Tasavvufî terbiyede bir usûl olarak silsile-i şerîfede bulunan zĂ‚tlar zaman zaman hatırlanıp isimleri anılır. Bu tatbîkat, sĂ‚lihlerin yĂ‚d edilmesiyle kalplere inmesi umulan rahmetten ve yĂ‚d edilen o zevĂ‚tın guzel hĂ‚llerinden bir hisse alabilmek icindir.
SufyÂn bin Uyeyne Hazretleri ve nice buyuk Âlim:
“SĂ‚lihlerin zikredildiği meclislere rahmet iner.” buyurmuşlardır.[1]
Muhammed bin Yûnus Hazretleri de:
“Kalp icin, sĂ‚lihleri hatırlamaktan daha faydalı başka bir şey gormedim.” buyurmuştur.[2]
Zira Hak dostları anıldığı zaman onların hayatlarındaki ibretli kıssalar ve hikmetli hĂ‚tıralar, gonulleri ihyĂ‚ eder. O ornek hĂ‚llere karşı rağbet artar, ruhlar bu ulvî hĂ‚llere meyleder. Bu şekilde bir rahmet, bereket ve sekînet tecellîsi meydana gelir.
SİLSİLE-İ ŞERİF OKUNMASI
Dolayısıyla sadece zĂ‚hiren değil, kalben ve rûhen de sĂ‚lihlerle beraber olmak icin Silsile-i Şerîfe okunması, buyuk bir rahmet ve bereket vesîlesidir. Nitekim Allah dostlarının menkıbelerini ihtivĂ‚ eden ceşitli kitapların te ’lif edilmesi de, onlara muhabbetle yaklaşan mu ’minlerde hep boyle bir ilhĂ‚mı gercekleştirmek icindir.
İmam Ebû Hanîfe g şoyle buyurmuştur:
“SĂ‚lih Ă‚limleri ve guzel ahlĂ‚klarını anlatan kıssalar, bana fıkhın coğundan daha sevimli gelir. Zira bu anlatılanlar, Hak dostlarının edep ve ahlĂ‚kıdır. Nitekim Ă‚yet-i kerîmede şoyle buyrulmuştur:
«İşte onlar AllĂ‚h ’ın hidĂ‚yet ettiği kimselerdir. Sen de onların yoluna uy!..» (el-En‘Ă‚m, 90)”[3]
BĂ‚zı Hak dostları da şoyle buyurmuşlardır:
“SĂ‚lihlerin (birer ibret sergisi olan) kıssaları, AllĂ‚h ’ın ordularından bir ordudur. CenĂ‚b-ı Hak onlarla dostlarının kalbini, istikĂ‚met uzere sĂ‚bit kılar.”[4]
HİKMETLERİ OĞRETEN KISSALAR
Bunun delîli şu Ă‚yet-i kerîmedir:
“Peygamberlerin haberlerinden Sen ’in kalbini (tatmin ve)
teskin edeceğimiz her kıssayı Sana anlatıyoruz. Bu (sûrede ve kıssalarda)
Sana hak, mu ’minlere de bir oğut ve hatırlatma gelmiştir.” (Hûd, 120)
Buna gore peygamberlerin ve sĂ‚lihlerin kıssaları, mu ’minlerin îmĂ‚nını kuvvetlendirir. Sıkıntıda olanlara guzel bir tesellî ve huzur pınarı; rahatlık icindekilere de istikĂ‚met kaynağı olur.
Hak dostlarının hayatları muşahhas ornekler olduğu icin onların kıssalarını okumak, mu ’minlerin azim, gayret ve rûhĂ‚niyetlerini artırır. “Şunu yap, bunu yapma!” gibi nefse zor gelen sozlu tĂ‚limatları kullanmadan, sessiz-sadĂ‚sız bir sûrette ahlĂ‚kı guzelleştirir. HĂ‚diselerin ic yuzunu ve hikmetlerini oğretir. Gecmişteki kĂ‚mil mu ’minlerin guzel hĂ‚llerini ornek almamıza vesîle olur.
Silsile-i Şerîfe ’nin muhtelif vakitlerde okunmasını gerektiren başka sebepler de mevcuttur. En azından kişi, kendisini Peygamber Efendimiz ’e bağlayan zĂ‚tları tanımalı, kimlerin yolundan gittiğini ve kimlerden istifĂ‚de ettiğini bilmelidir. Onları zaman zaman yĂ‚d etmek sûretiyle muhabbetlerini gonlune yerleştirmeli ve boylece tĂ‚bî olduğu yola Ă‚idiyet ve mensûbiyet duygusunu sağlamlaştırmalıdır.
Murîdin, Silsile-i Şerîfe ’deki ustadlarıyla tevessulde bulunarak CenĂ‚b-ı Hakk ’a niyĂ‚z etmesi de mumkundur.
Nitekim
Ebû Saîd Muhammed HĂ‚dimî g şoyle buyurmuştur:
“Kim Hatm-i HĂ‚cegĂ‚n ’dan sonra, zikir telkîni esnĂ‚sında, zikre başlarken ve virdini tamamlayınca silsile-i meşĂ‚yıhı okursa, muhtelif terakkîlere ve mukĂ‚şefelere nĂ‚il olur. Vird ve zikir sahibi kişi, silsile-i meşĂ‚yıhı bilhassa kendisinde rûhĂ‚niyetin gĂ‚lip geldiği zamanlarda okumalıdır. Yine sıkıntı, gam ve kederlerin defedilmesi, murĂ‚dın kolayca hĂ‚sıl olması, ihtiyacların giderilmesi ve hastaların şifĂ‚ya kavuşması icin de Silsile-i Şerîfe okunabilir. Aynı şekilde kişi, Silsile-i Şerîfe ’yi yazıp teberruken yanında taşıyabilir.”[5]
[1] Ebû Nuaym, Hilye, VII, 285; Ahmed bin Hanbel, ez-Zuhd, Beyrut 1420, s. 264; Aclûnî, Keşfu ’l-HafĂ‚, II, 70.
[2] İbnu ’l-Cevzî, Sıfatu ’s-Safve, I, 18.
[3] Kādı IyĂ‚z, Tertîbu ’l-MedĂ‚rik, Mağrib 1965, I, 23.
[4] Kādı IyĂ‚z, a.g.e, I, 23.
[5] Muhammed Emîn el-Kurdî el-Erbilî, Tenvîru ’l-Kulûb fî MuĂ‚meleti AllĂ‚mi ’l-Ğuyûb, Haleb 1411, s. 598.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altın Silsile, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan