Turkler, ceşitli yerlerde ve yerleştikleri sahalarda başka başka alfabeler kullandılar. Sesin ifadesi olan harf denen işaretler itibaridir, iğretidir, takmadır. Aynı ses ayrı alfabelerde, değişik harfler/şekiller ile yazılır. Alfabeye, İslam dininin kabuluyle Osmanlı terbiyesinde yetişen yaşlıların hala kullandıkları şekliyle, Elifba, Ebced de denilmiştir.
Kultur tarihimize bakıldığında daha ilk yazılı abidelerimizde Turkce yazma endişesi kendisini gostermektedir. Buna paralel olarak, edebiyatımızın menşeine doğru gidersek, saraylarda ve halk arasında Turkce soylemek; kamlarda, bahşılarda ve ozanlarda milletin dertlerine deva olmak gerceği vardır. Butun bunlar, bir millete dili ile seslenmek, anlatmak, millet fertlerini en iyi şekilde yetiştirmek ve birleştirmek icindir. Şu halde her millette olduğu gibi bizde de dil on sırada yer almıştır. Şair ve muellifler tarafından işlenen dile turlu emekler sarf edilmiştir. Alimlerimiz onunla bildiklerini acıklamışlardır. Fakat Turkce'nin tarih icinde zaman zaman talihsizliğe uğradığı da bir gercektir. Boyle olmasına rağmen kesintisiz devam eden Turk tarihi icinde ona arka cıkan hakanlar olmuş, Turkce yazan şair ve muellifler mukafatlandırılmıştır.
Turk tarihi, duğumler ve bu duğumlerin acıldığı dağınıklıklarla doludur. Gokturkler devrinde millet, tek bir hakanın etrafındadır. Dili, dini ve alfabesi tektir ve her bakımdan bir birlik mevcuttur. Uygurlar devri bu birliğin az cok bozulduğu, Turkluğun bilhassa dini acıdan dağılmaya yuz tuttuğu bir devir olarak karşımıza cıkmaktadır. Uygurlardan sonra Turkluk, İslam medeniyetine dahil olmuştur. İslamiyet, Uygurlar zamanında gorulen dağınıklığı gidermiş, Turkluğu kurtarmış ve milleti yeniden bir butun haline getirmiştir. Karahanlılar'la başlayan ve Selcuklular'la yeniden tesis edilmeye calışılan birliğin ve butunluğun gercekleşmesi de İslam dini sayesinde olmuştur. Ancak, bu iki devleti birbirinden ayıran en muhim şey, birincisinin Turkce'ye verdiği değerdir. Selcukluların bunun yanında belirtilmesi gereken hizmetlerinden biri alfabede birliği sağlamış olmalarıdır. Zaten bu buyuk devlet, tarihe mal olurken İslami - Turk yazısını Turk birliğinin kurulabilmesi icin en muhim unsurlardan biri olarak miras bırakmıştır.
Selcuklulardan sonra her beylik, Turkce sayesinde tutunmaya ve hukmetmeye calıştı. Boylece anlatım ve ifadede birlik ile Turkce'ye verilen değer onde geldi. Dil duşuncesinin yanında alfabede de birlik sağlandı ve her beylik İslami-Turk yazısını kullandı. O devirde butun Turk illerinde durum aynı idi. Beylerin sınırları olsa bile yazı birliği butun Turkluğu birleştiriyordu. Bu, doğu ve batı Turkluğu icin de soz konusu idi.
Bugun Turk dunyası dil ve din birliğine sahiptir. Fakat alfabede birliği kaybetmiştir. Bu birlik, Rusya’daki Turkler arasında bile mevcut değildir. Ancak onlar da gorulen cozulme uzerine yazıda birlik tarafına yonelmişlerdir.
Turklerin tarih boyunca kullandığı alfabeler:
Gokturk (Orhun) alfabesi: Metinleri Orta Asya’daki Orhun Nehri kıyısında bulunduğu icin Gokturk veya Orhun ismi ile anılır. Orhun’da yerleşen Turkler tarafından kullanıldığı icin de Turuk, Turk Alfabesi denir. Turklere mahsustur ve Esik Kurgan yazısına benzer. Hunlar, Gokturkler ve sathi olarak da Asya ve Avrupa’ya yayılan Turk kavimleri, kullanmıştır. Bu alfabede resmin goze hitap ettiği ve ses haline geldiği acıkca gorulur. Gokturk alfabesi otuz sekiz harften meydana gelir. Dordu sesli olup, sekiz sesi karşılar, gerisi sessizdir. Ayrıca ok, ko, uk, ku, uk, ku, nc, nd, gibi heceler ayrı harflerle gosterilmiştir. Sesli harfleri, sessizler okutur. Sağdan sola doğru yazılır. Tonyukuk, Kultigin ve Bilge Kağan hatırasına yazılıp, dikilen Orhun Abideleri bu alfabenin şaheser numunesidir. Bunlar ayrıca Turkce'nin bilinen ilk yazılı metinleridir.
Uygur alfabesi: Gokturklerden sonra Turkistan’da devlet kuran Uygurlardan adını alır. Uygurlar ve Turkistan’daki Turkler kullandı. On sekiz işaretten meydana gelir. Dordu sesli, gerisi sessizdir. Harfler umumiyetle birbirine bitişiktir, cok defa başta, ortada ve sonda olmak uzere uc şekli vardır. Sağdan, sola doğru yazılır. Sekizinci asırdan, on ikinci asra kadar yaygın, on beşinci asra kadar mevzii bir şekilde gorulur. Bu yazının kÂtiplerine, bakşı, bakşıgeri veya serbahşı adları da verilmiştir.
Arap-İslam alfabesi: Turklerin topluca İslamiyet'i kabulunden, yani 10. asırdan sonra geniş bir sahada butun Turk-İslam devletleri tarafından kullanıldı. Arap Alfabesi yirmi sekiz harf olmasına rağmen Turklerin kullandığı İslam harfleri otuz bir ile otuz altı harften meydana gelir. Sağdan sola doğru yazılan bu alfabe, butun Turkluğu kucaklamış ve Turkce'nin ceşitli lehcelerinde, pekcok kitap, kitabe yazılmıştır. Muazzam ve kesintisiz abidevi eserler bu alfabe ile verildi. Turkiye, İslam alemi ve dunyanın her yerindeki kutuphane ve kitapseverlerin kitaplıklarında İslam harfleriyle yazılmış milyonlarca Turkce eser mevcuttur. Dunyanın en buyuk ve muazzam arşivi, Turk - İslam alfabesiyle yazılan Turkce evraklarla doludur.
Kiril alfabesi: Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği hudutları icinde yaşayan Turkler tarafından kullanılmaktadır. Kiril Alfabesi, ihtiyari olmayıp, Rus ve komunist emperyalizmin zoraki tatbikidir. Komunist idare, Turklere tek bir alfabe kullandırmayıp, milli birliği bozmak icin on sekiz Turk boyuna değişik işaretli alfabe kullandırmıştır. Sunî bir Slav alfabesidir. Otuz sekiz harftir. On biri sesli, gerisi sessizdir. Soldan sağa doğru yazılır. Kullanma alanı, Rusya’daki Turkler icindir.
Latin alfabesi: Bu alfabe, 1925 yılında ilk defa Azeri Turkluğu tarafından kullanılmıştır. Turkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra; 1928’de Turkiye’de kullanılmaya başlandı. Gunumuzde, Turkiye ve Avrupa Turkleri kullanır. Latin asıllı yirmi dokuz harften meydana gelir. Sekizi sesli, gerisi sessizdir.
Turkler; Orhun-Turk, Uygur-Sogd, Arap-İslam, Kiril-Slav ve Latin alfabelerinden başka Sogd, Mani, Brahmi, Suryani, Rum, Slav vs. gibi alfabeleri de kısmen kullanmışlardır.
__________________