Kur ’Ă‚n-ı Kerîm ile hemhĂ‚l olan hakîkî hĂ‚fızlar dunyĂ‚ ve Ă‚hirette pek cok ilĂ‚hî ikramlara nĂ‚il olurlar.AllĂ‚h dostlarından Mahmûd SĂ‚mi Ramazanoğlu -kuddise sirruh-, Adana ’da bu vasıfta vefĂ‚t etmiş bir hĂ‚fızın 30 sene sonra yol gecme zarûreti sebebiyle nakil icin kabrinin acıldığını, ancak o kimsenin cesedinin hic bozulmamış olduğunu, ustelik kefeninin pırıl pırıl durduğunu, bizzat muşĂ‚hede eden biri olarak nakletmişlerdir.
Hadîs-i şerîfte buyrulur:
“HĂ‚mil-i Kur ’Ă‚n (Kur ’Ă‚n-ı Kerîm ’in ahkĂ‚mı ile yaşayan, ahlĂ‚kı ile ahlĂ‚klanan ve hikmeti ile kemĂ‚le eren bir hĂ‚fız efendi) olduğu zaman AllĂ‚h, onun vucûdunu yememesini yere vahyeder. Yer de der ki:
«YĂ‚ Rabbî! Sen ’in kelĂ‚mın sînesinde iken, ben onun vucûdunu nasıl yiyebilirim?..»” (Deylemî, I, 284/1112; Ali el-Muttakî, I, 555/2488)
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan