Vucuda Oksijen Dağıtılıyor
Aort atardamarı, kanın kalpten cıkış noktasıdır. İcinde oldukca fazla miktarda kan barındırır ve genişliği yetişkin bir insanda 2,5 cm'i bulmaktadır.101 Bu damar, temiz kanı diğer damarlara dağıtacak ana damar olduğundan son derece dayanıklı ve guclu olmalıdır. Cunku kan, bu damardan oldukca yuksek bir basıncla dağıtılır. Ve tam olması gerektiği gibi, son derece ozel bir tasarımı vardır.
Kanın icindeki bir hucre, beden icindeki yolculuğuna sol kulakcıkta başlar. Butun bedeni ceşitli damarlar yoluyla kateden hucre, akciğerlere donduğunde yolculuğunu bitirmiştir. Bu yolculuk sırasında ayak parmağından beyne kadar ulaşmakta, mikronlarla olculen kılcallara kadar tum damarları guzergah olarak kullanmaktadır. Bu arada vucut dokularına oksijen bırakır, karbondioksiti de alarak akciğerler yoluyla vucuttan atılmasını sağlar.
Kalpten cıkan aort ve akciğer atardamarı, uc tabakadan meydana gelmiş damarlardır. En dışta lifli bağ dokudan meydana gelmiş bir dış tabaka vardır. Bu tabakadaki bağ dokusunun varlığı son derece onemlidir. Bu dokuda bulunan elastik lifler, her turlu basınca karşı dayanıklılık sağlamaktadır. Eğer damarların bu ozelliği olmasaydı, kalbin atış kuvveti ile son derece basınclı gelen kan, bu damarların yapısını kacınılmaz olarak bozacak hatta yırtılmalarına neden olacaktı. Allah'ın bu onemli damarda sergilediği tasarım, "orneksiz yaratan" anlamına gelen Bedi isminin bir başka tecellisidir. Bu atımın gunde yuzlerce kez gercekleştiği gerceğini de goz onune alırsak, damarın sadece bir gun icinde parcalanma ihtimali oldukca yuksek olacaktı. Ama soz konusu korunma sistemi bu ihtimalleri ortadan kaldırmış ve uzun bir omur boyunca damarın bu basınca karşı koymasını sağlamıştır. Bu aynı zamanda koruyan ve gozeten Allah'ın kullarına karşı şefkatinin de bir gostergesidir.
Aort damarının orta kısmında duz kaslardan meydana gelen elastik lifler bulunur. Bu kaslar, gonderilen kanın miktarının ayarlanması icin oldukca buyuk bir oneme sahiplerdir. Kaslar, daralıp acılarak atardamarın capını azaltıp artırmaya yarar. Organ ve dokulara giden kan miktarı, bu elastik yapı sayesinde dengelenir. Aortun ve akciğer atardamarının ic yuzeyinde ise tek sıralı yassı epitel dokudan oluşmuş bir tabaka bulunmaktadır.102 Bu dokunun son derece onemli bir ozelliği vardır. Bu doku sayesinde damarın ic yuzeyi adeta cilalanmış gibidir. Bu cilalı ve yağlı yuzey, surtunmeyi azaltmakta ve kanın kolaylıkla ve suratli olarak akıp gitmesini sağlamaktadır.
Aort damarı, sola doğru bir yay cizerek ikiye ayrılır. Uste giden damar baş ve kollara, alta ayrılan damar ise ceşitli yan damarlarla diğer organlara yayılır. İstirahat koşullarında atardamarlar, akciğerlerden oksijeni aldıktan sonra, genel olarak 10 saniyeden az bir zamanda bunu dokulara ulaştırırlar. Ancak ağır egzersiz yapıldığı zamanlarda atardamarlardaki kanın hızı daha da artar. Kandaki hucreler artık oksijeni 2-3 saniye gibi kısa bir zaman icinde taşıyabilirler. Bu nedenle Allah'tan aldıkları ilhamla vucudun ihtiyacını cok iyi gozetme yeteneğine sahip olmuşlardır. Atardamarların bir başka onemli ozelliği ise, kanın kalpten aralıklı gelmesi sırasında yuksek basınclı bir rezervuar oluşturması ve kanın bir kısmını, ikinci bir kalp vurumuna kadar depo etmesidir. Bu gorev icin yukarıda bahsettiğimiz ozel tasarım son derece onemlidir. Atardamarlar, sahip oldukları genişleyebilen kas yapıları sayesinde boyle bir depolama işlevine sahiptirler. Bu ozellik, bedende surekli kan bulunmasını sağlar. Damarlardaki bu esneklik başka acılardan da onemlidir. Atardamar esnek olduğu icin, kan bu sisteme pompalandığında basıncın aşırı yukselmesi onlenir. Aynı zamanda esneklik, kalp atımları sırasında yuksek atardamar basıncını devam ettirerek dokulara kesintisiz olarak kan akımının devam etmesini sağlar.103 Allah, damarlara verdiği esneklik ozelliğini, vucudun dengesini muhafaza edecek pek cok detay icin gerekli kılmıştır.
Aort atardamarı kalpten cıkarak bir yay şeklinde ikiye ayrılır. Uste giden damar baş ve kollara, alta ayrılan damar ise ceşitli yan damarlara ve organlara gider. Dinlenirken aort, akciğerdeki oksijeni 10 saniyeden az bir zamanda dokulara taşır. Egzersiz zamanlarında ise, bu hız 2-3 saniyeye kadar duşer.
Atardamarlar genellikle vucudun dokularına gomulmuş olarak derinlerde bulunurlar. Ancak bazı yerlerde, orneğin el bileğinde, şakaklarda, boyunda, ayak sırtında ve ayak bileğinin dış yanında yuzeye yakındırlar. Bu bolgelerde, her kalp atımında kanın atardamarın duvarına basıncla vurarak gecişi hissedilebilir. Basınc o kadar yuksektir ki, deri altından bile bu hareket kolaylıkla hissedilebilir.
Atardamarların vucudun dokularında gomulu olması yaşamımız icin son derece onemli bir tedbirdir. Atardamar, alınmış bu tedbir sayesinde yaralanmalar sırasında kolaylıkla hasar gormez. Damarları, bunların icindeki kanı sahip olduğu tazyikle birlikte yaratan ve tum bunları her an denetleyen Rabbimiz, bu kusursuz duzen ile insanı her an karşı karşıya kalabileceği onemli bir tehlikeden korumuştur. Sadece bu sebep bile, insanın Allah'a yonelip ona şukretmesi icin yeterlidir.
Yaralanmalar sırasında hasar goren genellikle toplardamarlardır. Bu damarlar, daha sonra detaylı inceleyeceğimiz gibi basınclı ve akışkan bir kana sahip değildirler. Bu nedenle yaralanma sırasında kan, ağır ve kıvamlı bir şekilde dışarıya akarak kolay pıhtılaşmaya olanak sağlar. Ancak atardamarın hasar gormesi durumunda, acık kırmızı renkteki basınclı kan, dışarıya hızla fışkırarak akar. Bu oldukca tehlikeli bir kanamadır ve kısa sure icinde tedbir alınmadığı takdirde kan kaybından olume neden olur.