1922 yılında, 26 Ağustos ’ta başlayıp 30 Ağustos ’ta Dumlupınar ’da Mustafa Kemal ’in başkomutanlığında zaferle sonuclanan Başkomutanlık Meydan Muharebesi, (İşgal birliklerinin ulke sınırlarını terk etmesi daha sonra gercekleşse de) sembolik olarak ulke topraklarının geri alındığı en buyuk zaferdir. Zafer Bayramı olarak kutlanan bu gunu biz de Nazım Hikmet ’in Kurtuluş Savaşı Destanı olarak yazdığı buyuk eserinden, ozellikle Buyuk Taarruzun anlatıldığı bolumden aldığımız dizelerle anmak istedik. ZAFER BAYRAMI KUTLU OLSUN…
1. Kocatepe
Kocatepe yanık ve ihtiyar bir bayırdır,
ne ağac, ne kuş sesi,
ne toprak kokusu vardır.
Gunduz guneşin,
gece yıldızların altında kayalardır.
2. Evimize aşkımıza ve kendimize dair sesler
Ve şimdi gece olduğu icin
ve dunya karanlıkta daha bizim,
daha yakın,
daha kucuk kaldığı icin
ve bu vakitlerde topraktan ve yurekten
evimize, aşkımıza ve kendimize dair
sesler geldiği icin
3. Şayak kalpaklı nobetci
kayalıklarda şayak kalpaklı nobetci
okşayarak gulumseyen bıyığını
seyrediyordu Kocatepe ’den
dunyanın en yıldızlı karanlığını.
4. Dağlarda tek tek ateşler yanıyor
Duşman uc saatlik yerdedir
ve Hıdırlık Tepesi olmasa
Afyonkarahisar şehrinin ışıkları gozukecek.
Kuzeydoğuda Guzelim Dağları
ve dağlarda tek
tek
ateşler yanıyor.
5. Yalnız suların yaptığı yolculuk
Ovada Akarcay bir pırıltı halinde
ve şayak kalpaklı nobetcinin hayalinde
şimdi yalnız suların yaptığı bir yolculuk var
6. Guzel ve rahat gunlere inanıyordu
Dağlarda tek
tek
ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar oyle ışıltılı, oyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
guzel, rahat gunlere inanıyordu…
7. Paşalar onun arkasındaydılar
Ve gulen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
Birdenbire beş adım sağında onu gordu.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu.
Paşalar: ‘uc ’ dediler.
8. Sarışın bir kurda benziyordu
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gozleri cakmak cakmaktı.
Yurudu ucurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
9. Bir yıldız gibi kayarak
Bıraksalar
ince, uzun bacakları ustunde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe ’den Afyon Ovası ’na atlayacaktı.
10. Anadolu toprağı uyanıyor
Dağlar aydınlanıyor.
Bir yerlerde bir şeyler yanıyor.
Gun ağardı ağaracak.
Kokusu tutmeğe başladı:
Anadolu toprağı uyanıyor.
11. Şahlanıp olesi geliyordu insanın
Ve bu anda, kalbi bir şahan gibi goklere salıp
ve pırıltılar gorup
ve cok uzak
cok uzak bir yerlere cağıran sesler duyarak
bir muthiş ve mukaddes mÂcereda,
on safta, en on sırada,
şahlanıp olesi geliyordu insanın.
12. Ve sonra 30 Ağustos
Sonra.
Sonra, 30 Ağustos ’ta duşman kuvÂ-yı kulliyesi imha ve esir olundu.
Esirler arasında General Trikopis,
Alaturka sopa yemiş bir temiz
ve sırmaları kopuk Frenk uşağı…
13. Bu memleket bizim
Ali Onbaşı bir şimşek hızıyla duşundu
Ve şu turkuyu duydu.
“Dortnala gelip Uzak Asya ’dan
Akdeniz ’e bir kısrak başı gibi uzanan
bu memleket bizim.
Bilekler kan icinde, dişler kenetli, ayaklar cıplak
ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha acılmasın,
yok edin insanın insana kulluğunu,
bu dÂvet bizim…”
14. Bu hasret bizim
“Yaşamak bir ağac gibi tek ve hur
ve bir orman gibi kardeşcesine,
bu hasret bizim”
15. 9 Eylul ’de İzmir ’e girdik
Sonra.
Sonra, 9 Eylulde İzmir ’e girdik
ve Kayserili bir nefer
yanan şehrin kızıltısı icinden gelip
ofkeden, sevincten, umitten ağlaya ağlaya,
Guneyden Kuzeye,
Doğudan Batıya,
Turk halkıyla beraber
seyretti İzmir rıhtımından Akdeniz ’i…
16. Kuvva-i Milliye Destanı ve Nazım Hikmet
Kurtuluş Savaşı Destanı ’nı (KuvÂ-yı Milliye Destanı) Nazım Hikmet uzun araştırmaları sonucunda 1939-1941 yılları arasında cezaevindeyken yazmıştır. Destanı yazarken yararlandığı en onemli kaynak Ataturk ’un “Nutuk” isimli eseri olmuştur. Destanda anlatılan olaylar gercekten yaşanmış olaylardır ve her bir karakter, halkın icinden cıkmış gercek kahramanlardır. Şair, pek bilinmeyen, kıyıda koşede kalmış isimlerinden yani halktan bir destan yaratmayı tercih etmiş ve bunda da başarılı olmuştur. Şairin destanı yazarken, dayısı ve Ataturk ’un silah arkadaşı General Ali Fuat Cebesoy ’un anılarından, belge ve kaynaklarından yararlandığı da bilinir.