Peygamberimiz Ruku yaptığında uc defa "Subhane rabbiyel azim ve bihamdihi" secde yaptığı zaman da uc defa "Subhane rabiyel ala ve bihamdihi" dedi. (Ebu Davud, Kitabus Salat, hadis no: 870)
Bir gun Ebû MÂlik El-Eş'ari (ra), Eş'ari kabilesine şoyle seslendi:
“Ey Eş'arî kabilesi! Toplanınız, kadınlarınızı ve cocuklarınızı da toplayın, t ki size. Resûlullah (asm) Efendimizin bize Medine'de kıldırdığı namazı tarif edip anlatayım.”
Bunun uzerine kabile halkı erkeğiyle, kadın ve cocuklarıyla toplanıp bir araya geldiler. Ebû MÂlik, once guzel bir abdest aldı, Resûlullah (asm)'ın yaptığı gibi her azayı yeterince yıkadı. Sonra guneş gok kubbe ortasına geldi, her şeyin golgesi titreşip kaldı. Biraz daha beklediler, netice cisimlerin golgesi doğuya doğru kendini gosterince, yani oğle vakti girince, kalkıp ezan okudu. Once erkekleri one alıp saf bağlamalarını, sonra cocukların, sonra da en geride kadınların saf bağlamasını sağladı. Sonra ikamet okuyup one gecti, ellerini kaldırarak tekbir getirdi. FÂtiha-i şerifeyi ve kendisine kolay gelen bir sureyi okuduktan sonra tekbir getirip ruku’a gitti; uc kere Subhane'llahi ve bi-hamdihi (veya Subhanellahi'l-Azîm) dedikten sonra «Semiallahu limen hamidehu» diyerek belini doğrulttu. Sonra tekbir getirerek secdeye vardı, sonra tekbir getirip başını secdeden kaldırdı, sonra tekrar tekbir getirip ikinci secdeye vardı, sonra tekbir getirip ayağa kalktı. Boylece rekÂtta tam altı tekbir getirmiş oldu. Tabii ikinci rekÂta kalkarken de tekbir getirerek kalktı. Boylece namazı kıldırıp tamamladıktan sonra cemaate donerek şoyle dedi:
Benim getirdiğim tekbirleri iyice muhafaza edin, rukû' ve secdeleri nasıl yaptığımı iyice oğrenin. Cunku bu, gunduzun şu saatlerinde Medine'de Resûlullah (asm) Efendimizin bize kıldırdığı namazın kendisi (bir benzeri) dir. Resûlullah (asm) farzı kıldırınca O da cemaatine donerek şoyle buyurmuştu:«Ey insanlar! İşitin ve anlayın; biliniz ki Allah'ın oyle kulları var ki onlar ne peygamberdir, ne de şehittirler, fakat peygamberler ve şehitler onların makamlarına ve Allah'a olan yakınlıklarına gıpta ederler.»
Bunun uzerine Bedevilerden biri kalkıp Resûlullah'a yaklaştı ve elini goğsune doğru kıvırıp dedi ki:
“Ya Resûlullah! Şu sozunu ettiğin Allah (C.C.) kulları kimlerdir, onları bize tanıtır mısın?”
Bedevinin bu sorusuna fazlasıyla memnun kalan Efendimiz (asm) şoyle cevap verdi:
«Onlar insanlardan ayrılıp (Hakk'a) donenler ve kabilelerin garipleridir. Aralarında yakın bir akrabalık da yoktur, fakat onlar Allah icin birbirini severler ve saf bağlayıp dururlar. Kıyamet gunu Allah, cıkıp oturmaları icin onlara nurdan minberler hazırlar. Boylece onların hem yuzlerini, hem elbiselerini nur kılar. Kıyamet gunu insanlar o gunun dehşetinden korkarken onlar korkmaz. Evet, onlar, uzerlerinde hic bir korku olmayan ve uzulmeyen Allah dostlarıdır.» (Ahmed bin Hanbel - Ebû Ya'lÂ: İsnad-i Hasen ile.. El-HÂkim: Sahih isnad ile.. )
BuhÂrî ve Muslim'deki bir hadiste, Peygamberimiz; "İki kelime vardır ki, dilde hafif, mîzÂnda ağır ve Rahman (olan Allah'a) cok sevimlidirler. (Bunlar) "SubhÂnallÂhi ve bihamdihî ve SubhÂnallÂhil azîm" dir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
__________________