Alıcı ve satıcının alışverişlerinin hayırlı ve bereketli olması icin yapmaları gereken şey nedir? İşte alışverişi bereketli yapan sır...
Ebû HÂlid Hakîm İbni HizÂm radıyallahu anh ’den rivayet edildiğine gore Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şoyle buyurdu:
“
Satıcı ve alıcı (soz kesip) pazarlığı bitirdikten sonra birbirlerinden ayrılmadıkca alışverişi bozup bozmamakta serbesttirler. Eğer onların her biri karşılıklı olarak doğru soyler (mal ile paranın durumunu olduğu gibi) acıklar ise, alışverişleri bereketli olur. Yok eğer gizler ve yalan beyÂnda bulunurlarsa, alışverişlerinin bereketi kalmaz.” (BuhÂrî, Buyû ’ 19, 22, 44, 46; Muslim, Buyû ’ 47. Ayrıca bk. Ebû DÂvûd, Buyû ’ 1; Tirmizî, Buyû ’ 6, 26; NesÂî, Buyû ’ 4, 8, 11)
TİCARETTE DOĞRULUK VE DURUSTLUK Alışverişte malın ve paranın durumunu olduğu gibi soylemek, varsa kusurlarını gizlememek veya yalan beyÂnda bulunmamak temel ilkedir. Doğru sozluluk, ticÂrette ve kazancta bereket vesilesidir. Aksi ise, alışverişte hayır ve bereket bırakmaz. Doğruluğun ekonomiye bu acıdan etkisi inkÂr edilemez.
Hadis, kazanma ve kÂr kavramına ahlÂkî ve mÂnevî boyut getirmektedir. Demek ki kazanma sadece rakamla ifÂde edilecek bir konu değildir. Onda bir de
“bereket ve hayırlılık yonu” yani “meşrûiyet” tarafı vardır. Bu da durustluk ile sağlanabilmektedir. Yalan soyleyerek veya malın ayıbını gizleyerek, daha doğrusu karşısındakini aldatarak para kazanmak mumkun ise de bu, muslumanca bir tavır değildir. Zira Hz. Peygamber bir başka hadîs-i şerîfinde “Bizi aldatan bizden değildir” buyurmuştur (bk. Muslim, ÎmÂn 164). O halde muslumanın gercek kazancı, butun muamelelerinde muslumanca yani durust davranmaktadır. Doğru sozluluk, ozellikle kul haklarıyla ilgili konularda cok daha buyuk onem arzetmektedir.
Bu acıdan bakıldığı zaman ticÂrî reklÂmların cığırtkanlığa varmaması, yalan ihtiv etmemesi, malın vasıflarını dosdoğru aksettirmesi gerekmektedir. Aksi halde buyuk olcude bir aldatma soz konusu olur. Yalana dayalı reklÂmlarla elde edilen servetlerin, eninde-sonunda elden cıkacağı, kimseye hayretmeyeceği acıktır. Bu durum, sayısız misalleriyle ortadadır.
“Haksız kazanc”, “kara para” gibi kavramlar, muslumanın durustluk vasfına terstir. Az da kazansa muslumana doğruluk yakışır. Cunku bereket durustluktedir. Allah ’ın bereket verdiği kazanc ise, asla kucuk değildir.
HADİSTEN OĞRENDİKLERİMİZ 1. Alışverişe konu olan malın ve paranın ayıbını acıklamak gereklidir. Gizlemek haramdır. Kusurun sonradan ortaya cıkması pazarlığın feshine sebeptir.
2. Yalan berekete mÂnidir.
3. Doğru tÂcir az kÂr etse de kazancının bereketini gorur.
Kaynak: Riyazus Salihin, Erkam Yayınları - Video (İlam Tv)
İslam ve İhsan