Harama Nazar Etmemek

Şehveti gayri meşrû yerlerde kullanmanın nasıl

anlaşıldığını hadisler ışığında inceleyelim.

Gencliğin ve bekĂ‚rlığın muhim bir tehlikesi Ebû

Hureyre'den (r.a.) rivĂ‚yet edilen şu hadiste cok veciz

bir şekilde anlatılmaktadır:

"Âdemoğluna zinĂ‚dan nasibi yazılmıştır. Buna

mutlaka erişecektir. Gozlerin zinĂ‚sı bakmaktır,

kulakların zinĂ‚sı dinlemek, dilin zinĂ‚sı konuşmak

, elin zinĂ‚sı tutmak, ayağın zinĂ‚sı da yurumektir.

Kalp ise heves eder, diler. Ferc ise

bunu ya uygular veya reddeder."(Muslim,Kader:
21)

Demek ki şehveti gayri meşrû bir şekilde kullanmak

olan "zinĂ‚"nın ceşitleri vardır. Bunlar yasaklanmış

fiili, "duşunmek", gayri meşrû bir şeye "bakmak",

"konuşmak", "dinlemek", "dokunmak", ona

"teşebbus" etmektir. Kalp ise buna "heves" etmekte,

ferc ise ya reddetmekte veya uygulamaktadır.

Nitekim bir Ă‚yet-i kerimede, "ZinĂ‚ya yaklaşmayın"

buyrulmaktadır. "Zina yapmayın" yerine,

"Yaklaşmayın" ifĂ‚desinin tercihi dikkat cekicidir.

İşte bu kısa Ă‚yet, yukarıdaki hadiste belirtilen

hususları icine almaktadır. Âyet, yaklaşmanın her

turlu yolunu yasaklamaktadır.

Gerci Ebû Hureyre'den (r.a.) rivĂ‚yet edilen,

"Şuphesiz ki, dillerle soylenmedikce veyahut fiîlen

yapmadıkca Allah ummetimin kalbinden gecirdikleri

şeyleri onlara bağışlamıştır" (Muslim, ÎmĂ‚n: 58)

şeklindeki hadîste yasak bir fiili duşunmenin

bağışlandığı belirtilmiştir. Ancak bunu alışkanlık

hĂ‚line getirip zaman israf etmek, Allah'ı tefekkur ve

guzellikleri duşunup plĂ‚nlamak icin verilen duşunme

ve hayal kabiliyetini boş yere meşgul etmek doğru

değildir.

Yukarıda sayılan "harama bakmak" hususu, Ă‚yet ve

hadislerle yasaklanmıştır.

Nûr Sûresinin 30 ve 31. Ă‚yetlerinde, "Mu'minlere

soyle, gozlerini haramdan sakınsınlar, namuslarını da

korusunlar. Bu, onların temizliği icin daha uygundur.

Muhakkak ki Allah onların yaptıklarından hakkıyla

haberdardır. Mu'min kadınlara da soyle, gozlerini

haramdan sakınsınlar, namuslarını da korusunlar"

buyrulmaktadır.

Bu Ă‚yetler hem erkeklere, hem de kadınlara,

kendileri icin bakılması cĂ‚iz olmayan kişilere nazar

etmelerini yasaklamaktadır.

İbn-i Bureyde'den (r.a.) rivĂ‚yet edilen şu hadis de

konumuzla ilgilidir:

"Resûlullah (a.s.m.) Hz. Ali'ye (r.a.), 'Ya Ali bakışı

bakışa tĂ‚bi kılma, kasıtlı olmadığı icin birinci bakış

sana cĂ‚izdir, (fakat) diğer bakışlar sana cĂ‚iz değildir'

demiştir." (Ebû DĂ‚vud, Nikah: 43)

Buradaki "birinci bakış", insanın carşıda pazarda

yuruyebilmesi icin zarurî olarak baktığı yerlerde

istemeyerek gozunun rastladığı durumlar icin soz

konusudur. İnsan gozu kapalı gezemeyeceğine gore,

zarurî işleri icin, luzumlu yerlerde kasdî değil, tebeî

bir surette rastladığı durumlar birinci bakışa girer.

Bazen insan bir şeye bakarken istemeyerek bir başka

varlığı da gorebilir. Bilhassa Asr-ı SaĂ‚det icin soz

konusudur.

Ama şimdi "Nasıl olsa ilk bakış cĂ‚izdir" deyip sağı

solu teftiş eder gibi bakarak gitmek doğru değildir.

Cunku zamanımızda Ă‚niden ve farkında olmadan

rastlama gibi bir olay yoktur; her tarafta her an

namahreme, acık sacık insanlara ve harama

rastlanmaktadır. Bunun icin tum bakışları kontrol

altında tutmak gerekir.

NĂ‚mahreme bakmanın zararları coktur. Kişinin

zamanını, hafızasını, dikkatini tahrip eder.

Bakmamak ise, milyonlarca sevap kazandırdığı gibi,

şu kudsî hadisteki mĂ‚nevî lezzete mazhar eder:

"NĂ‚mahreme bakmak, şeytanın oklarından bir oktur

ki, her kim Benden korkarak onu bırakırsa, zevkine

bedel ona oyle bir îman veririm ki, onun lezzetini ve

tatlılığını kalbinde duyar." (TaberĂ‚nî ve HĂ‚kim)

Burada da muthiş bir mujde var. Gercekten

genclerimiz bu hususa dikkat ettiklerinde

kendilerinde buyuk bir huzur ve sevinc, ÂdetÂ

maddîyattan sıyrılıp nûranîleşmiş bir hĂ‚l

hissedeceklerdir.

Cemil Tokpınar
__________________