
Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan'ýn eþi Emine Erdoðan, Ýsrail ile Hamas arasýndaki çatýþmalara iliþkin Amerikan haber dergisine röportaj verdi. Erdoðan, Gazze'deki mevcut durumla ilgili düþüncelerinin sorulmasý üzerine, "Bugün iþgal altýndaki Filistin topraklarýnda, özellikle de Gazze'de 7 Ekim'den bu yana Ýsrail tarafýndan gerçekleþtirilen saldýrýlarla savaþýn kadýn ve çocuklar üzerinde býrakabileceði en aðýr sonuçlarý görmekteyiz. Yakýn tarihte eþi benzeri görülmemiþ bir þiddette, Ýsrail'in Filistin'deki siviller üzerine kurþun ve bombalar yaðdýrmasý karþýsýnda hepimiz büyük bir dehþet ve endiþe içindeyiz. Bugün Gazze'de saatte 5 çocuk öldürülürken, 7 bebek bombalar arasýnda dünyaya gözlerini açýyor. Dünyanýn neresinde doðduðu önemli deðil; her çocuðun güvenli ve sýcak bir yuvada yaþamaya, iyi bir eðitime ve saðlýk hizmetlerine eriþime hakký vardýr. Filistin'in çocuklarý ileUkraynalý, Avrupalý, Amerikalý, Türk veya diðer ülkelerdeki çocuklar arasýnda, haklar ve fýrsatlara eriþim noktasýnda hiçbir fark görmüyoruz, göremeyiz" dedi.
Ýlginizi Çekebilir
'SAVAÞ SUÇLARI ÝÞLÝYOR'
Bugün Gazze'de yaþananý bir savaþ olarak adlandýrmanýn mümkün olmadýðýný belirten Erdoðan, "Bu örgüt refleksleriyle hareket eden bir devletin, son model teknolojik silahlarýyla kadýn-erkek, çocuk-yaþlý ayýrt etmeksizin toplu bir cezalandýrma yöntemini gütmesidir. Örgüt refleksi diyorum, zira medeni devletlerin çatýþmalarda dahi gözettiði bir hukuk vardýr. Ancak Ýsrail'in Filistin'de ayrým gözetmeme, orantýlý cevap verme, kimyasal ve biyolojik silah kullanmama gibi en temel savaþ hukuku ilkelerini dahi pervasýzca ihlal ettiðini görüyoruz. Filistin'de bir devlet, açýkça küresel insani deðerlere ve uluslararasý hukuka karþý gelerek insanlýða karþý suça varan savaþ suçlarý iþliyor. Böylesi bir vahþeti; sadece Filistin'i, sadece bölge ülkelerini ya da sadece Müslüman ülkeleri ilgilendiren bir sorun olarak göremeyiz. Dünyanýn barýþ, düzen ve güvenliðini korumakla mükellef Birleþmiþ Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi 5 üyesine, Birleþmiþ Milletler yetkililerine ve küresel deðerlerin savunucusu olma iddiasýnda olan Batý ülkelerine sormak lazým; ateþkesin saðlanmasý, insani yardýmýn bölgeye acilen ulaþtýrýlmasý, bütün dünyanýn güvenliðini tehdit eden krizin derhal durdurulmasý için neyi bekliyorsunuz? Sivillerin açýkça ve kitlesel olarak hedef alýndýðý bir çatýþmada, BM Genel Kurulu'nca kabul edilen ateþkes çaðrýsý kararýna 'hayýr' diyen Güvenlik Konseyi daimi üyesi ülkeler oldu. Tarih, engel olunabilecekken, seyirci kalýnan büyük kýyým ve savaþlarýn ibretleriyle doluyken, krizi durdurabilecek güçte olan bu ülkeler neden sorumluluðu üstlenmekten kaçýyor? Lafý eðip bükmeden söylemek istiyorum; hiçbir ideoloji, hiçbir siyasi menfaat, hiçbir ekonomik kazanç masum bir insanýn canýndan daha deðerli deðildir" ifadelerini kullandý.
'GEREKLÝ ÇABAYI GÖSTERMEYE HAZIRIZ'
Türkiye olarak, geçmiþte olduðu gibi bugün de zulümün ve mazlumun yanýnda olacaklarýný kaydeden Erdoðan, Cumhurbaþkaný Erdoðan'ýn giriþimleri baþta olmak üzere, her kurum ve araçla yaþanan katliamý dünyaya duyurmak ve saldýrýlarý durdurmak için yoðun çaba gösterdiklerini vurgulayarak, "Ülkemiz, insani yardým çalýþmalarý kapsamýnda Filistin halkýna her türlü desteði eksiksiz sunmak için gayretlerini sürdürmeye devam edecek. Türkiye'nin bölgedeki krizlerin ve sorunlarýn çözümünde kilit ülke olduðunu vurgulamam gerekiyor. Bu baðlamda tesis edilecek barýþýn korunmasý için garantörlük de dahil olmak üzere gerekli çabayý göstermeye hazýrýz. Filistinlilerin kendi topraklarýnda özgür ve güvenli bir þekilde yaþamalarýný saðlamak için elimizden gelen her þeyi yapmaya kararlý olduðumuzu bilmenizi isterim. Yalnýzca Müslüman deðil, vicdan sahibi her ülkeden de ayný hassasiyet ve yaklaþýmý bekliyoruz, beklemeliyiz" dedi.
Emine Erdoðan: Bugün, hepimizin sesi Filistinlilerin sesi olmalý
'BARIÞ ÝÇÝN HER TÜRLÜ ADIMI ATACAÐIZ'
Erdoðan, 'Ýsrail'in eylemleri ve Gazze'deki durum açýsýndan sizin ya da Cumhurbaþkaný'nýn bir kýrmýzý çizgisi var mý? sorusuna da þöyle yanýt verdi:
"Vicdanlý her insan için kýrmýzý çizgi iþlemediði bir suçtan dolayý alýnmýþ masum bir insanýn caný, bir bebeðin bir damla gözyaþý, bir çocuðun 'yaþamak istiyorum' haykýrýþý olmalýydý. Uluslararasý toplum için, çocuklar üzerine kimyasal silahlar atýldýðýnda, BM tesisleri dahil sivil yerleþimler hedef alýndýðýnda, korumakla mükellef olduðumuz insani yardým çalýþanlarý mektupla yardým çýðlýðý attýðýnda hepimizce kýrmýzý çizgi geçilmiþ olmalýydý. Bizim inancýmýza göre masum bir insanýn ölümü 'insanlýðýn ölümü' ile denktir. Ýnsanlýðýmýzý, bir bir öldürülen Filistinli kardeþimizle birlikte gömerken, hangi kýrmýzý çizgiden bahsedebiliriz ki? Burada uluslararasý topluma sormak gerek; insanlýðýn kýrmýzý çizgisi nerededir? Bu vahþeti durdurmak için hangi kritik ölüm eþiði bekleniyor? Haftalardýr devam eden saldýrýlar karþýsýnda uluslararasý toplumda vicdanlarý saðýr eden bir sessizlikle karþý karþýyayýz. Bu 40 günlük sessizliðin bedelini, belki nesiller boyu süren tamir ve yeniden güven inþasýyla ödemek zorunda kalacaðýmýzýn ne kadar farkýndayýz? Bir anne, bir kadýn, bir insan olarak, çocuklarýmýza ve torunlarýmýza bu korkunç mirasý býrakmayý reddediyorum. Türkiye olarak; dili, dini, ýrký ne olursa olsun; insani merhametle kucaklayan, özü itibarýyladeðerli gören, bir küresel anlayýþý savunacaðýz. Bölgede ve dünyada güvenin, istikrarýn, barýþýn tesisi için her türlü adýmý atacaðýz."