Tup bebekle ilk sağlıklı doğum 1978 yılında gercekleşmiş ve İngiltere'de Louise Brown bu yontemle doğmuştur. Tup Bebek tedavisi, sperm ile yumurtanın vucut icinde değil de, laboratuar ortamında bir araya getirilerek dollemesini ifade eder. Tup bebek işleminde, elde edilen yumurtaların, cevresine belirli sayıda hareketli sperm bırakılarak, spermin kendiliğinden yumurta icerisine girip onu dollemesi beklenirken, mikroenjeksiyon işleminde (ICSI) sperm, ozel aletler yardımıyla yumurtanın icerisine yerleştirilmektedir. Bu şekilde vucut dışında sağlanmış, dollenmiş yumurtaların (embryo), belirli bir sure ozel besleyici sıvılar (kultur ortamı) icerisinde tutularak bolunmeye başlamaları beklenmekte ve daha sonra gelişen embriyolar normal gelişimini surdurebilmeleri amacıyla rahim icine yerleştirilmektedir (embryo transferi).
Tup Bebek
Tupleri olmayan veya herhangi bir nedenle tıkalı olan kadınlar, gebe kalmak icin gecirdiği cerrahi girişimleri başarısız olanlar veya cerrahinin cok riskli olduğu kadınlar, erkekten kaynaklanan nedenlerle cocuk sahibi olamayan ciftler, cocuk sahibi olamama nedeni endometriyozis, rahim ağzının sperm hareketlerini bozması (servikal faktor-immunolojik infertilite), yumurta follikullerinin catlamaması, nedeni belli olmayan infertilitesi olanlar, tekrarlanan 3 aşılamada (inseminasyon) gebelik elde edilememiş veya yaşı 35'in uzerinde olan infertil kadınlar da yapılabilir.
Tup bebek oncesi hazırlık aşamasında, genital muayene ve vajinal ultrasonografi işlemi yapıldıktan sonra kadının, bazal hormon değerleri (E2, FSH, LH, PRL, TSH, P), kulturleri, histerosalpingografi-rahim filmi, gerek gorulurse ofis histeroskopisi (rahim boşluğunun optik cihazlarla incelenmesi) yapılır. Erkeğin de yıkama oncesi ve sonrası sayı ve hareketlilik ve Kruger kriterleri ile bakılmış morfolojik değerlerini de icerir ayrıntıda yapılmış spermiyogram tetkiki gorulur. Erkeğin spermiyogramının yapılabilmesi icin, 3-5 gunluk cinsel perhizle gelmesi ozellikle onemlidir.
Elde edilen bilgiler ışığında, cift birlikte bilgilendirilmelidir. Butun testlerin genellikle IVF uygulaması başlamadan tamamlanması gerekir. Boylece onceden saptanabilecek bir problemin, IVF işlemini etkilemesi onlenebilecek ve ciftin bu konuda bilgilendirilmesi sağlanabilecektir. İnfertil ailenin ilk goruşmeye birlikte gelmesi, tedavinin seciminin yapılması ve kararların ortak olarak alınması acısından son derece onemlidir.
Hastanın tıbbi oykusu alındıktan sonra, adet duzeni, adetlerinin ağrılı olup olmaması, adet kanamasının miktarı, varsa onceki gebelikleri ve gecirdiği operasyonlar dahil bircok konuda sorular sorulur. Erkekten ise genital travma, operasyon, enfeksiyon, kullandığı ilaclar ve gecirdiği hastalıklar hakkında bilgi alınır.
KONTROLLU OVULASYON İNDUKSİYONU, YUMURTALARIN GELİŞTİRİLMESİ
Tup bebek uygulamalarında başarıyı yukseltmek icin, her sağlıklı kadında ayda bir tane gelişen yumurta sayısını arttırmak gereklidir. Bu nedenle yumurtalıklarda daha fazla sayıda yumurta gelişmesi icin gonadotropin dediğimiz iğne-ilaclar kullanılır. Doktorun muayene ve tetkikleri değerlendirmesinden sonra her hastaya ozel dozlarda duzenlenmiş bir ilac dozu ve kullanma şeması verilir. Tedavi protokolunu yaş, daha onceki tedaviye verilen yanıt, daha onceki tup bebek uygulamalarındaki sonuclar ve adetin 2. veya 3. gununde bakılmış olan hormon duzeyleri (FSH,E2,P) belirler.
Tedavinin ilk aşamasında genellikle bir onceki adetin 17-21. gununden itibaren başlamak uzere yumurtalıkları baskılamak icin GnRH analogları denilen bir grup ilac, burun spreyi ya da ciltaltı iğne şeklinde kullanılır. Bu ilacları kullanılırken gorulen adetle birlikte yumurtalıkları uyarıcı ilaclara (gonadotropinler) başlanır ve bunlar, hastanın yumurtalık yanıtına bağlı olarak ortalama 9-12 gun sureyle kullanılır. Bu sure icerisinde, yumurtalıklardaki gelişmekte olan yumurtalar 1-4 gun aralıklarla yapılan ultrasonografik ve hormonal incelemelerle izlenir. Bulgular değerlendirilerek yumurtaların toplanması icin en uygun zaman belirlenir. Yeterli buyukluğe erişen yumurtaların olgunlaşması icin hCG (human chorionic gonadotropin) adlı ilaclar belirtilen saatte ve dozda uygulanır. Bu ilaclardan 33-36 saat sonra yumurta toplama işlemi yapılır. Ortalama %10-15 kadında işlem, yetersiz yumurta gelişimi, erken yumurtlama, hormonlarda istenmeyen değişiklikler gibi nedenlerle yumurta toplama aşamasından once sonlandırılabilmektedir.
TUP BEBEK TEDAVİLERİNDE KULLANILAN İLACLAR
Follitropinler (Puregon, Gonal F) ileri teknoloji ile (DNA rekombinasyonu) uretilirler. İcinde FSH bulunan bu ilaclar, laboratuar ortamında doku kulturlerinde geliştirilirler. Diğerlerine gore daha yeni olup her ampuldeki ilac dozları standarttır. Cilt altı veya kas icine enjeksiyonla kullanılabilirler.
Urofollitropinler; hp-FSH (Fostimon) da kullanılabilecek başka bir secenektir.
Lutropin alfa (rekombinant LH, Luveris)
Menotropinler (Menagon (hMG), Menopur, (hp-hMG), Merional (hp-hMG) FSH ve LH hormonlarının saflaştırılmaları ile elde edilirler. Saflaştırmada, menopozdaki kadınların idrarları kullanılır. hMG kas icine, hp-hMG subkutan enjeksiyonla kullanılır.
Tum bu ilacların yan etkilerini gozden gecirirsek:
Yumurtalıkların aşırı uyarılması sendromu (OHSS): Gelişme riski, tedavi sırasında yumurtalıklarda gelişen follikul sayısı ve serumdaki ostradiol hormonunun yuksekliği ile doğru orantılıdır. Hafif, orta, şiddetli formlarda gelişebilir.
Hafif ve orta şiddette olan OHSS'da karında şişkinlik, yumurtalıklarda buyume, rahatsızlık hissi, kilo artışı ve bulantı vardır. Yaklaşık %10 oranında gorulur. Şiddetli formda ise karın aşırı derecede şişer, şiddetli karın ağrısı, aşırı kilo artışı, nefes darlığı, idrar miktarında azalma, bulantı, kusma ve ishal gorulur. Gorulme sıklığı %3'den daha azdır. Şiddetli formda yakından izlem ve tedavi icin genelde hastaneye yatış gerekir. Bu form coğunlukla gebeliğin olduğu hallerde gorulur ve tablonun duzelmesi beklenenden uzun surebilir. Bazen şiddetli OHSS'den kacınmak icin, tum embriyoların dondurularak ileride transferi gerekebilir.
Coğul gebelik: Tup bebek uygulamaları sırasında coğul gebeliklerin oluşumu bircok faktore bağlıdır. Yaş, ilaclara verilen yanıt, embriyo kalitesi, rahim icine transfer edilen embriyo sayısı coğul gebelik riskini belirler.
Sık gorulen yakınmalar: Enjeksiyon alanında ağrı ve/veya kızarıklık, baş ağrısı ve yorgunluk.
GnRH Analogları-GnRH-a (Suprecur, Suprefact, Lucrin, Synarel,Decapeptyl)
Tiplerine gore burun yolu ile (intranazal), cilt altı (subkutan) veya kas ici (intramuskuler) enjeksiyonlarla kullanılırlar. Yumurtalıklardaki follikullerin istenilen zamandan once olgunlaşma ve catlayıp atılmalarını engellerler. Lokal cilt reaksiyonları (kızarıklık vb.), baş ağrısı, sıcak basmaları ve psikolojik değişiklikler gibi yan etkileri olabilir. Tum yan etkiler ilac kesildikten bir sure sonra duzelir.
GnRH antagonistleri (Cetrotide, Orgalutran)
GnRH analoglarının yerine kullanılmak uzere geliştirilen ilaclardır. Yapılan calışmalarda, GnRH-a'larına gore, tedavi suresini kısalttıkları, kullanılan gonadotropin dozu ve OHSS riski azalttıkları saptanmıştır.
hCG (Pregnyl,Charagon)
Genelde yumurta toplama işleminden 33-36 saat once uygulanır. Yalnız kas icine ve hem kas icine hem de cilt altına uygulanabilen preparatları vardır. Yumurtaların olgunlaşmasını sağlarlar.
r-hCG (Ovitrelle)
Yumurtaların olgunlaşmasını sağlayan, rekombinant teknoloji ile uretilmiş, cilt altına uygulanan daha yeni form preparatlardır.
Progesteron (Crinone, Progestan, Prognex)
Doğal bir hormon olup dollenmiş yumurtaların (embriyoların) rahim icine implante olmalarına-tutunmalarına yardım ederler. Yan etkileri, goğuslerde hassasiyet, baş ağrısı, bulantı, sıvı tutulması, halsizlik, ruh halinde değişiklik, depresyon, vajinal kullanımda ise bunlara ek olarak vajinal kaşıntı ve tahriş hissidir. Eğer daha onceden damarda kan pıhtılaşması, emboli ya da tromboflebit oykusu varsa kullanılmaları ozel dikkat gerektirir.
YUMURTALARIN TOPLANMASI (OPU)
Yumurta toplama işlemleri vajinal yoldan yapılan ultrasonografi yardımıyla (transvajinal ultrasonografi) gercekleştirilir. Nadiren, laparoskopi ya da transabdominal ultrasonografi yardımıyla yapılır ki hemen hemen terk edilmişlerdir. Transvajinal metodda yumurtalıklar, vajene yerleştirilen bir prob yardımı ile goruntulenir. Vajen duvarından gecerek yumurtalığa girilen bir iğne aracılığı ile yumurtalıklardaki follikullerin icindeki sıvı aspire edilir-dışarı cekilir. Bu sıvı ile birlikte gelen yumurta mikroskop altında araştırılıp bulunarak ayrı yerde saklanır. Buişlem genelde 15-30 dakika surer.
GnRH analogları follikullerin beklenenden once catlamasını engellemek icin kullanılırlar. Ancak nadir olarak bunu başarılamaz ve follikuller yumurta toplanması işleminden once catlar. Yumurtalar karın boşluğuna dağılır. Bu olaya kendiliğinden yumurtlama (spontan ovulasyon) denir. Bu durumda uygulama iptal edilmelidir.
Hastaların işlem sırasında rahatlaması icin bazı ilaclar uygulanır. Bilincli sedasyon denilen yontemle, hastaya damar yolu bazı ilaclar verilerek hastada hafif bir uyku hali sağlanırken, işlem sırasında oluşabilecek rahatsızlık hissi minimuma indirilebilir. Bu durumda hasta, cevresinin ve yapılan işlemin genellikle farkındadır. Diğer yontemde ise; damar yoluyla genel anestezik ilaclar kullanılarak hasta uyutulur. Bu tip anestezide genelde solunumu sağlamak icin solunum yoluna tup yerleştirilmesi (entubasyon) gerekmez. Hasta kendi solunumunu yapar. Genellikle zaten stresli olan infertil hastalarda, işlemin rahatlığı ve hasta konforu icin de genel anestezi daha cok tercih edilmektedir.
SPERM VERME
Yumurtaların toplandığı gun, dollenme işleminde kullanılmak uzere laboratuara sperm orneği verilir. Laboratuarda dollenme işleminde kullanılacak sperm orneğindeki sperm hucreleri, ceşitli yontemlerle ayrılır. Daha iyi hareket edenler secilir ve diğer sperm sıvılarından arındırılır.
YUMURTALARIN DOLLENMESİ-FERTİLİZASYON
Toplanan yumurtalar mikroskop altında değerlendirilir ve olgunluklarına gore derecelendirilir. Yumurtanın olgunluğu onun dollenebilme kapasitesini belirler. Daha sonra uygulanmaya karar verilmiş yonteme gore sperm ile buluşturulur.
TUP BEBEK (IVF):
Bu tedavi başlangıctan beri kullanılan bir yontemdir. Toplanan yumurtalar ozel yontemlerle hazırlanmış belli sayıdaki sperm hucresi ile ozel kultur sıvılarında bir araya getirilerek, kadının vucut ortamına benzer cihazlarda bekletilirler. Bu işleme "inseminasyon" denir.
MİKROENJEKSİYON (ICSI):
İlk kez 1992 yılında Belcika'da uygulanmış bir yontemdir. Ozel bir mikroskop ve mikromanupilator denilen cihazlar yardımı ile mikro bir iğne icine alınan tek bir sperm hucresi, yumurtanın icine enjekte edilir. Boylece sperm sayısı cok duşuk, sperm hareketleri yetersiz, sperm şekli bozuk olan infertil erkeklerin spermleri ile dollenme ve cocuk sahibi olabilme şansı sağlanabilmektedir. Sperm analizinde hic sperm hucresi olmayan erkeklerde, testislerden cerrahi girişimle (TESA, TESE, micro-TESE) sperm hucresi elde edilebilirse mikroenjeksiyon ile gebelik şansı doğabilmektedir. Sperm sayısı aşırı derecede duşuk olan erkeklerin bu durumları genetik yapılarından kaynaklanıyorsa, mikroenjeksiyon ile bu durumun erkek cocuklarına aktarılma olasılığı vardır. Bu nedenle iyi bir bilgilendirme ve genetik danışmanlık gerekir. Ayrıca doğumsal olarak erkeğin sperm kanallarının olmaması durumu, başka bazı genetik hastalıklarla birlikte olabildiğinden yine bu durumda genetik inceleme gerekebilir.
Tup bebek veya mikroenjeksiyon sonrası yumurtalar, işlemden 16-20 saat sonra incelenerek, dollenmenin olup olmadığı acısından değerlendirilirler. Dollenmiş ve en az iki hucre aşamasına gelmiş yumurtalar artık embriyo adını alırlar. Ortalama toplanan yumurtaların %60-70'i dollenir. Eğer yumurtaların tumunde veya buyuk bir kısmında dollenme oluşmamışsa, yeni bir inseminasyon icin girişim yapılabilir. Bu nedenle, erkekten yalnızca yumurta toplandığı gun değil, bazen ertesi gun de sperm alınabilmektedir.
EMBRİYO TRANSFERİ
Genellikle yumurta toplanmasından 2-3 gun sonra yapılır. Ama bazen 5.-6. gune kadar geciktirilebilir. Transfer icin normal gelişen embriyolar secilir. Onerilen coğunlukla 2-3 embriyonun transferidir. Cok sayıda embriyo transferi, coğul gebelik ile sonuclanabilir. Yeterli gelişim gosteren embriyolar transfer sonrası artarsa dondurulabilir.
Transfer işlemi kolay ve ağrısız bir uygulamadır. İcinde embriyoların olduğu ozel bir kateterle, muayene pozisyonundaki kadının rahim ağzından gecilerek embriyolar rahim icine yerleştirilir. Kateter icindeki embriyolar enjektor yardımı ile rahim icine puskurtulur. Transfer sırasında ultrasonografi yardımı ile rahmin goruntulenmesi başarıyı arttırmaktadır. İşlem ortalama 5-15 dakika surer.
TUP BEBEK TEDAVİSİNDEKİ YENİLİKLER
EMBRYO TRAŞLAMA-DESTEKLİ YUVALAMA-ASSISTED HATCHING
Transfer oncesinde embriyolar değerlendirilerek, kadın yaşının 38'den buyuk olması, bazal FSH değerinin yuksek olması, daha onceki tup bebek ya da mikroenjeksiyon uygulamalarında embriyo transferine rağmen gebelik olmaması, yumurtanın dış ceperinin-zona kalın olması ve embriyoların bolunme hızının yavaş olması gibi durumlarda, embriyoları cevreleyen zar uzerinde delik acılmakta veya zar inceltilmektedir. İşlem mekanik yolla, asit tyrode solusyonuyla veya lazer kullanılarak zonada delik acılması şeklinde uygulanabilir. Yontemler arasında başarı anlamında fark yoktur. Embryoların rahim ic duvarına tutunma şansını artırarak gebelik oranını arttırdığı duşunulen bu tekniğin, her hastada kulanılması gereksizdir.
BLASTOKİST TRANSFERİ
Embriyo sayısı fazla olan kişilerde embriyoların 2 veya 3. gun aşamasında transfer edilmeyerek, laboratuar ortamında blastokist aşamasına kadar gelişimlerinin izlenmesi ile daha sağlıklı olan embriyoların secilebilmesi olanaklıdır. Blastokistlerin rahim duvarına tutunma olasılıkları cok daha yuksek olduğundan, daha az sayıda blastokist transferi ile coğul gebelik riski arttırılmadan, benzer gebelik oranı elde edilebildiğini gosterir bircok calışma vardır.
SPERMATİD ENJEKSİYONU
TESE, micro-TESE işlemi ile testislerden olgun sperm elde edilemediği durumlarda, olgunlaşmamış hucreler olan spermatidlerı araştırılmakta ve eğer bulunursa spermatidler kullanılarak mikroenjeksiyon işlemi yapılabilmektedir.
Uzun ve daha cok olgunlaşmış-elongated spermatidlerin enjeksiyonu ile gebelik şansı vardır. Henuz tam olgunlaşmamış yuvarlak-round spermatidlerin enjeksiyonu ile elde edilen sonuclar son derece başarısızdır. Dunyada henuz deneme aşamasında olan bu işlemle elde edilen gebelik sayısı cok azdır.
EMBRİYOLARIN DONDURULMASI-EMBRYO FREEZING
Embriyo dondurulması transferden sonra artan iyi kalitedeki embriyolara uygulanabileceği gibi, şiddetli OHSS riskinin fazla olduğu durumlarda da, tum embriyoların daha sonra transfer edilmek uzere dondurulması şeklinde de kullanılabilir. Dondurma işlemi erken (klivaj) veya gec embriyo (blastokist) aşamasında yapılabilir. Dondurulmuş embriyoların kullanılacağı sikluslarda yumurtaların geliştirilmesi ve toplanması işlemi yapılmaz. Rahim ici zarı-endometrium hormonlarla hazırlanabileceği gibi, duzenli yumurtlayan kadınlarda ilac kullanmadan uygun gunun saptanması ile de-naturel siklus embriyo transferi yapılabilir.
Hucre dondurmasında iki temel teknik vardır. İnsan hucrelerinde ilk uygulanan yavaş kontrollu dondurma yontemi ve yeni bir teknik olan vitrifikasyon yontemi. Yavaş kontrollu yontem halen daha yaygın olarak kullanılsa da, giderek vitrifikasyon yontemi yaygınlaşmaktadır. Vitrifikasyon herhangi bir cihaza gereksinim duymadığından, yavaş kontrollu dondurma yontemine gore daha ucuzdur.
Yavaş kontrollu dondurma ve vitrifikasyon tekniğindeki en temel farklılık, hucrenin yapısal butunluğunu korunma mekanizmasındadır. Yavaş dondurma yonteminde hucrenin butunluğu ve canlılığı, kademeli olarak soğutarak hucre etrafında oluşturulan ekstraselluler buz kristalleri ile korunur. Vitrifikasyon da ise, konrantrasyonu yuksek kriyoprotektanlarla ani ısı duşuşu sağlanır ve bu, hucre etrafında cam bir katı yuzey oluşturarak hucre canlılığını korur. Yavaş dondurma yonteminde hucreler buz kristalleri nedeniyle dejenere olabilirler. Vitrifikasyonda oluşan cam yuzey nedeniyle ise, bu sorun ortadan kalkmaktadır. Vitrifikasyonda hucreler inkubator dışında daha az sure kalırlar (vitrifikasyonda yaklaşok 10dk., yavaş dondurma yonteminde ise 3 saat). Bu, hucre canlılığını olumsuz etkileyebilecek dış etkenlere maruziyeti minimale indirmektedir. Ayrıca vitrifikasyonunda zona pellusida uzerinde bir hasar oluşmaz.
Gunumuzde kullanılan ultra-hızlı vitrifikasyon ile, başlangıcta kullanılan geleneksel vitrifikasyona goredaha yuksek implantasyon ve gebelik oranları sağlanabilmektedir. Ultra-hızlı vitrifikasyon tekniğinin, 37°C'de uygulanabiliyor olması ve kullanılan kriyoprotektan konsantrasyonlarının toksik riski azaltmak amaclı 0.5-1 molara kadar duşurulmuş olması en onemli avantajlarındandır.
Programlanabilen bir cihazla yapılan yavaş kontrollu dondurma veya vitrifikasyon sonrası dondurulan embriyolar, sıvı azot iceren tanklarda saklanırlar. Ama boyle saklanan embriyoların canlı kalmaları kesin değildir. Bu durum ancak cozulduklerinde anlaşılır. Embriyolar canlı değilse transfer edilmez.
EMBRİYO TUTKALI (EMBRYO GLUE)
Kullanılan kultur ortamlarına eklenen bazı maddelerin embryoların anne rahmine tutunmayı arttırdığı bildirilmiştir. Kullanıma başlandıktan sonra sonucları iyileştirip başarı oranlarını artıracağı umulsa da, daha henuz kanıta dayalı tıbda kanıtlanmış bir başarı artışı ispatlanamamıştır.
Tup Bebek Tedavisi Oncesi Tuplerin Alınması (Hidrosalpenks Olguları)
In-Vitro Maturasyon-IVM-İlacsız Tup Bebek Tedavisi

IMSI- Yuksek Mikroskopik Buyutmeyle Secilmiş Spermlerle Yapılan Mikroenjeksiyon
HLA-G
Yapay Rahim (KO-KULTUR)
Metabolomics
Yumurta-oosit Freezıng-Dondurma

ERKEKLERDE UYGULANAN YONTEMLER
Erkeğin semeninde hic sperm yoksa (azoospermi) bu durumdaki erkeklerin testis dokusu icerisinde ya da sperm taşıyan kanallarda sperm bulunma olasılığı vardır. Yapılan muayene ve tetkikler sonrası testis dokusu ya da kanallar icerisinde sperm bulunma olasılığı olanlarda, testis ya da kanallardan elde edilen spermlerin kullanımı ile mikroenjeksiyon işlemi uygulanabilir.
TESTİSLERDEN SPERM ELDE EDİLMESİ
Semende hic sperm olmayan veya kanallarda tıkanıklık olmayan erkeklerde testisten cerrahi yontemle sperm bulma işlemidir. Alınan spermlerin tumunun hareketsiz olması durumunda da hareketli ya da daha fazla oranda canlı spermler bulabilme umuduyla da bu işlem yapılabilir. TESE kadından yumurta toplanacağı gun ya da bir gun once yapılabilir. Lokal ya da genel anestezi altında testislerden alınan doku orneklerinde sperm olup olmadığı araştırılır. Bu işlemin mikroskop altında (micro-TESE) olarak yapılması, şu anda en fazla kabul edilen ve yapılan yontemdir. Eğer sperm bulunursa kadının yumurtaları toplanarak mikroenjeksiyon işlemi yapılır. Spermin bulunamadığı durumlarda, kadının yumurtaları toplanmaz ve tedaviye son verilir. Yumurtalıkların aşırı uyarılma riskinin (OHSS) olduğu durumlarda TESE işleminde sperm bulunamasa da, bazen hastayı koruma amaclı yumurta toplama işlemi yapılabilir. Sperm elde edilmesi ince iğne yardımıyla da yapılabilir (TESA - TEFNA).
Sperm kanallarında tıkanıklık olan erkeklerde, epididimden ince iğne yardımı ile de (PESA) sperm kolaylıkla alınabilmektedir. Sperm taşıyan kanalların doğuştan ya da sonradan tıkanması sonucunda semende hic sperm bulunmaması durumunda, erkeklerin kanallarından lokal ya da genel anestezi altında mikrocerrahi yontemiyle (MESA) veya direkt ciltten iğneyle de (PESA) sperm elde edilebilir. Elde edilen spermler daha sonra mikroenjeksiyon işleminde kullanılırlar.
DONDURULMUŞ SPERM İLE MİKROENJEKSİYON
Kadın işleme hazırlanmadan once, ejekulatında hic sperm olmayan azoospermik erkeklerden testikuler biyopsi yapılarak alınan parcada, sperm olup olmadığı araştırılır. Alınan parcada sperm gozlenmesi halinde doku dondurularak saklanabilir (cryoTESE). Bu aşamadan sonra, hangi donemde duşunuluyorsa kadın o donemde tedaviye alınarak yumurta geliştirilmekte, yumurtaların toplanacağı gun veya bir gun once dondurulan testis dokusu cozulerek bulunan spermlerle mikroenjeksiyon yapılabilmektedir. Boylece bir işlemle birden cok deneme yapma şansı doğmakta ve eğer sperm yoksa kadın gereksiz tedavi ve stresle karşılaşmamaktadır. Ama cozme işlemi sonrası, sınırlı sayıda sperm olan olgularda spermin bulunamama riski vardır.
PREİMPLANTASYON GENETİK TANI-PGD
Embriyoların bir hucresi biyopsi ile alınabilmekte ve anne rahmine yerleştirilmeden once embriyonun cinsiyeti, kromozom yapısı ve bazı gen bozuklukları belirlenebilmektedir. FISH veya PCR gibi tekniklerle yumurtalardan-oosit veya değişik aşamalardaki embryolardan biyopsi yapılmakta ve gen defektleri, cinsiyet tayini ve kromozomların sayısal ve yapısal durumları belirlenebilmektedir. Sınırlı hasta grubunun kullanımına uygun olan bu yontem, cinsiyetle gecen hastalıklar, kromozom sayı ve yapı bozuklukları gibi durumlarda kullanılmaktadır. Bu yontemin %100 sağlıklı cocuk garantisi vereceği soylenemez.

[h=2]Ankara Kadın Doğum uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]