Allah SĂ‚ni’dir. Yarattığını sanatla yaratandır. Allah Hakîm’dir. Yarattığını hikmet ile yaratandır. Sadece insan bedenine baksak dahi o Sanî-i Hakîm’in sanatını anlatmakla bitiremeyiz.
Bir gun bir kişi Hazret-i Omer -radıyallĂ‚hu anh-’ın yanında: “–Şu satranca hayret ederim. Satranc tahtasının uzunluk ve genişliği birer arşından ibĂ‚ret iken, insan onun uzerinde bir milyon oyun oynasa, bir oynadığı mutlaka diğerinden farklı olur, hicbir oyun diğerine benzemez!” dedi.
Hazret-i Omer -radıyallahu anh- ona şoyle dedi: “–Bundan daha hayrete şĂ‚yĂ‚n olanı vardır. İnsan yuzunun uzunluk ve genişliği birer karıştan ibĂ‚rettir. Kaşlar, gozler, burun, ağız gibi Ă‚zĂ‚nın yerleri kat’iyyen değişmez. Buna rağmen şark ve garpta yuzleri birbirinin tamamen aynısı olan iki kişi bile bulunmaz. Şu ufacık bir deri parcasında bu haddi-hudûdu olmayan farklılıkları gosteren AllĂ‚h’ın kudret, azamet ve hikmeti ne yucedir!” (RĂ‚zî, Tefsîr, IV, 179-180 [el-Bakara, 164])
ŞĂ‚ir, bu hikmete işĂ‚retle şoyle der:
Kim bu yuzu cizen sanatkÂr ressam?
Gecip de aynaya soran olmaz mı? (Necip FĂ‚zıl)
İnsanın parmak izi ise daha muhteşemdir. Bugun bir şifre olarak parmak iziyle acılan bilgisayarlar ve kapılar kullanılmaktadır. Zira her insanın parmak izi farklıdır. HattĂ‚ insanın her bir parmağının izi diğerinden farklıdır. Parmak izinin, Ă‚deta bir seri veya tescil numarası gibi her insan icin ayrı ve husûsî bir şeklinin olduğu, 19. asrın sonlarında keşfedilmiş ve bilhassa emniyet ve hukukta huviyet tespiti icin kullanılmaya başlanmıştır. Gunumuzde “Daktiloskopi” denilen ve parmak izlerini inceleyen bir ilim dalı bulunmaktadır.
İnsana bu husûsiyeti bahşeden CenĂ‚b-ı Hak, 1400 sene evvel nĂ‚zil ettiği Kur’Ă‚n Ă‚yetlerinde bu ilĂ‚hî hĂ‚rikaya dikkat cekmiştir. KıyĂ‚met gunu insan bedenini tekrar diriltirken parmak uclarını bile eski hĂ‚linde duzenleyeceğini haber vermiştir. Âyet-i kerîmelerde şoyle buyrulur: “İnsan, kendisinin kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanır? Evet, Biz’im, onun parmak uclarını bile aynen eski hĂ‚linde duzenlemeye gucumuz yeter.” (el-KıyĂ‚me, 3-4)
Gorulduğu gibi dĂ‚imĂ‚ Kur’Ă‚n-ı Kerîm onden gitmekte, beşerî ilim onu tasdik ederek ardından gelmektedir. Tıpkı parmak izi gibi, insanların gozleri de birbirinden farklıdır. Şifre yerine, sahibini gozunden tanıyarak calıştırılan makineler, acılan bilgisayarlar veya kapılar, gunluk hayatta giderek yaygınlaşmaktadır. 1 cm2 bile olmayan kucucuk bir alanda sonsuz farklılıkları yaratan Allah TeĂ‚lĂ‚ ne yucedir!
Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Tefekkur, Erkam Yayınları, İstanbul, 2010
__________________