Arkadaşlar kesinlikle sonuna kadar okumalısınız..
Cok etkilendim..
Afrika'da bir koy 'Lailaheillah' dedi
Daveti kabul ettiler ve kelime-i tevhid getirdiler. İlk ezan okundu, ilk namaz icin saflarla dizildi ve secdeye vardılar. Afrika’da bir koyun İslÂm’la şereflenme oykusu
30 Mayıs 2006 12:15
Karanlığa kufredeceklerine bir mum yakmayı tercih ettiler ve misyonerlerin kurbanlarını İslamiyet'e taşıdılar. Misyonerlerin faailiyetlerine bağırıp cağırmak yerine, Afrika'nın kara bahtını aydınlatmak uzere yola cıkan bir grup İslam davetcisi, Togo'nun Aheho şehrine bağlı Agodeke halkına İslamiyet'i anlattı ve onların Musluman olmasını sağladılar.
Defne Bayrak'ın haberi
Karanlıktan aydınlığa... Afrika’nın batısında, fakirlik ve cehalet icinde yaşayan koylulerin imdadına, İslÂm davetcileri yetişti. Uzun yıllar Hıristiyan misyonerlerin kandırdığı koyluler, Allah’ın izniyle hakkı batıldan ayırdılar. Kalpleri iman nuruyla dolup taştı. İslÂm’ın hak din olduğuna gonulden inanarak kendilerine gelen daveti kabul ettiler. Koyluler artık yalnız bırakılmamak istiyor, yalancı Hıristiyan misyonerlerin cirkin oyunlarından korunabilmek icin maddi ve manevi destek bekliyorlar.
DAVETCİLER, 1 YILDIR İSLÂM’A DAVET EDİYORLARDI
En Hayırlı Gunler Kafilesi’nden once davetci Şeyh Ebu Bekir Hamid, Allah’a davet icin Agodeke Koyu’ne daima gidiyordu. Komşu bolgelere de yardımcılarını gonderiyordu. Şeyh Hamid’in Agodeke koylulerini daveti tam bir yıl surdu. Ardından da Yemen’deki İman Universitesi’nden 4 oğrenci, koye gidecek bir İslÂmî davet kafilesini finanse ettiler. Koylulerin başlıca ihtiyaclarını karşılamalarına yetecek kadar yardımda bulundular.
Toprak yollardan gecerek Aneho şehrine 65 kilometre uzaklıktaki Agodeke Koyu’ne ulaşan davetcilerin en cok şaşırdıkları şey ise, yol boyunca gordukleri Hıristiyan misyonerlere ait okullar, tıbbi merkezler ve kuyular oldu. Hıristiyan misyonerler, cahil bir yaşantı icindeki bu halkı Hıristiyanlaştırmak icin her turlu faaliyeti yurutuyordu.
100-150 KİŞİ BEKLENİRKEN 500 KİŞİ MUSLUMAN OLDU
Kafile koye vardığında, Şeyh Hamid, 4 oğrencinin bağışlarıyla gelen Yemenli davetcilere, 100-150 kişinin Musluman olmasını beklediğini soyledi. Koyluler kafileyi buyuk sevincle karşıladı. Hatta İslÂmiyet’ten hic anlamadıkları icin davullar calarak, raksederek mutluluklarını belli ettiler. Kafileyi en cok sevindiren şey ise; beklendiği gibi 100-150 kişinin değil, yaklaşık 500 kişinin İslÂmiyet’e girmesi oldu.
Kafileyi koyde ilk karşılayan, koyun genc emiri ve yardımcıları oldu. Genc emir, kafileyi buyuk bir sıcaklıkla karşıladı ve onlara şoyle dedi: “İslÂm’ı ve Muslumanları seviyordum, ancak kendimden emin değildim, tereddutlerim vardı. Ancak şimdi siz geldiniz ve şahidimsiniz ki; Allah’a iman ettim. Hadi benimle evime gelin ve evimde taptığım putları yıkın.”
Emirin bu sozleri davetcileri cok etkiledi ve şunu anladılar ki; koylulere İslÂmiyet’e girdikten sonra dinlerini oğretecek bir kimsenin orada kalması şarttı. Davetci Şeyh Selman, bu gorevle sorumlu tutuldu.
Tum koyluler toplandı ve dans devam etti. Bu, koylulerin koye gelenleri karşılama Âdeti idi. Koyun emiri konuşmasına başladı. Oncelikle kafileyi selamladı, ardından da İslÂm’a girmek istediklerinden emin olduklarını vurguladı. Kafile uyelerine, koylulerin ihtiyaclarının yazılı olduğu bir liste sundu. Bunların arasında Hacca gidebilmek icin yardım talebi de bulunuyordu. Koyluler, hep beraber kelime-i şahadet getirerek Musluman oldular. Kelime-i şahadet getirildikten sonra tek bir ses koyu kapladı; bu ses Allahu Ekber, Allahu Ekber sesleriydi.
Ardından kafileden bir temsilci konuşma yaptı ve koylulere gıda maddeleri, su, ibrikler, kandiller, hasırlar dağıtıldı. Koy emirine de ozel bir hediye sunuldu.
Kafile uyeleri, bu yeni doğuş toplantısının ardından koy emirinin evine gittiler. Emir, koylulerin ve kendisinin taptığı putu kendi elleriyle kafile uyelerinin onunde yıkarak, Allah’a şukur ve hamd etti.
MİSYONERLERİN CİRKİN YALANI: HAC, HASTALIKLARDAN KORUYOR!
Oğle namazına hazırlık esnasında kalabalığın arasında, boynunda madeni bir hac asılı, yaklaşık 6 yaşında bir cocuk, davetcilerin dikkatini cekti. Bu cocuk da tum koyluler gibi namaz kılmaya gelmişti.
Davetciler kendisinden boynundaki hacı cıkartmasını talep edince, bazı cocuklar, cıkartmaya calıştılar.
Ancak, kolye sağlam ipten olduğu icin başaramadılar ve davetcilerden bir tanesi gelerek, cocuğun boynundaki hacı cıkardı.
Bu esnada koyun emiri yaklaşarak, cocuğun boynuna bu hacı, kendisini hastalıklardan koruduğu icin taktığını soyleyerek, davetciden cıkarmamasını istedi.
Davetci ise emire, bu hacın insana hicbir hayrının olmadığını, aksine insanı daha da zayıf kıldığını acıkladı. Emir de ikna oldu. Davetciler, Hıristiyan misyonerlerin bu tur yalanlarla, batıl dinlerini yaymak icin harcadıkları cabaya cok şaştılar. Misyonerler, hicbir şeyden haberi olmayan bu insanlara gelerek, hastalıklardan koruduğu hurafeleriyle hac taktırıyorlardı. Misyonerler koyde bir kilise dahi inşa etmişlerdi. Ve bu kilisede, koylulere, ‘Sizi hastalıklardan korur, hastalıklarınızdan şifa bulmanızı sağlar’ diyerek hac dağıtmışlardı.
İLK EZAN, İLK NAMAZ
Oğle namazı vakti gelip de koyde ilk defa ezan okunduğunda, kafile uyeleri tum koylulerle beraber namaz kılabilecekleri geniş bir mekÂn aradılar. Bu kalabalığın namaz kılabilecekleri en uygun yer okulun bahcesiydi. Bu okulu ve yakınındaki kuyuyu Hıristiyan misyonerler yaptırmışlardı. Davetciler, koylulere nasıl abdest alınacağını oğrettiler. Tum koyluler, hayatlarında ilk defa su dolu ibriklerle, taslarla abdest aldılar, ellerindeki ve yuzlerindeki kufur tozlarını yıkadılar. Hayatlarında ilk defa namaz kıldılar.
Namaz sonrası dişleri dokulmuş, sacları ağarmış, beli bukulmuş yaşlı bir adam da davetcilere yaklaşarak yerel diliyle, el-kol hareketleri ile bir şeyler anlatmaya başladı. Şeyh Hamid Ebu Bekir, davetcilere yaşlı adamın sozlerini şoyle tercume etti: “Allah, şimdi kalbime girdi.” Sevincinden davetcilerin onunde başı yere değecek kadar eğilen yaşlı adama davetciler, “Biz Allah dışında kimsenin onunde eğilmeyiz” dediklerinde de yaşlı adamın sevinci daha da arttı.
Koylulerden bazıları, namaza yetişebilmek, bazıları da namaza abdestsiz durulmayacağını bilmedikleri icin ilk namazlarını abdestsiz kıldılar. Bu durum da kafile uyelerine gosterdi ki; koyun İslÂmiyet’e girmesi yeterli değil. Dinlerinin hukumlerinin de kendilerine oğretilmesi gerekiyor.
‘Allahu Ekber, Allahu Ekber’ diyerek evindeki putu yıkan genc emirin, kafile uyeleri geri donerken onlara oğlunu getirerek soylediği şu sozler, kafile uyelerinin buyuk mutluluk yaşamalarına vesile oldu:
“Oğlumu alın ve nereye isterseniz goturun, ona İslÂm’ı oğretin ve ondan bir davetci yapın. İslÂm’ı oğrenmeden de geri gondermeyin ki, geri geldiğinde koylulere İslÂm’ı oğretsin.”
KOYUN DAVET SONRASI BUYUK İLGİYE İHTİYACI VAR
İslÂmiyet’le şereflenen koyluler, davetcilerden bu ilk adımın ardından kendilerini yalnız bırakmamalarını istediler. Oyle ki; koy halkı cahil, fakir ve su sıkıntısı cekiyor. Namaz kılmak icin camiye ihtiyacları var, ancak cami yapacak maddi imkÂnları yok. İcme suyunu zorla bulurken, abdest almak icin gerekli suyu temin etme imkÂnları yok. Cocuklarına İslÂm’ı oğretmeliler, ancak bunun icin ne paraları ne de bilgileri var. Hıristiyan misyoner kurumlar da buyuk ihtimalle koy halkının İslÂm’a girdiğini oğrenince tum yardımları kesecekler. Kısacası; bu koyde iş davetle bitmiyor. Koylulerin yalnız bırakılmamaları, her turlu dinî ve insanî ihtiyaclarına elden geldiğince koşulması gerekiyor.
__________________