Buyuk Turk gezgini Evliya Celebi'nin Seyahatname'si, abartmalı yanlarına karşın coğrafya, tarih, etnografya, folklor... bakımlarından uzerinde durulmaya değer buyuk bir eserdir.

Sağlam bir gozlem yeteneğine sahip olan Seyahatname yazarı, yalnız coğrafya, tarih, etnografya bilgileri vermekle kalmayarak, eserinin bircok yerlerinde yerli diller uzerine topladığı bilgi ve verilere de yer verilmiştir. Orneğin Seyahatnamemde yazar, Abaza dili, Kaytak dili, Gurcu dili, Mingrel dili, Arap dili, Turkmen dili, Dob-ruca Tatarlarının dili, Tiflis Kurt dili, Rus dili, Sırp dili, Boşnak dili, Hırvat dili, Venedik İtalyancası, Macar dili, Alman dili, Kırım Tatarlarının dili, Nogay dili, Kalmak dili ... uzerinde durmuştur.

Evliya Celebi'nin bu diller uzerine vermiş olduğu bilgi ve verilerin buyuk bir bolumu işlenmiş, değerlendirilmiştir. Ozellikle onun Kafkas dilleri uzerine verdiği bilgiler onemle ele alınmıştır. Cunku Seyahatnamemde Kafkas dilleri uzerine verilen bilgiler, bu dillerin en eski yazılı belgeleri arasında yer alıyordu.

Yalnız, Kafkas dilleriyle ilgili olarak Evliya Celebi'nin işlediği bir "suc" uzerinde durmak gerekir.
Evliya Celebi'nin eserinde Dağıstanlı Kaytakların dili uzerine kucuk bir liste vardır. Daha cok hayvan adlarını kapsayan bu liste, Kaytak dili ve Kaytak tarihi ile uğraşanlar icin her bakımdan ilginctir. Bu bakımdan bilginler Evliya Celebi'nin Kaytakca listesi uzerinde sık sık durmuşlardır.

Evliya Celebi'nin verdiği Kaytakca soz listesi ilk kez W. Barthold'un gozune carpmıştır. Barthold, K voprosu o proisxojdenii kaytakov (Etnograficeskoe Oboz-renie LXXXIV - LXXXV, 1910, 37 - 45) adlı yazısında, Evliya Celebi'nin verdiği bilgileri B. Ya. Vladimircov'un yardımıyle cozmuştu. Bu cozumlere dayanan bilgin, Kaytak dilinin bir Moğol diyalekti olduğu inancına varmıştı.

G. J. Ramstedt'in 1911'de cıkan kucuk yazısı (K voprosu o kaytakax. Etnograficeskoe Obozrenie LXXXVIII - LXXXIX, 1911, 239 - 240), bu konuda yeni bir şey getirmemiştir. Buna karşılık, Hamdullah Kazvinî'nin Nuzhetu'l-kulûb adlı eserindeki Moğolca sozleri yayan N. Poppe (Mongol'skie uazvaniya jivotnix v trude Xamdallaxa Kazvini. Zapiski Kollegii Vostokovedov I, 1925, 195 - 208) Moğol dili uzmanlarına Evliya Celebi'nin Kaytakca listesi icin yeni olanaklar vermişti. Bir yandan Poppe'nin verilerine, bir yandan da kendi birleştirmelerine dayanan P. Pelliot (La pretendu vocabulaire deş Kaitak du Daghestan. Journal Asiatique 1927, I, 279 - 294), Kazvinî'nin Moğolca verileriyle Evliya Celebi'nin Kaytakca sozleri arasında koklu bir karşılaştırma yaptıktan sonra, Kaytakca verilerle Kazvinî'nin verdiği Moğolca bicimler arasında kuşkulu benzerlikler (ressemblances inguietantes) bulunduğunu belirtmiştir (294. s.).

Bundan sonra J. Stephenson, Kazvinî'nin eseri uzerine yeni bir calışma yaymıştı (The Zoological Section of the Nuzhat-ul-Qulub of Hamdullah al-Mustaufî al-Qazwînî. London, 1928). Pelliot, Poppe'nin eski yazışma ve Stephenson'un ortaya koyduğu yeni gereclere dayanarak, NuzhetU'l-kulûtfAaki Turkce ve Moğolca sozleri uzuıı acıklamalarla tekrar yaydı (Leş Formes turques et mongoles dans la nomen-clature zoologique du Nuzhatu'l-kulûb. Bulletin of the School of Oriental Studies VI, 1931, 555 - 580). Pelliot'nun yeni araştırmaları sonunda Evliya Celebi'nin Kaytakca listesiyle bu eserdeki Moğolca bicimler arasında varlığından soz actığımız benzerlikler de arttı. Bu benzerlikleri goz onune alan yazar, Evliya Celebi'yi Kaz-vinî'yi "yağma etmek"le sucladı: "Deş  present je considere qu'Evliy Celebi a froidement pillt; Kazwînî." (580. s.)

Buyuk Fransız bilgininin haklı eleştirmeleri karşısında, eski eserlerden aldığı bilgileri kendi gozlemi gibi gostermekten cekinmeyen Evliya Celebi'yi savunacak değilim. Yalnız, onun Abaza, Gurcu, Mingrel, Arap, Kurt, Tatar, Rus, Sırp, Boşnak, Hırvat, Macar... dilleri uzerine Verdiği bilgilerin her bakımdan sağlam olduğunu belirtelim. Bu diller uzerinde duran gezginin doğrudan doğruya kendi gozlemlerine dayandığı anlaşılıyor. Bu bakımdan sağlam bilgiler veren bu kucuk sozluklerin bir bolumu uzmanlarca işlenmiş, değerlendirilmiştir. Orneğin R. Bleich-steiner, Evliya Celebi'nin Seyaftatraame'sinde Kafkas dilleri uzerine verilen dil ornekleri uzerinde durmuştur (Die kaukasischen Sprachproben in Evliya Ğelebi's Seya-hetname. Caucasica XI, 1934, 84 - 126). S. S. Djikiya, Evliya Celebi'nin Mingre) ve Gurcu dilleriyle ilgili verilerini toplamıştır (Evliya Celebi o mingrelskom i gruzin-skonı yazıkax. Sovetskoe yazıkoznanie II, 1936, 109-128). Bundan sonra Djikiya, Evliya Celebi'nin Lazlar ve dilleri uzerine verdiği bilgileri de gozden gecirmişti (Evliya Celebi o lazax i lazskom yazıke. İberiyskokavkazskoe yazıkoznanie VI, 1954, 243 - 256). H. J. Kissling, Evliya Celebi'nin Almanca ornekleri uzerinde durduğu gibi (Einige deutsche Sprachproben bei Evliya Celebi. Leipziger Vierteljahrschrift fur Sudosteuropa II, 1938, 212 - 220), L. Ligeti de onun Macarca veri ve orneklerini değerlendirmiştir (Evliya Cselebi magyar szojegyzeke. Magyar Nyelv LXVII, 1971, 394 - 409).

Evliya Celebi'nin eserinde Dobruca ve Kırım Tatarlarının dili, Nogay dili, Turkmen dili gibi Turk dilleri uzerine bilgi verdiğini yukarıda belirtmiştim. Bu kucuk

ornekler yanında gezginimiz Anadolu ağızlarına da değinmiş, yerli halk arasında kullanılan birtakım sozleri yazmıştır. Benim bildiğime gore, Evliya Celebi'nin "Tosya, Bolu, Dortdivan Turklerinin lisan ve lehceleri" konusunda sıraladığı ornekler, onun Anadolu ağızları icin verdiği en zengin sozluktur. Seyahatname yazarının dağınık olarak verdiği sozler gibi, bu sozluk de şimdiye değin Turk dili ve Turk diyalektolojisi bakımından değerlendirilmemiştir. Seyahatname'de dağınık olarak verilen yerli sozlerin toplanması, işlenmesi uzun surer. Ancak, Tosya, Bolu ve Dortdivan Turklerinin dilleri uzerine verilen ornekler, Anadolu diyalektolojisi bakımından kolaylıkla değerlendirilebilir.

Seyahatname1 mu Ahmet Cevdet baskısında Tosya, Bolu, Dortdivan ağzı sozluğu olduğu gibi verilmiştir (II, 175-176. s). Zuhuri Danışman baskısında ise bu sozluk yeni yazıya cevrilmiştir (3. kitap 174 - 157. s.) Danışman, Evliya Celebi'nin verdiği sozlerin okunmasında buyuk gucluklerle karşılaşmıştır. Bu bakımdan kucuk bir notta, bu sozlerin doğru olarak yeni yazıya cevrildiğini iddia edemeyeceğini belirtmiştir.

Bu sozlukteki verileri değerlendirirken Evliya Celebi Seyahatname'sinin butun yazmalarını goz onunde tutmak gerekir. Bu buyuk eserin birkac yazması vardır. Ahmet Cevdet baskısı Millet Kutuphanesindeki Pertev Paşa yazmasına dayanmaktadır. Danışman, Topkapı Sarayında Bağdad Koşku kutuphanesinde bulunan yazmayı kullanmıştır. Bunlardan başka, Suleymaniye Kutuphanesinde Beşir Ağa kitapları arasında da Seyahatname'nin guzel bir yazması vardır. Bu yazmalar arasında bugune değin sağlam bir karşılaştırma yapılmamıştır. Evliya Celebi ve eseri uzerine guzel bir araştırma yapmış olan Prof. Cavit Baysun da bu konu uzerinde pek durmamıştır. Bu duruma gore Seyahatname'nin sağlam yazmasının hangisi olduğunu bilmiyoruz. Bu koşullar altında Evliya Celebi'nin Tosya, Bolu, Dortdivan Turklerinin dilleri uzerine verdiği ornekleri değerlendirirken Seyahatname'nin butun yazmalarını goz onunde bulundurmaktan başka cıkar yol yoktur. Biraz sonra sunacağım orneklerden de anlaşılacağı gibi, gezginimizin Tosya, Bolu, Dortdivan ağzı uzerine verdiği orneklerin bir bolumu, butun yazmaların goz onunde tutulması halinde bile cozulememektedir.

Seyahatname'rÂ.n "Tosya, Bolu, Dortdivan Turklerinin lisan ve lehceleri" adlı bolumu, bu eserde yer alan dil orneklerinin en buyuklerinden biridir. Yukarıda adlarını andığımız yabancı diller icin ornek olarak 40 - 50 soz vermekle yetinmiş, olan yazar, bu listede 100'den cok bicim sıralamıştır.

Bu bildirinin dar cercevesi icinde butun bu ornekler uzerinde birer birer duru-lamayacağı acıktır. Bu bakımdan Evliya Celebi'ye borclu olduğumuz bu sozluğun kapsam ve değerini belirtirken ancak birkac ornek vermekle yetineceğiz.

Evliya Celebi'nin yabancı dilleri tanıtırken tuttuğu belirli bir yol vardır. Yazar, once l'den başlayarak 15'e, 20'ye değin sayı adlarının yabancı dildeki karşılıklarını verir, sonra ekmek, su, şarap gibi yiyecek ve iceceklerin adlarını sayar. Yabancı diller uzerine verilen bilgiler, birtakım sorularla sona erer. Sırpca, Hırvatca, Gurcuce, Mingrelce gibi diller konusunda verilen ornekler bu plana gore duzenlenmiştir. (Bildirimin başında sozunu ettiğim Kaytakca sozluğun yapısı bu plandan farklıdır. Bu sozlukteki orneklerin Hamdullah Kazvinî'nin eserinden olduğu gibi alınmış olması, yazarın, dillerin tanıtılmasında uyduğu plandan ayrılmasına yol acmıştır, sanıyorum.)

Evliya Celebi'nin Tosya, Bolu, Dortdivan ağızlarının ozelliklerini belirtirken de yabancı diller icin kullandığı plandan ayrıldığı goze carpıyor. Yazarın Anadolu ağızlarını tanıtırken bu yoldan uzaklaşması doğaldır. Turk ağızlarında s ayı adlarında bir başkalık soz konusu değildir. Bu bakımdan yazar, Turk ağızlarının ozelliklerini belirtmeye calışırken sayı adlarını saymaktan cekinmiştir. Nitekim Guney-doğu Anadolu Turkmenlerinin dilinde kullanılan ozel bicimleri verirken sayı adlarını anmamış, bunun sebebini de acık acık soylemiştir: "Turkman dilinde hesaplar bildiğimiz gibi "bir", "iki", "uc" vesairedir, ama "diğer kelimat ve tabirleri" "bir nebze" verilmiştir.

Evliya Celebi'nin "Tosya, Bolu, Dortdivan Turklerinin lisan ve lehceleri" adı altında verdiği sozlukle ilgili olarak uzerinde durulması gereken en onemli sorun, verilen orneklerin gercekten bu ağızlarda kullanılıp kullanılmadığı sorunudur. Bu soruna olumlu bir karşılık vermek gerekir. Sozlukte verilen bicimlerin buyuk bir bolumu bugun de Tosya, Bolu ve Dortdivan cevrelerinde kullanılmaktadır. Evliya Celebi'nin listesinde bugun yalnız bu ağızlarda kaldığı anlaşılan birkac ornek de vardır. Orneğin Evliya Celebi, Tosya, Bolu ve Dortdivan ağızlarında kullanılan yemiş adlarını sıralarken "kiraz", "kiraz kurusu", "incir" anlamına gelen adlar yanında kişne (veya gişne) bicimini veriyor ve bunun "vişne" anlamına geldiğini belirtiyor. Vişne biciminin Anadolu ve Rumeli ağızlarında kullanıldığını biliyoruz. Obur Turk diyalektlerinde kullanılmayan bu sozun komşu dillerden alındığı acıktır. Bizim icin ilginc olan, yazarın verdiği kişne bicimidir. Dialectologique sozluklerimizde kişne (veya gişne) bicimi verilmemiştir. Ancak, Evliya Celebi'nin vermiş olduğu bu bicimin varlığından şuphe edilemez. Oğrencilerim, bu bicimin Bolu koylerinde bugun de kullanıldığını bildirdiler. Boylelikle Evliya Celebi'ye borclu olduğumuz bu verinin Bolu ağzında kullanıldığı anlaşılmış oldu.

__________________