Yaratılışın Gayesi: Allah’ı bilmek ve O’nu ibadetlerle birlemektir. Bu hususta Allah-u TeÂl şoyle buyurmaktadır:
“Allah’tan gayrı ilah olmadığını bil...”
Muhammed 19
“Ben cinleri ve insanları sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.”
ZÂriyÂt 56
“Biz gokleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları eğlenmek icin yaratmadık, onları gercek bir sebeple yarattık. Fakat onların coğu bilmiyorlar.”
DuhÂn 38, 39
ZÂriyÂt suresi 56. ayette ifade edilen gercek sebep Allah’a kulluk olduğu kesindir.
“Allah gokleri ve yeri gercek olarak yarattı, ta ki her nefis kazandığının karşılığını alsın. Onlara haksızlık edilmez.” Casiye 22. ayetinde de “her nefsin kazandığı...” ifadesi kişinin kulluk edip etmemekle ilgili, kazandığı sevap veya gunahı olduğuna şuphe yoktur.
Dolayısıyla kula gerekli olan, fıtratına uygun hareket edip Allah’a karşı ubudiyetini hakkıyla yerine getirmesidir. Cunku Allah-u TeÂl kuşların fıtratına ucma, balıkların fıtratına suda yaşama ve yuzme ozelliği verdiği gibi insan ve cinlerin fıtratına da ibadet etme ozelliği vermiştir.
Bu onlardan kacınılmaz meydana gelecektir. Bu nedenle onların bazısı Allah’a kulluk ederken diğer bazısı da ağac, taş, kendi hevası vb. Allah’tan gayrı şeylere kulluk etmektedir. Bu tapınmaların yaklaşık hepsine Kur’an’dan delil bulmak mumkundur:
“İbrahim dedi ki: Elinizle yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz? Oysa sizi de, yaptığınız (bu şeyler)i de Allah yaratmıştır.”
SÂffÂt 95, 96
“O gun, onların hepsini mahşerde toplar sonra meleklere: Bunlar size mi tapıyorlardı? deriz. (Melekler): ‘Seni tesbih ve tenzih ederiz. Bizim velimiz Sensin onlar değildir. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı. Cokları onlara iman ediyorlardı’ derler.”
Sebe 40
“Heva ve hevesini ilah edinen kimseyi gordun mu, onun ustune sen mi bekci olacaksın?”
Furkan 43
Yukarıda ifade edildiği gibi Allah-u TeÂl cin ve insanları kendisine kulluk etsin diye yaratmış ve kulluğu onların fıtratlarına bir ozellik olarak nakşetmiştir. Bunun akabinde onlardan fıtratlarının gereği kulluğu yerine getirmeleri icin de mîsak almıştır:
“Rabb’in Âdemoğullarından, bellerinden zurriyetlerini almış ve: Ben sizin Rabb’iniz değil miyim? diye onları kendilerine şahit tutmuştu evet buna şahidiz dediler. Kıyamet gunu, biz bundan habersizdik demeyesiniz.”
A’raf 172
Allah, cin ve insanlardan istediği kulluğu onlara izah edip gostermek icin Rasuller gondermiş ve kitaplar indirmiştir. Dunya ve ahiretin yaratılışı, kıyametin kopuşu, amel defterlerinin duzenlenmesi, sırat koprusunun ve terazinin kuruluşu gibi şeylerin hepsi, yapmakla mukellef olduğumuz bu kulluk icindir. Dolayısıyla kulun ilk oğreneceği kulluğunu gercekleştireceği şeylerdir. Ancak bu mîsak, kulun ehli cennet veya ehli nar olması icin yeterli değildir.
İmanın Rukunleri
Allah-u TeÂl Kitabında şoyle buyuruyor:
“Rasul, Rabb’inden kendisine indirilene iman etti. Mu’minler de hepsi Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve rasullerine iman ettiler.”
Bakara 285
“Ey iman edenler! Allah’a, Rasulune, Rasulune indirdiği Kitaba ve daha once indirmiş olduğu kitaplara iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, Rasullerini ve ahiret gununu inkÂr ederse o, uzak bir sapıklığa duşmuştur.”
Nis 136
“Yuzlerinizi doğu ve batıya cevirmeniz birr (iyilik) değildir. Asıl birr: Allah’a, ahiret gunune, meleklere, kitaba ve rasullere iman eden kimsenin biridir.”
Bakara 177
“Biz her şeyi bir kadere gore yarattık.”
Kamer 49
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şoyle buyurdu:
“İman; Allah’a, Meleklerine, Kitaplarına, Rasullerine, ahiret gunune iman etmen ve bir de kadere; hayrına ve şerrine iman etmendir.”
Muslim 8/1
Mezkur ayet ve hadislerle zikredilen bu altı mesele imanın usûlleridir. Bu usuller, Rasullerin gonderilme ve kitapların indirilme sebepleridir. Bu usullere Kur’an ve Sahih Sunnet cercevesi altında iman etmeden hic kimsenin imanı sahih olmaz. Bu usûllerden bir usûlu inkÂr eden kimse iman dairesinden dışarı cıkar ve kÂfirlerden olur.
__________________