Yuce Allah, kıymetli Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)'i de Kendi Katından bircok mucizeyle desteklemiştir. Bu mucizelerden en buyuğu ise hic şuphesiz, Rabbimiz'in insanlara bir hidayet rehberi olarak gonderdiği Kuran-ı Kerim'dir. Rabbimiz Kuran'ı Peygamberimiz (sav)'in kalbine vahyetmiştir.

Allah Cebrail'i vesile kılarak kutlu elcisine İslam dinini vahyetmiştir. Hic şuphesiz bu, Rabbimiz'in cok buyuk bir lutfudur. Peygamber Efendimiz (sav) de derin imanı, Allah korkusu, takvası, ustun ahlakıyla buna layık ve ehil, mubarek bir insandır. Yuce Allah bir ayetinde şoyle buyurmaktadır:

"Kitabın sana (kalbine vahy ile) bırakılacağını umud etmezdin; (bu,) Rabbinden ancak bir rahmettir..." (Kasas Suresi, 86)

Peygamberlik makamıyla şereflendirilmeden onceki altı ay boyunca gorduğu ruyaların aynı şekilde cıkması, Sevgili Peygamberimiz (sav)'in Allah Katında secilmiş olduğunun delillerinden biridir. İslam alimleri bu durumu, Allah'ın insanlara gonderdiği son peygamberini bu buyuk goreve "uykusunda hazırladığı" şeklinde yorumlamaktadırlar. Bu "salih ruyaların" ardından, Allah'tan aldığı ilk vahiyle Peygamber Efendimiz (sav) tum insanlara bir hidayet onderi kılınmıştır. Daha sonra da cok buyuk bir kararlılıkla, vefat edene kadar, insanları Allah'a ve O'nun yoluna davet etmiştir. Peygamberimiz (sav)'in ilk vahiy alışı oncesindeki mucizevi olaylar hadislerde şoyle anlatılmaktadır:

Hz. Ayşe anlatıyor: "Resulullah aleyhissalatu vesselam'a vahiy olarak ilk başlayan şey uykuda gorduğu salih ruyalar idi. Ruyada her ne gorurse, sabah aydınlığı gibi aynen vukua geliyordu. (Bu esnada) ona yalnızlık sevdirilmişti. Hira mağarasına cekilip orada, ailesine donmeksizin birkac gece tek başına kalıp, tahannus'de (ibadette) bulunuyordu. Bu maksadla yanına azık alıyor, azığı tukenince Hz. Hatice (ra)'ya donuyor, yine aynı şekilde azık alıp tekrar gidiyordu. Bu hal, kendisine Hira mağarasında Hak gelinceye kadar devam etti. Bir gun ona melek gelip:

- "Oku!" dedi. AleyhissalÂtu vesselÂm:

- "Ben okuma bilmiyorum!" cevabını verdi. (AleyhissalÂtu vesselÂm hÂdisenin gerisini şoyle anlatır:

- "Ben okuma bilmiyorum deyince melek beni tutup kucakladı, takatım kesilinceye kadar sıktı. Sonra bıraktı. Tekrar:

- "Oku!" dedi. Ben tekrar:

- "Okuma bilmiyorum!" dedim. Beni ikinci defa kucaklayıp takatım kesilinceye kadar sıktı. Sonra tekrar bıraktı ve: "Oku!" dedi. Ben yine: "Okuma bilmiyorum!" dedim. Beni tekrar alıp, ucuncu sefer takatım kesilinceye kadar sıktı. Sonra bıraktı ve:

- "Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı bir kan pıhtısından yarattı. Oku! Rabbin kerimdir, o kalemle oğretti. İnsana bilmediğini oğretti" (AlÂk Suresi 1-5) dedi.

Resûlullah aleyhissalÂtvesselÂm bu vahiyleri oğrenmiş olarak dondu... (Buhari, Bed'u'l-Vahy, Enbiya 21, Tefsir, AlÂk Ta'bir 1; Muslim, İman 252, (160); Tirmizi, Menakıb 13, (3636)
__________________