OLGUCULUK = POSİTİVİZM (Os. ispÂtiyye, Mezhebi ispÂtiye, Felsefei ispÂtiye, Mesleki isbÂt, Hakikîye mezhebi, Felsefei hakkikîye, Felsefei sahîhe, Felsefei ilmîye; Fr. Positivisme, Al. Positivismus, İng. Positivism, İt. Positivismo) İnsan icin olumlu ve yapıcı olanın sadece olguları gozlemleyerek betimlemek olduğunu ileri suren oğreti... (Os. ispÂtiyye, Mezhebi ispÂtiye, Felsefei ispÂtiye, Mesleki isbÂt, Hakikîye mezhebi, Felsefei hakkikîye, Felsefei sahîhe, Felsefei ilmîye; Fr. Positivisme, Al. Positivismus, İng. Positivism, İt. Positivismo) İnsan icin olumlu ve yapıcı olanın sadece olguları gozlemleyerek betimlemek olduğunu ileri suren oğreti... Olguculuk (Pozitivizm) oğretisi Hume ve Kant anlayışları temeli ustunde Fransız duşunuru Auguste Comte (1798-1857) tarafından kurulmuştur. İngiliz duşunurleri John Stuart Mill (1806-1873)le Herbert Spencer (1820-1903)in de geniş capta katkıları olmuştur. Oğretiye olguculuk adını veren Comtetur. Comteun terminolojisinde positif deyimi, kok anlamlarıyla yıkıcı (La. Negatio) anlamındaki negatif deyimi karşılığı olarak yapıcı (La. Positor) anlamını dilegetirir. Comte, bu deyimle, kurduğu sistemden onceki butun felsefelerin yıkıcı ve olumsuz olduklarını, ancak kendi sisteminin yapıcı ve olumlu olduğunu ileri surmektedir. Comtea gore butun felsefeler yıkıcı ve olumsuz olmuşlardır, cunku deneyi aşan anlamında metafizikle uğraşmışlardır. Oysa ister duşunceci (İdealist) ister ozdekci (Materyalist) olsun, deneyi aşan butun spekulÂsyonlar metafiziktir. Felsefeden metafiziği atmak ve bunun yerine bilimi koymak gerekir, bundan oturu de olguculuk bir bilim felselesidir. Comte, bu savıyla, daha ilk adımında felsefeden vazgecmekte ve felsefeyi yasaklamaktadır. Bundan oturu de olguculuk felsefesiz bir felsefe, eşdeyişle felsefenin temel sorunlarını yadsıyan bir felsefe olmak iddiasını taşır. Comtea gore bilim felsefeden vazgecebilir, cunku bilim başlıbaşına bir felsefedir. Comtecu bilim anlayışı da genel bilim anlayışından farklıdır. Gorgucu (Ampirist) ve olaycı (Fenomenalist) bir temele dayanan bu bilim anlayışına gore olguları acıklayamaz, sadece betimleyebilir (tasvir eder). Bu bilim, ne maddeyi ne de ruhu inceleyebilir, cunku bunlar bilinemez. Bundan oturu de olguculuk bir bilinemezciliktir. Bilim sadece ilineksel (La. Positivus) olanla uğraşacaktır, bu da olgulardır. Bilim bu olguları gozlemleyerek aralarındaki bağıntıları, eşdeyişle yasaları kavramaya calışan bir deney ve gozlem alanıdır. Comtecu olgu anlayışı da genel olgu anlayışından farklıdır. Comtecu anlayışta olgu, sadece duyumlar ve algılardır. Duyumlarımız ve algılarımızla bize aracsız olarak verilenlerin dışında başkaca hic bir bilimsel olgu yoktur. Comte, bilimin ancak gozlem sonuclarını bildirebileceğini ve sadece bu sonuclar arasındaki ilişkileri gozlemleyebileceğini ileri suren bu savıyla daha ilk adımında, felsefeyi olduğu gibi, bilimi de "Tanrının dunya ile zar attığına inanmıyorum" sozuyle, uyumlu ve duzenli bir evrende yaşayan insanın fiziksel gerceklerin bilgisine ulaşabileceğini dilegetiren ve bulgularıyla da bunu tanıtlayan buyuk fizikci Albert Einstein, Comteun bu yasağına karşı cıkan bilimcilerin en belli orneklerinden biridir. İdealizmle materyalizmi metafizik ve bundan oturu de bilimdışı sayarak bunların ustunde bir bilim metodolojisi kurmaya calışan olguculuk, bu niteliğiyle de ucuncu felsefe adını almıştır. Felsefede ve bilimde bir yontem olmak isteyen bu ucuncu yol denemesi, maddi ve nesnel-gerceklikten de kopmakla bireysel bilinc cercevesi icine kapanarak bir oznel duşuncecilik (Subjektif idealizm) niteliğini kazanmaktadır. Boylelikle, felsefenin ve bilimin temel sorunlarını safdışına iten bu bilimsel felsefenin uğraşı alanında sadece iki konu kalmıştır: Tarih ve toplum. Auguste Comte bu konulan iki varsayımla betimlemeye ve bir varsayımla duzenlemeye calışmaktadır: Uc durum yasası, Bilimlerin aşama sıralarının saptanması, Din... Metafiziğe karşı cıkmakla işa başlayan olguculuk, sonunda yeni bir din onerisiyle yeniden metafiziğin alanına girmek zorunda kalmıştır. Sistemin tumuyle incelenmesi sonunda acıkca gorulduğu gibi Ccmtecu savların gercek amacı ne felsefe ne de bilimdir, sadece siyasadır. Olguculuğun yukarda sayilan uc uğraşısı bu amacın gercekleştirilmesi icin hazırlanan gerekcelerdir. Bu siyasa, Comteun şu formuluyle dilegetirilmektedir:
__________________