Arkadaşlar, bu guzel dokumanı sizlerle paylaşmak istedim, umarım kafalardaki sorulara cevap olur. Kelimelerin yanlarındaki numaralar sayfanın sonunda acıklamadır...
Not: Yazı alıntıdır, kaynak (http://www.ittihad.com.tr)
CEHENNEM NEREDEDİR ?
Son zamanlarda Rusyada ilim adamları tarafından dinlendiği soylenen “Cehennem Sesleri” bize bu hususta Ustad Bediuzzaman Hazretlerinin 1930 lu yılların başlarında Barlada telif edilen Mektubat kitabındaki bir bahsi hatırlattı.
Bu haber doğru olsun veya olmasın -butun hayatını tek dunya uzerine kuranları rahatsız etse de- kucuk Cehennemin yerin altında olduğu gerceğini değiştirmez.
Said Nursi Hazretleri sahih hadislere dayanarak Kur’an’ın feyziyle, ism-i Hakîm'in nuruyla meseleyi izah etmiştir. İstifadeye medar olur duşuncesiyle yayınlıyoruz.
İttihad Yayıncılık
“UCUNCU SUAL:
Cehennem nerededir?
Elcevab:
“Kul innemal ılmu indellah. La ya’lemul ğaybe illallah”[1]
Cehennemin yeri, bazı rivayatla[2] "Taht-el Arz"[3] denilmiştir. Başka yerlerde beyan etti*ğimiz gibi; Kure-i Arz, hareket-i seneviyesiyle[4] ileride mecma-ı haşir[5] ola*cak bir meydanın etrafında bir daire ciziyor.
Cehennem ise, Arzın o medar-ı senevîsi altındadır demektir. Gorunmemeleri ve hissedilmemeleri, perdeli ve nursuz ateş olduğu icindir.
Kure-i Arzın seyahat ettiği mesafe-i azîmede[6] pek cok mahlukat var ki, nursuz oldukları icin gorunmezler. Kamer, nuru cekildikce vucudunu kaybettiği gibi, nursuz cok kureler, mahluklar gozumuzun onunde olup goremiyoruz.
Cehennem ikidir: Biri suğra,[7] biri kubradır.[8]
İleride suğra, kubraya inkılab edeceği ve cekirdeği hukmunde olduğu gibi, ileride ondan bir menzil[9] olur. Cehennem-i Suğra yerin altında, yani merkezindedir. Kurenin altı, merkezidir.
İlm-i Tabakat-ul Arzca[10] malûmdur ki: Ekseriya her otuzuc metre hafriyatta, bir derece-i hararet tezayud eder.[11] Demek merkeze kadar nısf-ı kutr-u Arz,[12] altıbin kusur kilometre olduğundan, ikiyuz bin derece-i harareti cĂ‚mi', yani ikiyuz defa ateş-i dunyevîden şedid ve rivayet-i hadîse muvafık[13] bir ateş bulunuyor.
Şu Cehennem-i Suğra, Cehennem-i Kubra'ya ait cok vezaifi, dunyada ve Âlem-i Berzah'ta[14] gormuş ve ehadîslerle[15] işaret edilmiştir. Âlem-i Âhiret'te, Kure-i Arz nasılki sekenesini medar-ı senevîsindeki meydan-ı haşre doker; oyle de icindeki Cehennem-i Suğra'yı dahi Cehennem-i Kubra'ya emr-i İlahî ile teslim eder.
Ehl-i İtizal'in[16] bazı imamları "Cehennem sonradan halkedilecektir" demeleri, hĂ‚l-i hazırda tamamıyla inbisat etmediğinden ve sekenelerine tam munasib bir tarzda inkişaf etmediğinden, galattır[17] ve gabavettir.[18] Hem perde-i gayb icindeki Ă‚lem-i Ă‚hirete ait menzilleri dunya gozumuzle gormek ve gostermek icin, ya kĂ‚inatı kucultup iki vilayet derecesine getirmeli veyahut gozumuzu buyutup yıldızlar gibi gozlerimiz olmalı ki yerlerini gorup tayin edelim. “Vel ılmu ındellah”[19] Ă‚hiret Ă‚lemine ait menziller, bu dunyevî gozumuzle gorulmez.
Fakat bazı rivayatın işaratıyla,[20] Ă‚hiretteki Cehennem, bu dunyamızla munasebetdardır. Yaz'ın şiddet-i hararetine “min feyhi Cehennem”[21] denilmiştir. Demek bu dunyevî kucucuk ve sonuk akıl gozuyle, o buyuk Cehennem gorulmez. Fakat ism-i Hakîm'in nuruyla bakabiliriz. Şoyle ki:
Arzın[22] medar-ı senevîsi altında bulunan Cehennem-i Kubra,[23] yerin merkezindeki Cehennem-i Suğra'yı[24] guya tevkil[25] ederek bazı vezaifini gordurmuş.
Kadîr-i Zulcelal'in mulku pek cok geniştir. Hikmet-i İlahiye nereyi gostermiş ise Cehennem-i Kubra oraya yerleşir. Evet bir Kadîr-i Zulcelal ve emr-i “kun feyekun”e[26] mĂ‚lik bir Hakîm-i Zulkemal, gozumuzun onunde kemal-i hikmet ve intizam ile Kamer'i Arz'a bağlamış; azamet-i kudret ve intizam ile Arz'ı Guneş'e rabtetmiş ve Guneş'i seyyaratıyla beraber Arz'ın sur'at-i seneviyesine yakın bir sur'at ile ve haşmet-i rububiyetiyle, bir ihtimale gore Şemsuşşumus tarafına bir hareket vermiş ve donanma elektrik lĂ‚mbaları gibi yıldızları, saltanat-ı rububiyetine nuranî şahidler yapmış; onunla saltanat-ı rububiyetini ve azamet-i kudretini gostermiş bir ZĂ‚t-ı Zulcelal'in[27] kemal-i hikmetinden[28] ve azamet-i kudretinden[29] ve saltanat-ı rububiyetinden uzak değildir ki, Cehennem-i Kubra'yı elektrik lĂ‚mbalarının fabrikasının kazanı hukmune getirip Ă‚hirete bakan semanın yıldızlarını onunla iş'al etsin; hararet ve kuvvet versin. Yani, Ă‚lem-i nur olan Cennet'ten yıldızlara nur verip, Cehennem'den nĂ‚r ve hararet gondersin. Aynı halde o Cehennem'in bir kısmını ehl-i azaba mesken ve mahbes yapsın. Hem bir FĂ‚tır-ı Hakîm ki; dağ gibi koca bir ağacı, tırnak gibi bir cekirdekte saklar.
Elbette o ZĂ‚t-ı Zulcelal'in kudret ve hikmetinden uzak değildir ki; Kure-i Arz'ın kalbindeki Cehennem-i Suğra cekirdeğinde Cehennem-i Kubra'yı saklasın.
Elhasıl: Cennet ve Cehennem, şecere-i hilkatten[30] ebed tarafına uzanıp eğilerek giden bir dalın iki meyvesidir. Meyvenin yeri ise, dalın muntehasındadır.[31] Hem şu silsile-i kĂ‚inatın iki neticesidir. Neticelerin mahalleri, silsilenin iki tarafındadır. Suflîsi, sakili aşağı tarafında; nuranîsi, ulvîsi yukarı tarafındadır. Hem şu seyl-i şuunatın ve mahsulĂ‚t-ı maneviye-i arziyenin iki mahzenidir. Mahzenin mekĂ‚nı ise, mahsulĂ‚tın nev'ine gore, fenası altında, iyisi ustundedir. Hem ebede karşı cereyan eden ve dalgalanan mevcudat-ı seyyalenin iki havzıdır. Havzın yeri ise, seylin durduğu ve tecemmu' ettiği[32] yerdedir. Yani habîsatı ve muzahrefatı esfelde,[33] tayyibatı ve safiyatı a'lĂ‚dadır.[34] Hem lutuf ve kahrın, rahmet ve azametin iki tecelligĂ‚hıdır. TecelligĂ‚hın yeri ise, heryerde olabilir. Rahman-ı Zulcemal ve Kahhar-ı Zulcelal nerede isterse tecelligĂ‚hını[35] acar.
Amma Cennet ve Cehennem'in vucudları ise, Onuncu ve Yirmisekizinci ve Yirmidokuzuncu Sozler'de[36] gayet kat'î bir surette isbat edilmiştir. Şurada yalnız bu kadar deriz ki: Meyvenin vucudu dal kadar ve neticenin silsile kadar ve mahzenin mahsulĂ‚t kadar ve havzın ırmak kadar ve tecelligĂ‚hın, rahmet ve kahrın vucudları kadar kat'î ve yakîndir.[37]”
(Bediuzzaman Said Nursi Mektubat sh: 8 Envar Neşriyat 2002 İstanbul)
--------------------------------------------------------------------------------
[1] De ki: Gercek ilim Allah katındadır. Allah’tan başka gaybı kimse bilmez
[2] Peygamberimizden gelen kuvvetli haberle
[3] Yeryuzu gezegenimizin altı
[4] Senelik haraketiyle
[5] Kıyametten sonra herkesin toplanacağı meydan
[6] Buyuk mesafede
[7] Kucuk Cehennem
[8] Kıyametten sonra teşekkul edecek buyuk Cehennem.
[9] Yer, bolum.
[10] Yer tabakaları (katmanları) ilmi, jeoloji,
[11] Artar.
[12] Dunyanın yarı capı.
[13] Peygamberimizin verdiği haber uygun
[14] Olmuşlerin ruhlarının bulunduğu dunya, kabir Ă‚lemi.
[15] Hadislerle
[16] (hak olmayan) Mu’tezile mezhebinden olanlar
[17] Yanılmadır
[18] Kavrayış zayıflığıdır
[19] Gercek ilim Allah katındadır
[20] Hadislerin işaretleriyle
[21] Cehennem sıcaklığından (Buhari hadis 1: 142)
[22] Uzerinde yaşadığımız gezegenin
[23] Buyuk Cehennem
[24] (kıyamete kadar gorev yapacak olan) Kucuk Cehennemi
[25] Bir işin yurutulmesi icin birisini gorevlendirme
[26] (Allah ) Ol der herşey oluverir. (Yasin Suresi ayet: 82)
[27] Buyukluk, heybet, guc, kuvvet gibi sıfatlara sahip olan Allah’ın
[28] Her şeyi tam gaye, amac ve faydalı yapan
[29] Kudretinin buyukluğunden
[30] Yaratılış ağacından (mec.)
[31] Sonundadır
[32] Toplandığı
[33] Kotusu, değersizi en aşağıda
[34] Hoş guzel, temizi en yuksektedir
[35] İlahi kudretinin, sırrın gorunduğu, ortaya cıktığı yerini
[36] Said Nursi Hazretlerinin Sozler kitabındaki bahislerde
[37] Kesin ve sağlam inanctır
__________________