Dînimize gore erkek, Ă‚ilenin reîsi ve mes’ûludur. O, hayatın meşakkatlerine goğus germiş, maîşet yukunu yuklenmiş, kadının nafakasını da uzerine almıştır. Erkek bu ağır vazîfeye karşı, kadından meşrû işlerde kendisine itĂ‚at hakkına mĂ‚liktir. İyi kadınlar itĂ‚atli olanlardır. Nitekim hadîs-i şerîfde: "Kadın beş vakit namazını kılar, yılda bir ay orucunu tutar, nĂ‚mûsunu korur ve kocasına itĂ‚at ederse, Cennet kapılarından dilediğinden girsin!" (86) buyurulur. Başka bir hadîs-i şerîfte de:
"Eğer bir kimseye, AllĂ‚h’dan başka birine secde etmesini emredecek olsam, kadınlara, kocalarına secde etmelerini emrederdim. Bunun sebebi, AllĂ‚h’ın erkekler icin kadınlar uzerine kıldığı haklardır." (87) buyurulur.
Kadın, kocasının evinde bir bekcidir, muhĂ‚fızdır. Kocasının malını muhĂ‚faza, cocuklarını terbiye etmekle mukellef olduğu gibi, nĂ‚mûsunu da haramdan koruyacaktır. Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, bir hadîs-i şerîflerinde erkeklerin kadınlar uzerindeki haklarını:
"Yatağınızı başkalarına ciğnetmemeleri, hoşlanmadığınız kimselerin evlerinize girmelerine izin vermemeleri.." (88) diye ozetler.
Kur’Ă‚n-ı Kerîm’de:
"İyi kadınlar, itĂ‚atli olanlardır. AllĂ‚h kendi haklarını nasıl korudu ise, onlar da oylece goze gorunmeyeni koruyanlardır." (89) buyurulur.
Burada "goze gorunmeyen" tĂ‚birinde, erkeğin malı, Ă‚ile sırları, nĂ‚mûsu, hattĂ‚ kadının karnındaki cocuk dĂ‚hildir. Kadının bunları muhĂ‚faza etmesi, cocuğunu duşurmemesi lĂ‚zımdır. Kadın, ancak bu şekilde en buyuk dînî vazîfelerinin bir kısmını yerine getirmiş olur.
Erkek de, kadına her zaman saygı gosterir. Âile işlerinde kadını ortak yapar. Erkeklik şĂ‚nına yaraşır bir tarzda kadını himĂ‚yesine alır. Kadın zengin bile olsa erkek, kadının nafakasını tedĂ‚rike mecburdur. Kadın, erkek gibi tahsîl yapar. Âlim olur. Muftu olur. Hukuk hĂ‚kimi olur. Yalnız halîfe olamaz (90). Nitekim İslĂ‚m kadınları arasında pek cok Ă‚limler ve Ă‚rifler yetişmiştir.
Kadının medenî hakları vardır. MuĂ‚melĂ‚tta kadının hakları, erkeğin hakları gibidir. Kadın kendi malını hic kimseye danışmadan istediği gibi kullanma, harcama ve hediye etme yetkisine sahiptir.
(86) et-Tebrizî, a.g.e., c. II, s. 202.
(87) et-Tebrizî, a.g.e., c. II, s. 203.
(88) et-TÂc, c. II, s. 314.
(89) en-NisÂ: 34.
(90) M. ZekÂi Konrapa, Peygamberimiz, s. 451
__________________