İCERİK :
1. KLONLAMA NEDİR ?
2. KLONLAMANIN TEKNİKLERİ NELERDİR ?
3. KLONLAMA TEKNOLİSİ NASIL KULLANILABİLİR ?
4. KLONLANMIŞ HAYVANLAR HANGİLERİDİR ?
5. TRANSPLANTASYONDA KULLANMAK UZERE
CEŞİTLİ ORGANLAR KLONLANABİLİR Mİ ?
6. KLONLAMANIN RİSKLERİ NELERDİR ?
7. İNSANLAR KLONLANABİLİR Mİ ?
8. KLONLAMANIN TERCİH EDİLMESİNİN NEDENLERİ
VE ETİK ACIDAN PROBLEMLER NELERDİR ?
1. KLONLAMA NEDİR ?
Oncesinde yapılan bir cok araştırma ve calışmalardan sonra, 1953 yılında DNA�nın
cift sarmal yapısı keşfedilmiş ve boylece hayatın bu gizli molekulunun nasıl bir
mekanizma ile yaşamın şifresini sakladığı, gelecek nesillere aktardığı ve bu şifrenin
protein sentezinde nasıl kullanıldığı ortaya cıkarılmıştır.
DNA�nın cift sarmal yapısının keşfinden sonra molekuler biyoloji ve biyokimyada
cok onemli ilerlemeler sağlanırken, bir yandan da bu bilgiler yavaş yavaş ticarete
dokulerek �biyoteknoloji� devri kendini hissettirmeye başlamıştır. İlk once rekombinant
DNA teknolojileri ile mikroorganizmalara gen aktarma calışmaları, sonra bu
calışmaların daha yuksek organizmalara yonlendirilmesi ve nihayet Dolly ile
sonuclanan klonlama tekniği 20. yuzyıla damgasını vuran gelişmelerdir. Klonlama
tekniği bilim adamlarına yeni ve heyecan verici bir ufuk acmış durumdadır. Klon
kelimesi sozluk anlamı olarak ana hucreden bolunerek oluşan hucreler dizisi veya
tek bir atadan aseksuel yol ile coğaltılmış hucre grubunu ifade etmektedir. �Klonlama�
dilimize �kopyalama� olarak yerleşmiş ve bu terimler 1997 yılında bir koyunun
kopyalanması ile oluşan ilk klon hayvan Dolly�nin doğumu ile birlikte gunluk
hayatımıza girmiştir. Klonlama teknolojisinde amac bir ana hucreden aynı kokene
sahip bir veya daha fazla sayıda kopyaların oluşturulmasıdır.Klonlamayı farklı
tanımlarla da inceleyecek olursak;
-Genetik olarak aynı olan bir grup bireyin eşeysiz ureme yoluyla aynı anababadan
ayrılması. Bircok bitki ana bitkinin etrafındaki alanda filiz, tuber ya da bulb
yoluyla coğalarak kolonize olurlar. Aseksuel olarak ureyen bakteriler her zaman icin
kendilerinin sayısız kopyalarını yapabilmektedirler. Bunlar birbirlerinin tamamen
aynısı olan (mutasyon geciren suşlar haric) klonlardır.
-Genetik olarak aynı olan bir grup hucre, orijinal bir hucreden mitoz bolunme
yoluyla meydana gelir. Hucre yeniden kromozom setini meydana getirir ve iki yavru
hucreye bolunur. Boylece, vucudumuzda olen hucreler yerine yenileri meydana gelir.
Dolayısıyla mitoz bolunme ile oluşan hucreler birer klon olarak tanımlanabilirler.
Orneğin vucudumuzu oluşturan hucrelerde bu şekilde bolunerek coaldıkları ve
birbirinin aynı şekil ve ozelliğindeki eşlerini oluşturdukları icin birbirlerinin klonlarıdır
ve klonlama her doğal olarak da devam etmektedir.
2. KLONLAMA TEKNİKLERİ NELERDİR ?
Klonlama teknolojileri; diğer bir organizmanın genetik ikizinin uretilmesinden başka
amacları da icerir. Bu amacları 3 ana başlık altında toplayabiliriz. Bunlar:
1. Rekombinant DNA Teknolojisi yada DNA Klonlaması
2. Ureme Amaclı Klonlama
3. Tedavi Amaclı ( Terapatik ) Klonlama
Kısaca bu tekniklerden bahsedecek olursak ;
Rekombinant DNA Teknolojisi yada DNA Klonlama: in vitro (hucre dışında) olarak
gercekleştirilen bir genetik rekombinasyon (yeni birleşim) tekniğidir. Farklı birey veya
turlerden alınan DNA parcalarının fonksiyonel olacak şekilde birleştirilmesidir. Bu
teknolojinin en guzel orneği, insandaki insulin hormonunu şifreleyen genin, bakteriyel
plazmit* DNA'sı ile birleştirilmesidir. Başka bir DNA parcası ile birleştirilerek
değişikliğe uğramış olan plazmit DNA'sı, "rekombinant-DNA molekulu" adını alır. Bu
rekombinant DNA'yı bakteri icinde coğaltarak insulin geninin cok sayıda kopyasını
yapmak mumkundur.
* plazmit DNA : hucrelerde kromozom yapısında olmayan stopilazmik DNAlardır.
Ureme Amaclı Klonlama : Şu anda varolan yada daha oncesinde varolmuş olan bir
hayvanın DNA�sıyla aynı DNA�ya sahip hayvanların meydana getirilmesidir. Bu işlem
ureme hucresine sahip olmayan bir bireyin cocuk sahibi olmasına yardımcı olmak icin
de kullanırlır. Orneğin Dolly bu teknoloji ile yaratılmıştır. Somatik Hucre Cekirdeği
Transferi yada Aseksuel Ureme diye isimlendirebileceğimiz işlemde;
-Bilimadamları verici yetişkin bir vucut hucresinden alınan cekirdeği- bununla
birlikte genetik materyali, cekirdeği ve genetik materyali cıkarılmış olan konak kadın
yumurta hucresine aktarırlar.
- Verici vucut hucresinin cekirdeği aktarılan yumurta hucresi, ceşitli kimyasallarla
ya da elektrik akımıyla uyarılarak yumurtanın hurce bolunmesi yapması ve gelişmesi
sağlanır.
-Uygun faza gelen klonlanmış embriyo konak kadın rahmine aktarılarak doğuma
kadar surekli gelişimi sağlanır.
** Normal embriyo oluşumunda dişi yumurtası ile erkek sperminin birleşmesi sonucu
oluşan zigot ureme amaclı klonlamada somatik hucre aktarımı ile onu takip eden bir
takım kimyasal ateşleyiciler de zigot oluşumunu sağlamak icin kullanılmaktadırlar. İki
şemada da sexual ve asexuel uremelerin farkları gosterilmektedir.
Tedavi Amaclı ( Terapatik ) Klonlama : Terapatik klonlamaya embriyo klonalama
da denir. Araştırmalarda kullanılmak uzere insan embriyosunun uretilmesi işlemidir.
Bu işlemin amacı klonlanmış insan yaratılması değil fakat insan gelişiminin ve
hastalıkların tedavisinin araştırılması ve calışılması icin kok hucrelerin
yetiştirilmesidir. Kok hucreler insan vucudunda herhangi ceşit bir hucreye donuşerek
bozulmuş yada hastalıklı dokuları yenileme/ iyileştirme yeteneğine sahip oldukları icin
biyomedikal araştırmalarda cok onemlidir ve burdaki temel amac ise kişiye ozel kok
hucreleri uretmektir.
Bu işlemin basamaklarını şu şekilde gosterebiliriz:
- Kok hucreler yumurta 5 gun boyunca dollendikten sonra yumurta icerisinden
cıkartılırlar. Gelişimin bu aşamasındaki yumurtaya �blastosit� denir. Kok hucrenin
cıkarılması embriyoyu parcalar ve yok eder ki bu durum bir cok etik kaygının
artmasına yol acmaktadır.
-Cıkartılan kok hucreler petri kaplarında potansiyel terapatik dokuları yada
ayrı organları oluşturmak icin kulturleniyorlar.
-Oluşumu hedeflenen bu terapatik dokuların sonradan vucudun iyileştirilmesi
planan yerine aktarılıp bulundukları yerdeki hasarı onarmaları amaclanmakta ve
uzerinde calışılmaktadır.
3. KLONLAMA TEKNOLOJİSİ NASIL KULLANILABİLİR ?
-Soyu tukenmekte olan canlıları klonlayarak, onları yok
olmaktan kurtarmak icin kullanılabilir(Ureme amaclı
klonlama yontemi ile). Kimi araştırmacılar, klonlama
teknolojisinin soyu tukenmekte olan hayvan turlerini yok
olmaktan kurtarmak uzere kullanılabileceğini duşunuyorlar.
Klonlamanın asıl onemi, araştırmacılara, cok az sayıda
bireyi kalmış hayvan populasyonlarının gen havuzuna yeni
genler katma olanağını vermek olacak.
-Soyu coktan tukenmiş olan hayvanların yeniden
canlandırılabilmesi icin kullanılabilir. Ancak bu konudaki en
onemli gucluk, korunmuş dokuların yani DNA�nın bulunamaması.
1999 yılında Rusya�da bir grup bilim adamı, cok iyi korunmuş
olduğunu duşundukleri bir mamut kalıntısı bulmuşlardı. Ancak,
olumsuz cevre koşullarının, bu cok iyi korunmuş kalıntının DNA
yapısına cok zarar vermiş olduğu anlaşıldı.
- Ozel yetenekleri yada nitelikleri olan canlılar geliştirmek icin.
Orneğin ilac uretimini, metabolizmasında doğal olarak gercekleştiren yada insan
bedeninin hastalıklarına uyumlu organ, doku veya hucreleri barındıran hayvanların
uretilmesi icin. Bu ilac uretimini icin hayvanların kullanılması durumuna ornek olarak
1990 yılında yaratılan Tracy isimli koyunu ornek gosterebiliriz. Tracy�yi diğer
koyunlardan ayıran ozellik, sutunde alpha-1-antitrypsin (AAT) adı verilen bir enzimin
salgılanmasıydı. Bazı akciğer hastalıklarının tedavisinde kullanılan bu enzim
normalde insan kan plazmasından elde ediliyor. Bu metod hem pahalı hem de
hastalık taşıma riski var. Bilimadamları AAT enziminin genetik kodunu Tracy�ye
aktardılar; Tracy bir klon değil ama gen aktarımı yapılmış bir koyundu. Tracy
buyudukten sonra sutunun her litresinde yaklaşık 40 gram AAT salgılamaya başladı,
yani kısaca dunyanın ilk dort ayaklı ilac fabrikalarından biri oldu.
Ancak bu ve bunun gibi orneklerin başarı oranı Dolly�nin bile 276 denemeden sonra
başarıya ulaştığı goz onune alınınca oldukca duşuk bir seviyede kalmaktadır.
-İnsan organizmasının tum organlarının tek hucreden uretiminin sağlanması (kok
hucre) ve geri donuşu bulunmayan hastalıkların (alzheimer, parkinson,multiple
skleroz-MS,losemi,şeker hastalığı gibi...) hasarlı hucrelerinin, sağlıklı hucrelerin
uretilip onlarla değiştirilmesi yoluyla bu ceşit hastalıkların tedavi edilmesi icin
kullanılabilir.(Therapatik klonlama teknolojisi yardımı ile)
- Gen terapisi ve genetik muhendisliği uygulamaları, genetik modifiye yiyecek ve
organizmaların uretimi, genomların sıralanması gibi rekombinant DNA teknolojisi ile
ilişkili teknolojilerin oğrenilmesi icin kullanılabilir.
-Ayrıca araştırmalarda kullanılmak uzere, birbirinin aynısı olan hayvanları ureterek
yapılan deneyler sırasında hayvanlar arasındaki farklılıkların deney sonuclarını
etkilemesini engellemek ve ticarî değeri olan hayvanların hepsinde aynı ozellikleri
yakalamak icin secilen bir hayvanı kopyalayarak coğaltmak icin klonlama teknolojisi
kulanabilir.
4. KLONLANMIŞ HAYVANLAR HANGİLERİDİR ?
Bilim adamları yıllardır hayvanları klonlamaktadırlar. 1952 de; bir iribaş ilk klonlanan
hayvan olmuştur. Dolly� e kadar araştırmacılar kucuk buyuk bircok hayvanı koyunlar,
keciler, fareler, domuzlar, kediler, tavşanlar ve bir gaur da bunlara dahil olmak uzere
kopyalamışlardır. Tum bu klonalar somatik hucre aktarımı teknoloisi ile
yaratılmışlardır. Bugun farklı turlerin sayısı sınırlıda olsa yuzlerce klonlanmış hayvan
bulunmaktadır. Ancak belirli turlerin ornek olarak maymun, tavuk, at ve kopek gibi
klonlama denemeleri başarısız olmuştur. Bazı turler diğerlerine gore somatik hucre
transferine daha fazla direnc gostermektedirler.
5. TRANSPLANTASYONDA KULLANILMAK UZERE CEŞİTLİ
ORGANLAR URETİLEBİLİR Mİ ?
Bilimadamları bir gun terapatik klonlamanın transplantasyon icin doku ve organ
meydana getirilmesinde kullananılacağını umuyorlar. Bu sistem şu şekilde
işleyebilecektir: transplantasyona ihtiyacı olan hastanın DNA�sı cıkartılıp cekirdeksiz
yumurtaya aktarılır. Hasta DNA�sına sahip yumurta bolunmeye başlayınca
embriyonik kok hucreler ekilerek her ceşit dokuya donuşmeleri sağlanacaktır. Bu kok
hucreler hasat ile genetik uyuma sahip doku ve organların meydana getirilmesinde
kullanılacaktır.
Teoride klonlanan organın, hastanın bedenin bu organı reddetme ihtimali
olmaksızın hastaya nakledilmesi bekleniyor. Bir diğer potansiyel uygulama da insana
nakledilebilecek uygun organların ekilebileceği ve elde edilebileceği genetik
modifiyeli domuzları yaratmaktır. Hayvanlardan insanlara doku yada organ transferi
işlemine XENOTRANSPLANTASYON denir. Pirimatlar yerine domuzların
kullanılmasının nedeni ise; her ne kadar pirimatların insanlarla genetik uyumu
birbirine cok yakın olsada pirimatların klonlanması cok zor olmakta ve uremeleri
duşuk oranda olmaktadır. Bu yuzden diğer tum hayvanların arasından en başarılı
şekilde klonlanan ve dokuları ve organları insana en yakın olan hayvanlar olarak
domuzlar kullanılmaktadır.
6. KLONLAMANIN RİSKLERİ NELERDİR ?
Ureme amaclı klonlama pahalı ve yuksek oranda verimsizdir. Klonlama
girişimlerinin %90 �ından fazlası yaşayabilecek dollerin uretiminde başarısızlıkla
sonuclanmaktadır. Bir tane yaşabilecek klon uretimi icin 100 �den fazla nuklear
transfer prosedurunun uygulanması gerekli olmaktadır. Tum bunların yanında klon
hayvanlar bağışıklık sistemi problemleri, tumor oluşumları ve diğer ceşitli
bozukluklara sahip olabilmektedirler. Klon canlıların bazı genlerinin etkinleşmesi
gereken zamanlarda etkinleşmediğini ve etkin olmaması gereken zamanlarda
etkinleştiğini gosteren araştırmalar yapılmıştır. Orneğin Dolly�nin kucuk yaşta eklem
iltihaplanmasına yakalanması bununla acıklanmaktadır. Klon canlıların erken
yaşlanması da bir başka sorun olarak varlığını surdurmektedir. Problemler, verici
hucreden alınan genetik materyalin programlama hatalarından da
kaynaklanabilmektedir.
7. İNSANLAR KLONLANABİLİR Mİ ?
Klonlanmış insan aslında cok yabancı olduğumuz bir terim değil. Tek yumurta ikizi
olarak adlandırılan ikiz ceşitleri (duruma gore ucuz ve dorduz de olabilir) aslında
birbirlerinin doğal yoldan klonlanmış halleridir. Normal doğumların yaklaşık %1.3
'unde bu olaya rastlanır. İkizlerin aksine gercekte Dolly genetik annesinin %100
kopyası değil. Dolly�ye aslında �DNA klonu� ya da �genetik klon� demek daha doğru
olur. Cunku Dolly genetik annesi ile aynı hucre cekirdeği DNA�sını paylaşıyor ancak
hucre sıvısı, mitokondri organelinde bulunan DNA, ayrıca buyuduğu embriyonik
ortamı genetik annesinden farklı. Genler surekli olarak bulundukları ortamla diyalog
icindedirler ve cevresel faktorlere gore genomun uygulama alanları değişir. İkizler
aynı DNA, aynı sitoplazma ve aynı ortamı paylaşarak dunyaya gelseler dahi yaş
ilerledikce aralarında genetik farklılaşma başlayacaktır. İkizlerde bile boyle bir
farklılaşma oluyorsa, ikizlere gore daha fazla farklılığa sahip klonlarda bu durum daha
da fazla etkisini gosterecektir. Bu nedenle bilimsel olarak ne Beethoven,ne Newton,
ne Einstein ne de yaşayan herhangi bir insanın %100 kopyasının dunyaya gelmesi
olası değildir. Zaten bir insanı o kişi yapan sadece o kişinin DNA�sı değil aynı
zamanda da o kişinin yaşadığı ortam ve yetiştirilme koşullarıdır.
Ancak soz konusu klonlama doğal olarak değilde (tek yumurta ikizleri gibi ) insan eli
ve teknoloji ile oluyorsa ortaya bir cok etik problem ve uygulama zorlukları
cıkmaktadır. En buyuk problemelerden biri ise bir cok klon hayvanda olan
enfeksiyondan dolayi erken olum ve diğer komplikasyonlardır. Aynı problemlerin olası
insan klonlarında da oluşacağı beklenmektedir. Buna ek olarak bilim adamları
zekasal gelişimin de nasıl olacağını bilememektedirler. Bir inek yada fare icin
zekasal yada ruhsal durumlar onemsiz sayılsa bile insan icin boyle faktorleri goz ardı
etmek imkansızdır.
Bu kadar cok bilinmeyenin icinde insan klonlamak potansiyel bir tehlike ve etik
acıdan sorumsuzluk olarak gorulmektedir.
8. KLONALAMANIN TERCİH EDİLMESİNİN NEDENLERİ VE ETİK
ACIDAN PROBLEMLER ?
İnsan klonlamın etik acıdan iyi ve kotu yonleri vardır.
Bunları şoyle sıralayabiliriz:
1) Buyuk insanların veya efsanevi derecede guzel kişilerin tekrarlanması.
2) Kalıtsal hastalık tehlikesini azaltmak icin sağlıklıların coğalması.
3) Kalıtımsal aynı nitelikleri taşıyan kişilerin, insanın gelişimi, doğanın ve cevrenin
selektif anlamı hakkındaki bilimsel araştırmalar icin uretilmesi.
4) Kısır ciftler icin cocuk sahibi olma.
5) Savaş, haberalma veya spor alanlarında kullanılmak uzere identik kişilerden
oluşan grupların oluşması.
6) Doku aktarımları icin organ rezervleri olarak kopyaların uretilmesi.
Yine ayrıca bazı alanlarda benzer insanların kullanımı da insan yığınlarının savaş,
haberalma gibi alanlarda kotuye kullanılmasını sağlar. Yine bazı cevreler,
kopyalamayı ileride gerekebilecek organ nakilleri icin bir depo gibi kullanabilme
duşuncesi ile desteklemektedirler. Bu durum ise tıp etiği acısından insan ahlakına
aykırıdır.
Nitekim ileride organ gerekebileceği duşuncesinden hareketle bir cenini uretmek ve
sonra da gerekince onu parcalayarak organını almak ahlaki bir olay değildir.
OZET:
Klonlama teknolojisi son yıllarda sağlık alanındaki en onemli gelişmelerden birisi
olarak kabul edilmektedir. Ozellikle somatik hucre aktarımının geliştirilerek dunyanın
her yerinde; kok hucreler yardımı ile hastalıklarına care bulmayı bekleyen insanlara
yardım edilebilmesi icin yapılan calışmalar; teknolojinin de yardımı ile yakın
gelecekte kişisel organ uretimi ile insanların hayatta kalmaları sağlayabilecektir. Eğer
bu organ uretimi gercekleştirilebilirse; uretilen organlar kişilerin kendi kok
hucrelerinden elde edilecekleri icin doku ve kan uyuşmazlığı gibi problemler
yaşanmayacak ve gunumuzdeki transplantasyonlar sonrası yaşanan komplikasyonlar
direk olarak ortadan kalkacaktır. Ayrıca organ beklemek, vericinin bulunamaması ve
bu yuzden insanların hayatlarını klaybetmesi gibi durumlar var olmayacaktır. Bununla
birlikte doğuştan gelen ceşitli hastalıklar, sonradan oluşan rahatsızlıklar (
sakatlıklar,omurilik problemleri gibi) ozelleşmiş kok hucrelerin transferi ile
cozulebilecek ve insan hayatının kalitesi arttırılabilcektir. Somatik hucre transferinin
yanı sıra ureme amaclı klonlama ile soyu tukenme tehlikesi altında olan hayvanlar
yaşatılabilecek, araştırmalarda kullanılabilecek aynı turdeki aynı ozellikte hayvanların
uretilmesi sağlanarak yapılan deneylerde deneğe bağlı oluşan hatalar ortadan
kaldırabilecek ve belki de araştırmaların hız kazanması sonucu klonlama
teknolojiside dahil bir cok uygulama daha hızlı uygulamaya gecirilebilecektir. Ayrıca
cocuk sahibi olamayan insanlar icin gunumuzde de kullanılmakta olan tup bebek
teknolojisi daha da geliştirilerek hic bir hata olmaksızın ciftlerin cocuk sahibi olmaları
sağlanacaktır. Bu iki yontemin yanında rekombinant DNA teknolojisi ile gerek ceşitlilik
acısından gerekse kullanılabilir kaynak elde etmek acısından gelişimi son derece
yararlı olacak bir calışma olarak devam etmektedir. Ancak tum bu olumlu gelişmelere
rağmen klonlanmış hayvanların yaşadığı problemler, erken olumler, karşılaşılan
komplikasyonlar ve cevaplanamayan bir cok soru bilim adamlarını insan
klonlamaktan tamamen uzak tutmaktadır.
Teknolojik acıdan gelişimin bu şekilde yararlı olacak olması etik cevrelerin endişe
ve kaygılarını gidermemektedir. Etik cevreler ozellikle terapatik klonlamada kok hucre
uretimi icin kullanılan embriyoların parcalanmasından ve yok ediliyor olmasından son
derece rahatsızlık duymaktadırlar. Bunu oluşabilcek bir canlının yaşama şansının
elinden alınması olarak gormektedirler. Bu yuzden sonun kadar bu işe karşı
cıkmaktadırlar ki zaten insan klonlanması gibi bir durumun kabul edilemez olduğunu
ancak; bir yaratıcı gucun yaratma hakkı olduğunu savunmaktadırlar. Etik cevrelerin
bu yondeki eleştirileri dunyayı da ikiye bolmu durumdadır. Belli bir kısım klonlamanın
her ceşidine karşı cıkarken (hatta calışmaları yasaklarken) bir kısmı ise yalnızca
hastalık tedavisinde kullanılmak uzere embriyo uretimine ve araştırmalar icin yapılan
klonlamalara izin vermekte ve ozellikle terapatik klonlamanın gelişimini
desteklemektedirler.
__________________