Hurûf-i mukattaalar vardır. Elif lĂ‚m mîm, HĂ‚ mîm vs. Bu, 9 sûrede, başında bu harfler vardır. Bu harfler, Kur’Ă‚n-ı Kerîm’in AllĂ‚h’ın kelĂ‚mı olduğuna inanmayanlara meydan okumak icin bazı sûrelerin başlarına getirilmiştir.

Yani; “İşte bu Kur’Ă‚n-ı Kerîm bu harflerden meydana gelmiştir. Toplanın, bir Kur’Ă‚n-ı Kerîm’in bir benzerini meydana getirin!..”

Âyet-i kerîmede CenĂ‚b-ı Hak; “butun ins ve cin topluluğu, birleşin, bir benzerini meydana getirin, eğer kabul etmiyorsanız AllĂ‚h’ın kelĂ‚mı olduğunu.” (Bkz. Bakara 23; el-İsrĂ‚, 88; el-Kasas, 49-50; Hûd, 13; Yûnus, 38) Buna hic cevap gelmedi.

Edebiyat fuarları yapılırdı. Kur’Ă‚n Ă‚yetleri inince edebiyat fuarları kapandı, sıfırlandı. ŞĂ‚irler birleşip bir benzerini yazalım diye bir teşebbus etmediler. Sade rahatları bozuldu. Ondan istemediler. Niye rahatları bozuldu?

عَنِ النَّبَاِ الْعَظِيمِ

(“Buyuk haberden.” [en-Nebe, 2])

Bir Ă‚hiret haberi geldi. Daha evvel bir Ă‚hiret haberi yoktu. İstedikleri gibi ten plĂ‚nında yaşıyorlardı.

Sonra CenĂ‚b-ı Hak daha da kısalttı;

“On sûre meydana getirin o zaman (dedi) bir şupheniz varsa.” (Bkz. Hûd, 13) Bir deneyin kendinizi. Ona da bir cevap gelmedi.

“Bir tek sûre meydana getirin.” (Bkz. el-Bakara, 23; Yûnus, 38)

Ona da bir cevap gelmedi.

“O zaman bir benzerini meydana getirin.” (Bkz. el-İsrĂ‚, 88)

Ona da bir cevap yok.

Yani Kur’Ă‚n-ı Kerîm ilĂ‚hî bir mûcize. Rasûlullah Efendimiz buyuruyor ki “…Benim mûcizem de Kur’Ă‚n-ı Kerîm’dir…” buyuruyor. (BuhĂ‚rî, İ’tisĂ‚m, 1)

Diğer bir ifade de bu, hurûf-i mukattaa dediğimiz bu harfler, CenĂ‚b-ı Hak’la Rasûlullah Efendimiz arasında şifre, bir sır. Sır, insanlara acılmıyor.

Rasûlullah Efendimiz buyuruyor:

“Benim bildiklerimi bilseydiniz, yemezdiniz, icmezdiniz, cok ağlardınız, sahralara duşerdiniz. BelĂ‚ların def’i icin AllĂ‚h’a yalvar yakar olurdunuz.” (Bkz. İbn-i MĂ‚ce, Zudh, 19)

Cok yalvarırdınız.


Osman Nuri Topbaş

__________________