İnsanlığa ışık tutan diğer bir Anadolu Ereni de Mevlana Celaleddin Rumi’dir. Mevlana 1207’de Horasan’da doğdu, 1273’de Konya’da oldu. İlk derslerini bilginler sultanı ismiyle anılan babası Bahaeddin Veled’ten aldı. Tasavvuf duşuncesiyle icice buyuyen Mevlana bir Ahi olan Şems Tebrizi ile karşılaşınca kendi duşunceleri de şekillenmeye başlamıştır. Mevlana’nın bu gun dahi tum dunyada tanınmasını sağlayan tasavvuf duşuncesini şiirle anlatma yeteneğidir.
_____________
Dalı oncesizliktedir aşkın, koku sonrasızlıkta.
Bu ululuk, şu akla, ahlaka yakışır değil.
Yok ol, varlığından gec. Varlığın cinayettir.
Aşk doğru yolu buluştan başka bir şey değildir.
_____________
Mevlana’ya gore tanrıya ulaşmak icin gerekli olan en onemli şey aşktır. Bir bitki hayvan da sevebilir; ancak, hem bedeniyle, hem bilinciyle, hem duşuncesiyle, hem de belleğiyle sevebilen tek varlık insandır. Mevlana bir kadına duyulan aşkı yuceltir; cunku, bir başkasını seven insan kendisini, tum insanlığı, evreni ve tanrıyı sevebilir. Ve aşkların en guzeli bu bilince ulaşıldığı zaman başlayan “Hakikat” aşkıdır. Mevlevilerin donerek yaptıkları sema tum dunyayla aşkta birleşmek, onun evrensel donuşune ayak uydurmaktır. Ellerinin birini gokyuzune donuk, diğerinin yeryuzune bakar olması da, tanrıdan aldığı aşkı tum dunyaya sunmaktır. Ruh tanrıdan fışkıran bir ozdur, olumsuzdur. Ruh ilk cıktığı kaynağa, tanrıya donmenin ozlemi icerisindedir. “Ney”den cıkan ses, ruhun acı dolu, ilk kaynağa donme ozleminin sesidir. Mevlana “Ey tanrıyı arayan, Aradığın sensin...” diyerek evrenin tanrının sonsuz varlık alanı olduğunu ve insanın da bu butunun bir parcası olarak kendisinde bir tanrısal oz taşıdığını ifade etmiştir.
_____________
Gel ne olursan ol, gel
İster tanrı tanımaz, ister ateşe tapar,
İster bin kez tovbeni bozmuş ol
Bizim dergahımız umutsuzluk dergahı değil,
Gel ne olursan ol, gel
_____________
Yukarıdaki dizelerde de gorulebileceği gibi Mevlana tum insanlığın kardeşliğine inanmakta ve dinler arasındaki ayrılığın tanrısal varlıkla bağdaşmayacağına inanmaktaydı. Mevlana, kadına buyuk onem vermekte “Sizler kadının kapanmasını istedikce, herkeste onu gorme isteğini kamcılamış olursunuz. Bir erkek gibi, bir kadının da yureği iyiyse, sen hangi yasağı uygulasan da o iyilik yoluna gidecektir. Yureğin kotuyse, ne yaparsan yap, onu hicbir şekilde etkileyemezsin" diyerek erkekle eşit olduğunu savunmaktaydı. Mevlanan’ın oğrencilerine “Kitap-el Esrar” (Sır Katipleri) denmekteydi ki bu oğrenciler arasında Muslumanlar, Yahudiler, Hıristiyanlar, Rumlar, İranlılar, Araplar, Ermeniler, Turkler bulunmaktaydı. Bu kadar farklı din ve milletten oluşan oğrencileri tarafından Mevlana’nın şiirleri derlenerek gunumuze kadar ulaştırılmıştır.
kaynak:http://www.discoverturkey.com/kultur...halk-eren.html
__________________