YABANARISIYLA CİCEĞİN ŞAŞIRTICI ORTAKLIĞI
Bilimadamlarının doğadaki canlılar uzerinde yaptıkları detaylı gozlemler, bizlere canlıların sahip oldukları ustun tasarımın yanısıra, birbirinden farklı canlı turleri arasındaki dayanışma hakkında da şaşırtıcı gercekler sunar. Unlu bilim dergisi Nature bunyesindeki www.enature.com sitesinde duyurulan bir haberde, Kuzey Amerika’da yaşayan bir yabanarısı turu ile shootingstar ciceği arasındaki olağanustu dayanışma konu edilmektedir. Bu canlıların yapıları ve birbirlerine olan etkileri duşunulduğunde, canlı turleri arasındaki karşılıklı yardımlaşmanın boyutları ortaya cıkar. Bu durum evrim teorisi acısından onemli bir sorun meydana getirir. Cunku bu teoriye gore tum canlılar tesadufen bugunku hallerine gelmiştir ve doğadaki ortak yaşam da tesadufi bir birikimdir. Oysa tesaduflerin hakim olduğu bir ortamda ince hasaplara dayanan, ustelik de karşılıklı fayda getiren hareketlerin, duşunme kabiliyetinden yoksun bu canlılarda gelişebileceğini iddia etmenin tutarsızlığı ortadadır.
Şimdi “Shootingstar” adlı bitkiden insanı şaşkınlığa duşuren bir şekilde polen cıkaran Bombus pennsylvanicus adındaki bir yabanarısını ele alalım. Kuzey Amerika’da yaşayan bu yabanarısı kolonisinde, kralicelerinin varlığı, arı neslinin devamı acısından oldukca onemlidir. Kralice arılar kışı gecirdikleri yuvalarından bahara doğru cıkarlar, yapmaları gereken şey, yeni nesil yeraltı kolonilerini kurmaktır. Tamamı kısır dişilerden oluşan işci arılar ise besin bulmanın yanısıra larva ve pupaların bakımı ve ihtiyaclarıyla da ilgilenirler. Sezon sonunda, erkek arılar ve genc kralice arılar ortaya cıkar, yuvayı terkeder ve ciftleşirler. Erkekler, yaşlı kralice arılar ve işciler olurler. Yeni kralice arılar ise kışı gecirir ve bu donguyu devam ettirirler.
İşte yeni bir nesil yetiştirip koca bir koloni kurma gibi kulfetli bir işe girişecek olan genc kralice icin cok onemli bir kaynak gerekmektedir: “besin”. Kralice arı elbette kendi besinini uretebilecek imkanlara sahip değildir, o halde bu ihtiyacını cevresinden gidermelidir. Boylece kralice arı bu oldukca fedakarlık gerektiren gorevine koyulur. Bu arayışı sırasında karşısına cıkan ciceklerden bir tanesi ozel bir oneme sahiptir. Shootingstar adı verilen bu cicekte kralice arının ihtiyacı olan polenden bulunmaktadır; ustelik onemli miktarlarda. Shootingstar ciceği, arı icin hayati onemi bulunan polenden fazla fazla bulundurmanın yanısıra, tam da arının yuvasından polen aramak icin cıktığı donemde cicek acmasıyla da arı icin ozel olarak hazırlanmış bir sofra olma ozelliği gosterir. Ancak bu bitkinin cicekleri aşağı bakmaktadır. Bu durumda arının polenlere ulaşması hic de kolay gorunmemektedir. Oysa yabanarısı bu sorunu aşmada zorlanmaz. Ciceğe cene ve kollarıyla sıkıca tutunan yabanarısı, bedeninin alt kısmını ciceğin yere bakan yuzundeki ağıza gelecek şekilde yerleştirir. Ciceğin icinde bulunan polenleri dışarı cıkarabilmesi icin ise yeni bir işlem gerekmektedir. Arı, kasık kısmını gozle takip edilemeyecek kadar hızlı( saniyede 300 defa) titreştirir. Titreşimler sayesinde polenler bitkinin ic kısmındaki gozeneklerden dışarı hareket eder. Boylece arı yakaladığı polenleri, yetiştireceği yeni nesil arılara goturmek uzere yola koyulur. Bu sayede shootingstar ciceği de onemli bir fayda elde etmiş bulunmaktadır: cicekteki polenin başka ciceklere gonderilerek dollenmeleri gerekmektedir, ve yerinde sabit duran cicek bunu arı sayesinde başarmıştır. Başka cicekleri ziyaret eden arının vucuduna yapışmış polen tanecikleri dollenmeyi başlatmıştır. Boylece varoldukları ilk andan itibaren birbirlerine faydalı ozelliklerle donatılmış bu canlılar arasında başarılı bir ortaklık gercekleşmiştir.
Peki ama bu ortaklık nasıl meydana gelmiş olabilir? Biraz duşunulduğunde bu olayın gercekleşmesinde ne arının ne de ciceğin bir iradesinin olmadığı kolayca anlaşılmaktadır. Kucucuk bir bocek nasıl olur da icini gorup ulaşamadığı bir ciceğin icinden polenleri almak icin boyle bir yontem geliştirebilir. Bunu başardığını kabul etmek mumkun değildir, cunku burada ciceğin ve kendi bedeninin ozelliklerini kıyaslamada ve kafa yorarak bu cıkmazdan kendisini kurtaracak bir akıl gostermelidir. Duşunme yeteneğinden mahrum bu bocek bunu kendi akletmiş olabilir mi? Elbette ki buna verilecek cevap “hayır” olacaktır. Unutulmamalıdır ki yabanarısı dunyaya geldiği ilk sezonda bu işi becerebilmektedir. Demek ki bu yetenekle donatılmış olarak yaratılmıştır. Başka bir deyişle yaptığı bu hareketlerde tezahur eden akılın sahibi kendisi değil, onu ozel olarak tasarlamış ve mukemmel yeteneklerle donatmış olan Allah tır. Furkan Suresi’nin 2. ayetinde“... Herşeyi yaratmış, ona bir duzen vermiş, belli bir olcuyle takdir etmiştir” diye buyrulmaktadır. Bu arının ciceğe ulaşmasının ve ondan polen elde etmesinin Allah’ın kontrolunde olduğu ise Kuran’da şoyle belirtilmektedir:
“Rabbin balarısına vahyetti: Dağlarda, ağaclarda ve onların kurdukları cardaklarda kendine evler edin. Sonra meyvelerein tumunden ye, boylece Rabbinin sana kolaylaştırdığı yollarda yuru-ucuver. Onların karınlarından turlu renklerde şerbetler cıkar, onda insanlar icin bir şifa vardır. Şuphesiz duşunen bir topluluk icin gercekten bunda bir ayet vardır”. Nahl Suresi, 68-69.
http://www.enature.com
adresinden alınma bir haber, yeni eklenmiş siteye
http://www.enature.com/fieldguide/sh...?RECNUM=WF0893
adresinde shootingstar ciceğinin resmi var,
http://www.enature.com/fieldguide/sh...&recnum=IS0154
adresinde de american bumblebee adındaki arının bir resmi bulunuyor.
__________________