boğazı yerine Kanal İstanbul'un tercih edilmesi gemiler icin onemli bir avantaj sağlayacaktır" ifadelerini kullandı.
Cevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, kamuoyunda tartışmalara neden olan Kanal İstanbul projesiyle ilgili olarak acıklamalarda bulundu ve hazırlanan CED raporunun, ekleriyle birlikte 16 bin sayfa olduğunu soyledi.
[h=3]İBB BAŞKANI İMAMOĞLU'NA TEPKİ[/h] Kurum, projeye tepki gosteren İstanbul Buyukşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na da tepki gostererek sozlerini şoyle surdurdu:
"Butun kamu kurum ve kuruluşlarla acık şeffaf toplantılar gercekleştirdik. 50'ye yakın kamu kurum kuruluşu toplantıda kurumlarını temsil ettiler. İnceleme değerlendirme toplantı tutanağına baktığınızda CED raporunun yeterli olduğunun komisyon uyelerince tespit edildiği imza altına alınmıştır. 44. sırada İBB de toplantıya katılmış tutanağa şerh duşmeden goruş bildirmiştir. Belediye başkanımız itiraz ediyor daha elemanının ne yaptığının farkında değil. Hicbir şerh duşmuyorsunuz tutanağı imzalıyorsunuz. İtiraz edeceksen toplantı tutanağına 'şerh duşuyorum' de, 'imzalamıyorum' de. Toplantı tutanağını imzalıyorsunuz."
[h=3]"PROJENİN TOPLAN SU REZERVİNE ETKİSİ YUZDE 3"[/h] Projeyle ilgili olarak ileri surulen iddialara tepki gosteren Kurum, "Maalesef son gunlerde, Kanal İstanbul'un; İstanbul'a susuzluk getireceğini iddia edenleri; 'İstanbul, sonsuza kadar yeraltı ve yerustu su kaynaklarını kaybedecek' diyenleri goruyoruz. İstanbul'un su kaybı yaşayacağı iddiası kesinlikle bilimsel değildir, tamamıyla gercek dışıdır" ifadesini kullandı ve şu bilgileri verdi:
"Bakın bugun; İstanbul'un yıllık su tuketimi yaklaşık 1 milyar 60 milyon m3 tur. Kanal guzergÂhındaki su rezervini titizlikle incelediğimizde ne goruyoruz? Kanal İstanbul Projesi Terkos Golu'nun yakın koruma alanına girmemektedir. Terkos Golu'nun mevcut verimi yılda 133,9 milyon metrekup. Kanal İstanbul'la birlikte golun verimi yılda 2,7 milyon metrekup duşecek. Bunun İstanbul geneline etkisi yok denecek kadar az, sadece binde 2.5. Sazlıdere Barajı'na gelince; bu golumuzun de mevcut verimi yılda 49 milyon metrekup. Kanal İstanbul'la birlikte barajın verimi; yılda 19 milyon metrekup olacak. Fark ne kadar? Yılda 30 milyon metrekup.
[h=3]"KANALIN SU REZERVİNE ETKİSİ YUZDE 3"[/h] Sazlıdere Barajı'nın yuzde 61'i kanal icinde kalacak, ancak kalan yuzde 39'luk kısmı koruyacağız. Buradaki su kaybının; İstanbul geneline etkisi yuzde 2,8 seviyesinde. Bu rakamlar bize ne soyluyor? Kanalın toplam su rezervine etkisi %3 seviyesindedir. Peki, İstanbul'u geleceğe taşıyacak esas kaynak olan Melen Barajı projesini tamamlamadığımızda ne olacak? İstanbul'umuza yılda 1,1 milyar metrekup su gelecek. Bu değer, ne anlama geliyor? Bu değer; kanal İstanbul sebebiyle oluşacak farkın tam 34 katı. İstanbul'un ihtiyacı olan yıllık rezervden bile daha fazla. Ayrıca, DSİ tarafından planlaması yapılan Hamzalı, Pirincci, Karamandere Barajları aktif hale getirildiğinde; yine İstanbul'un su rezervini fazlasıyla arttıracak projeler olacaklar.
[h=3]"TERKOS'A BİR SIZINTI BEKLEMİYORUZ"[/h] İlaveten; şunun da altını cizmek isterim. Kanal inşaatı ve işletme doneminde yeraltı ve yerustu kaynaklarını koruyacak tum ozel onlemler, CED raporu'nda kurgulanmıştır. Kot farkından dolayı Terkos'a dair bir sızıntı veya yeraltı suyu şişmesi beklemiyoruz. Fakat yine de; yer altı su rezervlerimizin ve Terkos'un deniz suyundan etkilenmemesi icin; kanalın yuzeyini gecirimsiz ozel bir malzemeyle kaplayacak, yan yuzeylerde de ozel perdeler, bariyerler, elastik duvarlar yapacağız. Dahası, mevcut yeraltı suyu kalitesi; acılacak gozlem kuyularıyla ortaya koyulacak. Bu analizler aylık periyotlar halinde yapılacak. Dolayısıyla yeraltı sularına ve Terkos'a dair iddialar da gercek dışıdır. Ayrıca; biz Terkos'un bırakın suyunun gitmesini, Karadeniz kıyısına yapacağımız dolgu alanıyla, Karadeniz'le Terkos arasına adeta bir koruyucu hat yapıyoruz. İstanbul'un su ihtiyacı 1 milyar metrekuptur. Biz cok daha fazlasını da ekleyerek; su ihtiyacını tamamen guvence altına alıyoruz."
[h=3]"KANAL İSTANBUL BOĞAZIMIZI KORUMA, KURTARMA VE OZGURLUK PROJESİDİR"[/h] Kurum, sozlerinin devamında "Kanal İstanbul Projesi boğazımızı koruma kurtarma ve ozgurluk projesidir. Ornek bir şehircilik projesidir" ifadesini kullandı. Projenin depremi tetikleyeceğine donuk iddialara da yanıt veren Kurum, şunları kaydetti:
"Deprem 7 kilometre derinlikte olacak. Bu Kanal İstanbul nasıl depremi tetikleyecek arkadaşlar? Bahcenize yaptığınız yuzme havuzu da o zaman depremi tetikler."
[h=3]"3 ANTİK KENT ETKİLENECEK İDDİASI ASILSIZDIR"[/h] Bir diğer gercek dışı iddia da; "Kucukcekmece Golu kıyısında yer alan Bathenoa Antik Kenti, Yarımburgaz Mağaraları proje tarafından yutulacak." iddiasıdır. Bu iddia da tamamen asılsızdır.
Kanal İstanbul'un, Bathenoa Antik Kenti ve Yarımburgaz Mağaraları ile herhangi bir ilgisi yoktur. Bathenoa Antik Kenti, Kanal calışma alanının dışındadır. Yarımburgaz Mağaraları, Kanal inşaat calışma alanının yine dışındadır. Kanal Projesi'nin, Yarımburgaz Mağarası'nı yutması soz konusu değildir. Biz bir arkeolojik tespit raporu hazırladık. Tum tespitlerimizi yaptık.
[h=3]"İBB İSTER YER ALSIN, İSTER ALMASIN"[/h] Kurum, devamında buyukşehir belediyesine yonelttiği eleştiride şu ifadeyi kullandı:
"İBB Kanal İstanbul projesinde ister yer alsın, ister yer almasın. Bugune kadar projeleri nasıl milletimizle yaptıysak, bundan sonrasında da yapacak guce sahibiz. Katkı yapmalarını zaten beklemiyoruz."
[h=3]GEMİLER BOĞAZ'DAN BEDAVA GECMEK VARKEN NEDEN PARA VEREREK KANAL İSTANBUL'DAN GECSİN SORUSUNA YANIT[/h] Projenin bedeli 110 milyar değil, 75 milyardır. Devletimiz daha once bircok finansman modelini hayata gecirdi. Yap işlet, yap kirala, kar ortaklığı gibi bircok yontemi projelerde kullandık. Turkiye'de daha once de uygulanan bircok model var. Hepsi birlikte değerlendirilir. Finansman modelinde hepsini calışıp en başarılı sonuc hangisi olur ona karar verilir ve Kanal İstanbul yapılır. "Gemiler, İstanbul Boğazı'ndan bedavaya gecmek varken, neden para vererek Kanal İstanbul'dan gecsin?" sorusu da abesle iştigaldir. HÂlihazırda; İstanbul Boğazı'ndan gecen gemiler fener, tahlisiye ve sağlık rusumları ile romorkor ve kılavuzluk hizmetleri icin belirli ucretleri odemektedir. Ucretsiz geciş hali hazırda soz konusu değildir. Gemilerin, İstanbul Boğazı'ndaki bekleme sureleri dikkate alındığında İstanbul Boğazı yerine Kanal İstanbul'un tercih edilmesi gemiler icin onemli bir avantaj sağlayacaktır.
[h=3]"İSTANBUL'A 1.2 MİLYON YENİ NUFUS GECELER İDDİASI UYDURMADIR"[/h] Bir kez daha soyluyorum. Kanal İstanbul Projesi kapsamındaki kazıdan cıkan malzemeler depolama alanlarına calışma alanı icerisinde teşkil edilecek yollar kullanılarak nakledilecektir. Şehir ici yollar ve cevre yolları kullanılmayacaktır. Bakın CED'de bu konuda bir nuans ortaya koyduk. Trafikle ilgili proje kurallarına uyulmaması durumunda ortaya cıkabilecek risklerin onlenmesi icin hem yatırımcı firma bir takip yapacak, hem de bu yatırımcı anlık olarak izlenecek. "İstanbul'a 1.2 milyonluk yeni nufus gelecek" ifadesi de tamamen uydurmadır. Bolgede musaade edeceğimiz maksimum nufus 500.000 kişidir.
[h=3]Kanal İstanbul nedir? Kanal İstanbul Projesi ne zaman başlayacak? Kanal İstanbul nereye yapılacak? Kanal İstanbul guzergahı, Kanal İstanbul maliyeti![/h][h=4]Haber Videosu[/h]: Bakan, "Gemiler, Boğaz'dan bedavaya gecmek varken, neden para vererek Kanal İstanbul'dan gecsin?" sorusuna yanıt verdi