Susuzluktan muztarıp olan kişiye olmemek icin, şarap icmesi helal olur. HĂ‚niyye’de buna delĂ‚let eden naslar vardır. “Şehid” bolumunun başında: Haram ile şifĂ‚ bulmaya calışmak haramdır, demesi, mutlak olarak soylenilmiş bir soz değildir. Cunku haram ile şifĂ‚ bulmaya calışmak yĂ‚ni haram bir şeyi tedĂ‚vî niyetiyle kullanmak, kendisinde şifĂ‚ olduğu kesin bilindiği zaman caiz olur. Haram ile tedĂ‚vî olmanın caiz olması: Hastanın hastalığına herhangi bir haramda şifĂ‚ olduğunu bilip, derdine de o haramdan başka şifĂ‚ olocak şey bilmediği zamandır. Bu durumda haram ile şifa aramak ve onunla tedĂ‚vî olmak ona caiz olur.
İbni Mesûd (r.h.) hazretlerinin:
“Allah sizin şifĂ‚nızı size haram ettiği şeylerin icinde kılmadı,” buyurması, Abdullah bin Mesûd (r.a.) hazretlerinin, bunu haramdan başka, yĂ‚ni helal şeylerden tedĂ‚vî ve ilacı bilinen bir hastalık icin soylemiş olması muhtmeldir. Cunku bu durumda helal olan ilaclar ile haram olan ilaclara karşı mustağni olmuş olur. YĂ‚ni haram olan ilaclara ihtiyacı kalmamış olur.
“Et-Tehzîb” isimli eserde buyuruldu: Hastanın tedĂ‚vî maksadıyla bevil ve kan icmesi caizdir. Bunu kendisine musluman bir doktor, bunlardan başka hicbir şeyde şifĂ‚ olmadığını ve mubah olan şeylerden bu ikisinin makamına gecen bir şeyin bulunmadığını kendisine haber verdiği zaman, hasta icin o zaman bevil ve kan icmesi caiz olur. Anadolunun AllĂ‚mesi İbni Kemal Paşa’nın “Şerh-i Erbeîn” isimli kırk hadis şerhi kitabında boyledir.
“Muhakkak ki size meyteyi haram kıldı.” Bu sayılan zahirî şeyler size haram kılındığı gibi bĂ‚tında da bir cok şeyler haram kılındı. BĂ‚tın Ă‚leminde Allah’tan gayrisini muşahede etmek haramdır.
Dunyadır. Cunku dunyĂ‚ bir cîfe yĂ‚ni kokuşmuş bir leştir.
“Ve kan.” Kan nefsĂ‚nî şehvetlerdir. Efendimiz (s.a.v.) hazretleri buyurdular:
“Muhakkak ki şeytan Adem oğlunun kanlarının aktığı yerlerde akıp gezer.”
“Muhakkak ki şeytan, insanın kan damarlarında dolaşır.“
Eğer şehvetler kanın İcinde yerleşmiş olmasaydı, kanda şeytanın bir yolu olmazdı. Bundan dolayı Efendimiz (s.a.v.) hazretleri şoyie buyurdular:
“Aclik ile şeytanın yollarını kapatın.” YĂ‚ni aclık şehvetin maddesini keser. Aclık şehveti yok eder. “Ve hınzır eti.“
Bu şerîfte, nefsin hevĂ‚sma işaret vardır. Nefsin hınzıra benzetilmesinin yonu ise, şehvetin gayet haris olmasından, şerrinin cokluğu, hasis olmasından, zahirî ve bĂ‚tınî olarak kotuluk yapmasmdandır. ‘Ve Allah’ın gayrisinin nĂ‚mına kesilen…
Allah icin ihlĂ‚s olmaksızın, mĂ‚lî hayrat ve bedenî taatiardan Allah’a yaklaşmak icin yapılan herturlu ihlassız ibĂ‚detler… Allah icin ve Allah yolunda ihlĂ‚s ile yapılmayan her malî hayır ve bedenî taat belki riyakĂ‚rlık ve hevĂ‚ (heves) yolunda bir sum’Ă‚’dır. YĂ‚ni halka duyurmaktır.
“Sonra kim bunlardan yemeye muztar kalırsa,” Ya nefsĂ‚nî bir hacetini karşılamak icin zaruret olur veya uzerinde vacip olan şeriatın hukumlerini ikĂ‚me etme zarureti doğarsa, kendisinin uzerine doğan zarureti ikĂ‚me etmek icin işe başlasın.
“BĂ‚ğî olmaksızın, yĂ‚ni diğerin hakkına tecĂ‚vuz etmeksizin,“
YĂ‚ni dunyĂ‚ uzerine haris olmaksızın, helĂ‚l ve haram’dan dunyalık toplamaksızın. Taat ve ibĂ‚detlerde, hayır ve sunnetleri işlemekte riya ve gosterişe devam etmeksizin ve bid’Ă‚tlerden kacmak şartıyie amel etsin.
“Ve Zaruret miktarını gecmemek şartıyla,“
YĂ‚ni dunyĂ‚ malında kanaat hududunu aşmamak uzere, demektir. Kanaat hududu ise, aclığı gideren ve avret mahallini orten dunyalıktır.
“Ona bir gunah yukletilmez;” Bu şartarı yerine getiren kişiye vebal ve gunah yukletilmez. “Muhakkak ki Allah gafur, rahîm’dir.”
Rahmetinin eserleriyle kendisi icin amel edenlere, rahmetinin nurlarını ikĂ‚me edenlere, rahmetinin sıfatlarıyla yaşayanlara Allah gafur ve rahimdir. Te’vilĂ‚t-ı Necmiyye’de de boyledir.
Kaynak : İsmail Hakkı Bursevi, Rûhu’l-Beyan Tefsiri: 2/262-265.
__________________