Eskiden cok eskiden su icerdik testiden, tek kanallı donemlerde, inanc dunyası diye bir proğram vardı TRT'de. Cuma akşamlarının altarnatifsiz tek proğramı...
Benim favorim olan Karaşimşek -son gunlerde Cem Yılmazlama versiyonuyla 'GİTT' (guzel insan tavlama taşıtı)- Dallas ve babamın ses yapmayın ikaları eşliğinde Hakkari'nin hava raporuna kadar gıkımız cıkmdan izlediğimiz haberlervehavadurumunu saymazsak ailenin en favori proğramıydı İnanc Dunyası. Kuran-ı Kerim ve Turkce acıklaması, dini sohbet, Hadis... Bir televizyon ne kadar dini oğretirse o kara oğreticiydi.
Zira Kuran-ı Kerim başucumuzda durduğu halde acıp gunde bir sayfa dahi okumaz, cumaları 15 dakika erken gidip vaazı dinlemezken, -siyah beyaz ya da renkli- bir camın arkasından izlediğimiz şeylerin bize olyle cok fazla faydasının dokunacağına inanmıyorum. Hoş, ben TV denen zaman vidanjorunun genel anlamda bir faydası olmadığına, aksine zararının daha fazla olacağı idiiasındayım hala. Tabii şimdi beni TV seyretmekten başka yapacak daha iyi bir işi olmayanlar 'geri kafalılıkla' suclayabilirler. Ki bundan da zerre kadar alınmam.
Konumuza donersek, hani bir de İnanc Dunyası icerisinde yayınlanan ilahiler var ki, fikir babalarına hayranımdır. Bol cicek ve bocek manzaralı, naturalist, kılipvari calışmalarla desteklenen ilahiler... Benim bu klibimsilerde favorim, once tomurcuk halini gorduğumuz, sonra ağır ağır acan cicek goruntuleridir. Post modern dunyada dini icerikli bir proğram, başka hangi goruntulerle bu kadar butunleşebilr ki...
Son zamanlarda sırlar dunyası ile başlayıp, isminin başına illa ki 'sır' kelimesinin değişik versiyonlarını koymayı esirgemediğimiz, hak-adalet, zalim-mazlum, iyi-kotu dengesinin ya da dengesizliğinin dini bir uslupla hikayeletirildiği ve ennn nihayetinde cılkını cıkarttığımız her kanala lazımvari proğramlar cıktı ki ilahilere rahmet okutturur cinsten... (Cumlenin uzunluğuna bakar mısınız.)
'Kutuplarda namaz kılınır mı, kılınırsa nasıl kılınır' mevzusunu tatbiki olarak bize oğretme azim, gayret ve heyacanıyla diyelim, secdede iki ayağını kaldıran (ki bu hareket namazı bozar. bkz. ilmuhaller) Saadettin Bey'in sırlara yolculuğunda ben havluyu atmış, 'pesss!' demiştim. Ta ki dun akşam Cuneyit Arkın'ı aynı proğramın sunucusu olarak gorene kadar...
Buyur burdan yak, pardon izle...
Eğer bunun anlamı, dini istirmarı bir reyting aracı olarak kullanmak değil de başka bir şeydir diyen varsa anlından operim. Olmadı rep veririz. Tabii bir de 'yaz sezonuyla birlikte dizisi yayından kalkan Karamuratmalkocoğlu Cuneyit Bey'e işşiz kalmasın diye yapılmış bir kıyak olabilir mi?' diye duşunuyoruz. Ama zayıf bir ihtimal olduğu icin bu duşuncemizi cope yolluyoruz.
Uzun lafın kısası, din televizyondan oğrenilemeyecek kadar hassas ve onemli bir mevzudur.
__________________