Unutmayalım ki İslĂ‚m bir butundur. Bir kısmıyla amel edip diğer bir kısmını terk veya ihmĂ‚l etmek, kalpteki îmĂ‚nı zaafa uğratır, takvĂ‚ hassĂ‚siyetine mĂ‚nî olur.
İslĂ‚m bizim, ibadet, muĂ‚melĂ‚t, ahlĂ‚k ve beşerî munĂ‚sebetler başta olmak uzere, her hĂ‚limizi tanzim eden tĂ‚limatlar vermektedir.

Muʼmin, hayatının hicbir safhasında AllĂ‚hʼı unutmamalıdır. Nitekim Ă‚yet-i kerîmede;

“AllĂ‚hʼı unutan ve bu yuzden AllĂ‚hʼın da onlara kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın! Onlar yoldan cıkan kimselerdir.” (el-Haşr, 19) buyrulmaktadır.

Her ne hususta olursa olsun ilĂ‚hî emirlere muhĂ‚lif hareket etmek de AllĂ‚hʼı unutmak sadedindedir. Rabbimiz cumlemizi bu gafletten muhĂ‚faza buyursun…

SEN KİMİNLEYDİN?

Bir vĂ‚iz, kursude Ă‚hiret ahvĂ‚lini anlatmaktaydı. Cemaatin arasında Şeyh Şiblî Hazretleri de vardı. VĂ‚iz efendi, CenĂ‚b-ı Hakk ’ın Ă‚hirette soracağı suallerden bahisle:

“–İlmini nerede kullandın, sorulacak! Malını-mulkunu nereden kazanıp nereye harcadın, sorulacak! Omrunu nasıl gecirdin, sorulacak! İbadetlerin ne durumda, sorulacak! HarĂ‚ma, helĂ‚le dikkat ettin mi, sorulacak!.. Bunların ardından, şunlar şunlar da sorulacak!..” diye uzun uzadıya bircok husus saydı.

VĂ‚izi dinleyen Şiblî Hazretleri, yumuşak bir ifĂ‚deyle şoyle seslendi:

“–Ey vĂ‚iz efendi! SuĂ‚llerin en muhimlerinden birini unuttun! Allah TeĂ‚lĂ‚ kısaca şunu soracak:

«Ey kulum! Ben seninleydim, sana şah damarından daha yakındım; fakat sen kiminleydin?!»

İşte Hakk ’a kullukta butun mesele, bu şuur, idrak ve iz ’Ă‚na ve boyle bir kalbî kıvĂ‚ma sahip olabilmektir!.. Hakîkaten, insanoğlu Rabbiyle beraberliği nisbetinde hak yolda ve istikĂ‚met uzeredir. Rabbinden gĂ‚fil kaldığı ve O ’nu unuttuğu olcude de nefsĂ‚niyetin hoyratlığına ve şeytanın idlĂ‚line dûcĂ‚r olmuş demektir.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Ornek AhlĂ‚kından, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan