Her hĂ‚lukĂ‚rda zikir uzere bulunmaya kendimizi alıştırmamız, bizim icin en buyuk kazanc olacaktır.Bir sahĂ‚bî AllĂ‚h Rasûlu ’ne gelerek:

“–Hangi cihĂ‚dın ecri daha buyuktur?” diye sordu. Peygamber Efendimiz:

“–AllĂ‚h TeĂ‚lĂ‚ ’yı en cok zikreden kimsenin cihĂ‚dı!” buyurdu. Adam:

“–Hangi oruclunun ecri daha buyuktur?” diye sordu. Efendimiz:

“–AllĂ‚h TeĂ‚lĂ‚ ’yı en cok zikreden kimsenin orucu!” buyurdu.

Bundan sonra adam, namaz kılanlar, zekĂ‚t verenler, hacca gidenler ve sadaka verenler icin de aynı soruyu tekrarladı. Fahr-i KĂ‚inĂ‚t Efendimiz bunların hepsine de:

“–AllĂ‚h TeĂ‚lĂ‚ ’yı en cok zikredeninki!” buyurdu.

Bunun uzerine Ebû Bekir -radıyallĂ‚hu anh-, Hazret-i Omer ’e:

“–Ey Omer! AllĂ‚h ’ı zikredenler, hayrın tumunu alıp goturdu!” dedi. Bunu duyan KĂ‚inĂ‚tın Efendisi onlara doğru yoneldi ve:

“–Evet oyledir!” buyurdu. (Ahmed, III, 438; Heysemî, X, 74)

YĂ‚ni her hĂ‚lukĂ‚rda zikir uzere bulunmaya kendimizi alıştırmamız, bizim icin en buyuk kazanc olacaktır.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Faziletler Medeniyeti 1, Erkam Yayınları
İslam ve İhsan