“Temizlik îmĂ‚nın yarısıdır.” (Muslim, TahĂ‚ret, 1) hadîs-i şerîfini şĂ‚heser husn-i hatlarla yazarak evlerinin ve cĂ‚mîlerinin duvarlarına asan Osmanlılar, bunları daha ziyĂ‚de gonullerine yerleştirerek kendilerine şiĂ‚r ve dustur edinmişlerdir.Mîmarbaşı Koca Sinan, mu ’minlerin refah, huzur, temizlik ve kolaylığı icin omrunun son demlerine kadar, memleketin her bir koşesine turlu imĂ‚retler, su yolları, ceşmeler ve hamamlar yapmıştır. Onlar temizliği, hem maddî hem de mĂ‚nevî olarak gercekleştirmişlerdir. Cunku temizlik, dînî vazifelerle ic icedir.
EVLERDE HAYVAN BESLENMEZ Temizlik husûsunun kusursuz olması icin koylere varana kadar her tarafta hamamlar yapılmıştır. Musluman evleri, son derece temizdir. Ayakkabılarla aslĂ‚ iceri girilmez. Her yer, namaz kılınabilecek derecede pırıl pırıldır. Evlerde hayvan beslemek diye bir şey yoktur. HattĂ‚ evlere kuş bile sokulmaz.
Bu guzel hasletlerin tabiî bir neticesidir ki Osmanlılar, umûmiyetle gurbuz yapılı, kuvvetli kimseler olarak tebĂ‚ruz etmişlerdir. Batılıların kendi ifĂ‚deleriyle o donemdeki temizlik mahrûmu Avrupa ’nın tek bir şehrinde bile, butun Osmanlı mulkunde bulunanlardan daha cok sayıda sakat ve bicimsiz insanlar vardı.
Meşhur Louvre (Luvr) sarayında helĂ‚nın unutulmuş olması, o zamanki Avrupa ’nın temizlik husûsundaki hĂ‚lini ortaya koymak icin kĂ‚fîdir. Nitekim bir zamanlar Fransa ’da şemsiyenin, sokağa atılan kirli su ve idrardan korunmak icin kullanılmış olduğu da rivĂ‚yetler arasındadır.
OSMANLI ’NIN TEMİZLİK VE NEZAKETİ BĂ‚zı batılı muelliflerin, Osmanlı toplumundaki temizlik ve nezĂ‚kete dĂ‚ir muşĂ‚hedeleri şoyledir:
1) de Thevenot şoyle der:
“Turkler sıhhatli yaşarlar ve az hasta olurlar. Bizim memleketlerdeki bobrek hastalıkları ve daha bir suru tehlikeli hastalıkların hicbiri onlarda yoktur, isimlerini dahî bilmezler. Oyle zannediyorum ki, Turkler ’in bu mukemmel sıhhatlerinin başlıca sebeplerinden biri de sık sık yıkanmaları ve yiyip icmedeki îtidalleridir. Onlar gĂ‚yet az yerler. Yedikleri de, hristiyanlarınki gibi karma karışık şeyler değildir.”
Ricaut:
“Yemeklerden evvel ve sonra elleri yıkamak, Turkler arasında vazgecilmeyecek derecede umûmî bir Ă‚det hukmunu almıştır.” der.
2) B. Tavernier:
“Osmanlıda sofradan kalkılır kalkılmaz mutlaka el ve ağız yıkanır. Onunuze sıcak suyla sabun getirilir. Buyuklerin konaklarında ya gul suyu ya da guzel kokulu başka bir su da ikrĂ‚m edilir. Bunlarla da mendilinizin bir ucunu ıslatırsınız.” der.
3) R. Durdent:
“Turkler, dînî bir vazife olarak gunde beş vakit namaz kılmak ve bircok defĂ‚ abdest almakla mukelleftirler. Onlar bu şekilde rûhen de temizleneceklerine inanırlar.” der.
4) Dr. A. Brayer de:
“Osmanlı, yıkanıp temizlenmeyi hicbir zaman ihmĂ‚l etmez. TĂ‚katten duşse bile cocukları, uşakları veya hanımı vĂ‚sıtasıyla yıkanıp temizlenir. Olduğu zaman cenĂ‚zesi bile şeriat ahkĂ‚mına gore yıkanıp temizlenmeden tabutuna konulmaz. Oysa Avrupalılar, hastalandıklarında veya tĂ‚katten duştuklerinde temizlik kaygısını umûmiyetle unutuverirler. Olunce de evinde bulunabilen en kotu beze sarılıp dikildikten sonra tabuta konulurlar. Âilesi, cesedin en sathî bir şekilde temizlenmesini aklından bile gecirmez.” der.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 2, Erkam Yayınları



İslam ve İhsan