MevlÂn HÂlid-i BağdÂdî hazretlerinin talebelerinden ve zamÂnındaki buyuk velîlerden. İsmi Osman SirÂceddîn'dir. Osman et-Tavilî ve SirÂceddîn-i Evvel adlarıyla da meşhûr olmuştur. Babası, HÂlid bin Abdullah, annesi Halîme Hanımdır. Peygamber efendimizin torunu hazret-i Huseyin'in neslinden olduğu icin Huseynî, Tavila koyunde yerleştiği icin Tavilî nisbeleriyle de anıldı. 1781 (H.1195) senesinde Irak'ta Cebel-i Himrin denilen yerde doğdu. 1867 (H.1283) senesinde Tavila'da vefÂt etti. Kabri orada olup, ziyÂret edilmektedir.

Asîl ve fazîlet sÂhibi bir Âileye mensûb olan Osman et-Tavilî, kucuk yaştan îtibÂren ilim tahsîline başladı. Koyu Tavila'da Kur'Ân-ı kerîmi ve bÂzı kitapları okuyup bitirdi. Sonra Biyara'ya ve Hurmal'a giderek her memleketten gelen talebelerin ders gorduğu Hırpanî Medresesine girdi. Tahsil hayÂtı sırasında calışkanlığı, gayreti ve doğruluğuyla dikkatleri uzerine topladı. Fakir olduğu icin okuyacağı kitapların hepsini eliyle yazdı. Talebelik hayÂtı sırasında onemli şeyleri araştırıp uzerinde durmayı Âdet edindi. Bir taraftan ilim oğrenmekle berÂber, tasavvufa karşı da buyuk bir alÂka duyuyordu.Sonunda SuleymÂniye yoluyla BağdÂt'a giderek buyuk Âlimlerin yetiştiği GeylÂnî Medresesine devÂm etti. Sonra Şeyh Abdullah Hırpanî'nin medresesine devÂm ederek, orada muderris bulunan buyuk Âlim ve velî MevlÂn HÂlid-i BağdÂdî hazretleriyle tanıştı. Onun ilim ve feyiz kaynağı ders ve sohbetlerine devÂm ederek ilimde yuksek dereceye erişti. MevlÂn HÂlid hazretleri ona Fakih Osman adını verdi. Tasavvuf yolunda ilerleyerek Nakşibendiyye yolu usûlune gore yetişti. MevlÂn HÂlid hazretleri once ona zÂhirî ilimlerde icÂzet, diploma verdi. İki sene kadar sonra da tasavvuf yolunda yetiştiğine ve insanlara İslÂmiyetin emir ve yasaklarını anlatabileceğine dÂir halîfelik verdi. MevlÂn HÂlid hazretleri onun hakkında; "Ben gurbete ve meşakkate tahammul ettim. Bende makÂmlar ve haller hÂsıl oldu. Onları da benden Osman et-Tavilî aldı." buyurdu.

Nakledilir ki: MevlÂn HÂlid-i BağdÂdî hazretleri, Osman et-Tavilî'ye bir tarla ihsÂn etmiş ve kendi mubÂrek elleriyle ona cekirdek ekmişlerdi. Şimdi bile civar koylerde bÂzan hubûbÂt bitmese bile bu tarlada ekin bitmektedir.

MevlÂn HÂlid-i BağdÂdî hazretleri Şam'a hicret edince Osman et-Tavilî, Tavila'ya giderek yerleşti ve insanlara İslÂmiyetin emir ve yasaklarını anlatmaya ve ilim oğretip talebe yetiştirmeye başladı. Kısa bir muddet icinde onun şohreti etrÂfta yayılıp pekcok kimse onun ilim meclislerine ve sohbetlerine koştu. Tavila ve SuleymÂniye cevresinde buyuk bir îmÂn ve inancla kırk yıl muddetle irşÃ‚d hizmeti ile insanlara İslÂmiyeti oğretmeye devÂm etti. Nakşibendiyye yolunun yayılması, insanların dunyÂda ve Âhirette saÂdete, mutluluğa kavuşmaları icin gayret etti. Yaşadığı devirde meydana gelen hÂdiseler Osman et-Tavilî hazretlerini unutturacağına, bilakis ilÂhî bir lutuf olarak, ismi Osmanlı Devleti ve İran'ın her tarafına yayıldı. Uzaktan yakından gelerek onun sohbetlerinde bulunan pekcok kimse, Allahu teÂlÂnın beğendiği yola girdi. Yahûdî ve hıristiyanlardan pekcok kimse onun sohbetleriyle şereflenerek hidÂyete kavuştu.

Osman et-Tavilî hazretlerinin dergÂhı, fakirlerin yemekhÂnesi, yolcuların misÂfirhÂnesi, tasavvuf erbÂbının halvethÂnesi, ilim ve fıkıh talebeleri icin bir medrese vazîfesi gordu. Bu dergÂh, muminler icin emsÂli bulunmaz bir toplanma yeri oldu. Burası Turk, Âzerî, Arap, Afganlı, İranlı gibi değişik mıntıka ve iklimlerden gelen kimselerle dolup taştı. Osman et-Tavilî hazretlerinin talebeleri arasında halktan adamlar olduğu gibi, Âlimler de coktu. Hepsi ilmiyle amel eden fazîletli kimselerdi.

Osman et-Tavilî hazretleri Allahu teÂlÂnın emirlerine tam uyup, yasaklarından şiddetle sakınırdı. Farz ibÂdetlerden başka, diğer vakitlerini Allahu teÂlÂnın ismini anarak, teheccud namazı kılarak, oruc tutarak, Kur'Ân-ı kerîm okuyup, hatm-i tehlil okuyarak gecirirdi. Allahu teÂlÂnın verdiği az nîmetlere kanÂat ve şukretti. Fakirlik, kanÂat, sabır, temizlik onun ayrılmaz ozelliklerinden oldu. İnsanların rûhî hastalıklarının tedÂvisi icin gayret ettiği gibi, yaşadığı cevredeki toprağın ıslah edilmesi, su kanallarının acılması, gelecek nesillerin faydalanması icin meyve ağacı dikmek, yetiştirmek gibi hususlarda onderlik etti. Su kaynaklarının temizliğine ve genişletilmesine calıştı. Koruların ve ormanların korunmasını temin etti, meyve veren ağacların kesilmesini yasak etti. Bu bolgeye hÂkim olan Osmanlı Devletinin buyukleri ve idÂrecileriyle anlaşmazlığa girmedi. Kabîleler arasında meydana gelen yol kesmek, hırsızlık, kabîle baskınları, aşîretler arasındaki kan dÂvÂları ve oc alma gibi davranışları onledi. İnsanların huzûr ve sukûn icinde yaşamaları icin luzumlu emniyet tedbirleri aldı. Âile fertleri arasında sevgi ve saygının coğalmasını sağladı. ZamÂnın her turlu kotu Âdetine karşı gelerek birbirine bağlı bir cemiyet meydana getirdi. Yetiştirip hilÂfet verdiği altmış kadar talebesi de insanlara İslÂmiyetin emir ve yasaklarını anlatarak onların duny ve Âhirette mutluluğa kavuşmaları icin gayret ettiler.

Omrunu İslÂmiyeti oğrenmek, oğretmek, insanlara anlatmak yolunda sarf eden Osman et-Tavilî hazretleri, hayatta iken irşÃ‚d vazîfesini buyuk oğlu Şeyh Muhammed BahÂeddîn ve Şeyh AbdurrahmÂn Ebu'l-VefÂ'ya verdi. 1867 (H.1283) senesi Şevval ayının altıncı Salı gunu Tavila'da vefÂt etti. Tavila'da evinin onundeki bahceye defnedildi. Kabri hÂlen ziyÂretcilere acık olup, onun huzûrunda yapılan duÂlar kabûl olunmaktadır.

Osman et-Tavilî hazretlerinin her biri ilim ve mÂrifet kaynağı olan Şeyh MuhammedBahÂeddîn, Şeyh AbdurrahmÂn Ebu'l-VefÂ, Şeyh Omer ZiyÂeddîn, Hacı Şeyh Ahmed Şemseddîn isimli oğulları vardır.

Osman et-Tavilî hazretlerinin kÂtibi Molla HÂmid el-BeysarÂnî, hocası hakkında telif ettiği kitabına RiyÂdu'l-Muştakîn adını verdi. Yine onun talebelerinden Muhammed es-SemrÂnî de telif ettiği kitaba BÂrikatu's-Surûr adını vermiştir.

Osman et-Tavilî hazretleri vefÂt edince, buyuk oğlu Şeyh Muhammed BehÂeddîn, Tavila'daki makÂmına gecerek, talebelerine ders verdi ve insanlara İslÂmiyeti anlattı. Bir zaman sonra kardeşi Şeyh ZiyÂeddîn Efendi de Biyara koyune giderek orada bir dergÂh ve medrese yaptırdı. Talebe yetiştirdi. Osman et-Tavilî hazretlerinin yolu, oğulları ve talebeleri vÂsıtasıyla gunumuze kadar devÂm edegelmiştir.

1) SirÂcu'l-Kulûb; s.27-34
2) Şemsu'ş-Şumûs Tercumesi; s.100
3) Mecd-i TÂlid Tercumesi; s.107
4) UlemÂun fî Hidmet-il-İlmi ved-Dîn
__________________